Mey: Şarap, içki
Herkese uzun bir aranın ardından merhaba dostlar, bu süreçte sabırla beklemeye devam ettiğiniz için ayrı ayrı hepinize kocaman öpücükler ve sevgiler. Bölüme geçmeden önce bölümü beğenmeyi okurken de satır aralarına düşüncelerinizi bırakmayı unutmayın. Birde sizler bizleri ne kadar çok teşvik ederseniz diğer bölüm de o kadar hızlı gelir efenim bizden söylemesi, sizlerden de uygulaması... :)
🔱
28 Ocak 2017
18.55
Twitter: ar_dem5
Instagram: ar_dem5
Tiktok: ar_demBir insanın canı somut bir şekilde nasıl yanardı? Vücudumda en ufak bir hasar yokken canım yanıyordu. Sanki kalbim, Bora'nın ellerinde her defasında en un ufak oluyordu. Yaptığı her hareket kalbimi daha çok sıkıyordu.
Aynadaki yansımamı gözümü kırpmadan izlemeye başladım. Göz altlarımı kapatıcıyla kapatmama rağmen yorgunluğum açıkça kendini belli ediyordu. Günlerdir doğru düzgün uyumamıştım ki. Bora'yla aynı yatağa girmemek için sürekli kendime yapacak bir iş bulup sandalyenin tepesinde ya da salondaki koltuklardan birinde uyuyakalıyordum.
Günlerdir Bora da çabalıyordu ama eninde sonunda vazgeçeceğini gayet iyi biliyordum. Bu defa geri dönüşün olması çok zordu. Basit bir özürle ya da sürprizle hallolacak bir mesele değildi.
Aynadaki yansımamı izleyerek saçlarımı düzleştirmeye devam ettim. Canım o kadar sıkkındı ki hazırlanmak bile içimden gelmiyordu bugün. Belki de saçlarımı topuz yapmalıydım? Kararsızlık içinde elimdeki düzleştirici masaya bıraktım. Hiçbir şey yapmak içimden gelmiyorken Bora'nın süs bebeği gibi bir iş toplantısına katılmak zorundaydım.
Bir hışımla masanın üzerinde duran makyaj temizleme suyunu alarak pamuğun üzerine boca ettim. Az önce emek vererek yaptığım makyajın tüm izleri yüzümden silinirken akmak için pusuda bekleyen göz yaşlarımın gözlerimden süzülmesine izin verdim. Keşke o kontrol manyağının da tüm izlerini bu şekilde temizleyebilmem mümkün olsaydı. Sinirle yüzümü silmeye devam ettim. Makyaja falan gerek yoktu. Hatta saçımı düzleştirmeye de hiç gerek yoktu. Dümdüz bir elbise bu akşam ki yemek için yeter de artardı bile.
Cumartesi günümü de elimden alması sadece daha çok sinirlenmeme sebep oluyordu. Mis gibi evde kalıp kendi halimde takılmak varken bu işkence reva mıydı bana?
Umurumda değildi, ne o ne de şirkete kazandıracağı anlaşmaları. Aynada göz göze geldiğim donuk elalara bakarak yutkundum. O aptal adam benden tüm heveslerimi almıştı. Önceden beni mutlu eden bu hazırlıklar bile bana iyi gelmiyordu artık. Makyaj masamdan kalkarak dolaba doğru yönelttim adımlarımı. Dolabın önüne geçtiğimde hiç düşünmeden elime gelen ilk elbiseyi aldım. Önceden saatlerimi alacak olan o karar aşaması şimdi sadece saliselerimi almıştı. Elbiseyi üzerime geçirdikten hemen sonra az önce düzleştirmek için dakikalarımı feda ettiğim saçlarımı tepemde dağınık bir topuza dönüştürdüm. İşte hazırdım. Daha fazlasına gerek yoktu. Canım yanıyorken etrafa mutlu gülücükler saçmayacaktım.
Günlerdir bu koca evde köşe kapmaca oynarken hiçbir sorun yokmuşçasına insanlara mutlu evlilik rolünü oynamayacaktım. Son yaptıkları bardağı taşıran son damla olmuştu benim için. Kendimi tek taraflı bir aşkın içinde heba etmemeye kesinkes kararlıydım bu sefer. Daha fazla kendimi geri çekmeyecektim.
Giydiğim elbise dar ve dümdüz bir kumaştı. Boyu dizlerimin bir karış kadar üzerinde bitiyor fakat yanlardaki büzgüleri sayesinde bacaklarımın daha çok ortaya çıkmasına neden oluyordu. Kollarım tamamen siyah tül kumaşla kapalı olsa da önü de arkası gibi pencere yakaydı. Kollarımdaki büzgüleri gevşeterek omuzlarımın tamamen açıkta kalmasını sağladım. Üzerimi son bir kez daha kontrol ettiğimde memnuniyetle gülümsedim. Son zamanlarda iştahtan düşmem ayva göbeğimin de bana veda etmesine vesile olmuştu. O aptal kontrol manyağının bana karşı tek faydası da bu olmuştu sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlkyaz Fırtınası
Aktuelle LiteraturAhmet Bora İnanoğlu. Hayatını altmış dört karelik satranç tahtasına sığdırmış bir adam. O, şah değildi. Öylece durup korunmayı beklemezdi. O, tüm hakimiyetin elinde olmasını isterdi. Olaylara istediği gibi yön verir ve kazanana dek savaşırdı. O, bu...