Yeniden Doğuş (Tamamlandı)

Zorlu Atılım Ve Gelişme Denemeleri

Elindeki kitabı yere bıraktı ve bakışlarını ciddi bir ifade kapladı.

Odada 3 gün kalmış ve dünya hakkında araştırma yapmaya başlamıştı.

Basit bilgileri öğrenmek pek zor değildi. En yüksek alem ve bunların nasıl atandığını duyulduğunda.... Eski puan sisteminin ne kadar kolay ve basit olduğunu düşündü.

Puan penceresinde sadece para ve iyi bir köken sahibi isen, gelişimin basit ve hızlı olurdu.

Ancak Alemlerde... Bu iş yetenek ve potansiyele bağlı olarak gelişiyordu.

Yaptığı araştırmalar ise... Kendisini zorlayacak bilgileri eşliğinde getirmişti.

Gelişim hızının düşük olması sadece taşlardan enerji emmesi demek değil, aynı zamanda alemleri geçme hızını bile etkilediğini göstermişti.

Derin bakışlar içinde kesesinde bulunan büyük ayının taşına baktı. Elinde sadece bu kalmıştı ve başka kaynağı da yoktu.

Elinde ki diğer taşları ilaç, kitap, hatta bazen bilgi karşılığında satmıştı.

Durumu kısaca, sığınması için 5 günü kalmış bir oda, ve büyük bir Öz taşıdır.

Öz taşı halk arası verilen isim olmuştu.

Tum, daha önceden yapabileceği işlere bakmıştı. Fakat özgürce gelişimini sağlayan ve kazanca değer olan tek meslek "Avcı" olmuştu. Kesesinde bulunan taşı iyice kavradı ve dışarı bir adım attı.

Tekrar yoğun kalabalığın içinden bakışlarını duvarda bulunan yazıya dikti ve kenarda bulunan binaya doğru girdi.

Burada yapılan avcılık ve avlanan av başına verilen bir ödül ve kesilen bir para vardı.

Tum'un avladığı yaratığın eti yenebilir ise %40'ı köyün deposuna kalanı ise kendisine verilip %40'lık etin fiyatı kaliteye göre ona geri dahi verilirdi.

İçeri girdi ve bakışlarını kasada duran adama dikti.

-"Hoş geldin savaşçı! Buyur buyur!"

Bakışlarını köşede bulunan damgalara dikti.

-"Avcılık başvurusu yapmaya geldim..."

Bıyıklarını okşadı.

Büyük kaslı bedeni, kel kafası ve Beyaz gür pala bıyıkları ile bakışlarını Tum'a dikti.

-"tabletini ver evlat."

Tum elini cebine getirdi ve tableti adama uzattı. Elindeki mühürü tablete vurdu ve Tum'a geri uzattı.

-"Dikkatli ol evlat... Dışarısı tehlikeli."

Cümlenin sonuna vurgu yapmış ve bu ona verilen bir uyarı gibi durmuştu.

Tum ise pek umursamadan arkasını dönüp bakışlarını kapıya dikti.

Sakin adımlar ile dışarı doğru ilerledi ve daha kapı bekçisi birşey diyemeden tablette bulunan avcı damgasını gösterdi.

Dışarıya attığı ilk adım ile birlikte, etrafını gözlemek için yüksek bir tepeye çıktı. Bulunduğu alemi ve içinde kalan savaş özünü biliyordu.

3 gün içinde bazı taşları özümsemiş ve öz miktarını 43'e kadar çıkarmıştı.

Fark ettiği en büyük gelişme ise öz sayısı arttıkça kanatlarını kullanması da bir o kadar kolaylaşmıştır.

Gözlerini tepenin süzdüğü uçsuz bucaksız ovalardan, sık ağaçlı ormanlara dikti.

Bakışını çeken ilk şey vahşi köpekler oldu. 3 kişiden oluşan bu grup, yaşlanan köpeklerden oluşuyordu.