Medeniyet Ve Bilgiler.

960 117 6
                                    

Gözlerini ağrılar ile dolu bedeninin acısının, hafif gün ışığı ile açtı.

Yaraları ciddiyetini korurken, gözlerine elinden düşen ve tazeliğini kaybetmiş et parçası takıldı.

Yavaşça bir ısırık aldı ve bakışlarını ateşe dikti.

Neredeyse sönmek üzere ve külleri hafif bir parıltı ile tutuşuyor halde gördü.

Çoğu kişinin aksine bu ona kendisini hatırlattı.

Para, şöhret ve güç içerisinde yüzerken, kendisini bir hata ile en dipte bulmuştu.

Zayıf ve kaynaksız bu durumda, bakışlarını tekrar ölü ayı ve yanında duran kurtlara dikti.

Çoğu kurta olduğu gibi vücutları parçalanmış dahi olsa bazılarının taşları sağlam durumda görünüyordu ve onları toplamak için ayağa kalktı.

Kurtarın dişlerine ve ayının pençe ve yağını temizlemeye başladı.

Kan kokusu üzerine geçerken, gözlerini yorgunluk kapladı.

Son bir hareket ile kurtları dışarı attı ve elinde bulunan malzemelere baktı.

Bu kadar yara almasının sonucu 4 kiloya yakın ayı yağı ve bir derinin yanında 20 kilo et ve 17 adet taş olmuştu.

İlk 2 taş anne ve yavru ayıya ait kalanlar ise Kurtlardan gelen kırık veya çatlak olanlardı.

Ayının derisi nemli ve ıslak dahi olsa çanta görevi görüyordu ve kullanıma el verişli ilk eşya olmuştu.

Taşları kesesine yerleştirdi ve bakışlarını kenarda bulunan küçük patikaya dikti.

Otlar ezilmiş ve birçok canlının kullandığı bir geçit olduğunu anlamak pek zor değildi.

Sakin adımlar eşliğinde patikanın düz ve yeşil yollarında ilerlemeye başladı.

Bulunduğu yer bir ormandan bir ovaya dönerken, düz otlar ve geniş dağların karşıladığı devasa bir ovaya dikti gözlerini. Ortasında ise köy benzeri bir yapı vardı.

Etrafı tahta sırıklar ile çevrilmiş bir yerdi. Etrafında surlar vardı ve zemini karaya bağlayan ve suru geçmelerini sağlayan tek şey geniş tahta bir kapı olmuştu.

Bağlı olan ipler kapıyı yere indirmiş ve acil bir durumda ise tekrar kapıyı kapatmak için hızlı bir makara sistemi kurulmuştu.

Sakin adımlar eşliğinde köye doğru yaklaşmaya başladı.

Yaklaşmaya başladıkça köyde bulunan asker ve gardiyanlar ilgisini bu düz ovada yürüyen kişiye dikmeye başladı.

Tum kapıyı net görmeye başlamıştı ki, bir asker kendisine doğru yürümeye başladı.

Tum'un sakinliği sabit kaldı ve yürümeye devam etti.

-"DUR!"

Tum'un bakışları askere döndü.

-"KİMSİN? GELİŞ SEBEBİNİN NEDİR?

Silahı veya benzer bir alet kullanmıyordu.

Sadece elinde bulunan metal bir eldiven ve gövdesinde bulunan zırhı belirgin duruyordu.

-" Sadece avladığım şeyleri satmaya gelen bir avcıyım.. İzin verin geçeyim... "

Askerin gözleri Tum'un sırtında duran ayı derisine ve yaralarına dikildi.

-"Hangi alemde gelişirsin savaşçı?"

Tum'un yüzünü sahte bir üzüntü kapladı.

-"Henüz bir başarı elde edemedim..."

Yeniden Doğuş (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin