***Tepki: Balkonda dışarıyı izlerken ayağımız kayıyor ve kucaklarına düşüyoruz.
Karakterler: Taiju, Izana, Rindou
***
Taiju:
Balkonda sarmaşığınla ilgileniyordun. Bütün balkonu saran canlı yeşil yaprakları görenleri hayran bırakıyordu.
Tıpkı senin Taiju'yu hayran bıraktığın gibi. Saçını hafifçe kulağının arkasına ittin. Taiju senin onu fark etmediğinden emin olarak izliyordu. Sert bakışları üstündeydi fakat bu seni daha iyi izlemek içindi.
Daha sonra sarmaşığın sararmış yaprağını kesmek üzereydin ki ayağın kaydı. Çığlıkla aşağı düştüğün sırada Taiju seni iri bedeniyle yakalamıştı.
Korkuyla gözlerini kapattığında beklediğin gibi sert iniş olmamıştı. Gözlerini açıp Taiju ile göz göze geldiğinde seni kapına indirip arkasını döndü.
Hiçbir şey söylemeden karanlık yolda ilerledi. Arkasından bağırdığında sadece dudağının kenarı sıyrıldı. "Teşekkür ederim!"
***
Izana:
Izana düşünceliydi. Her zamanki gibi karamsarlık bedenini ele geçirmiş boş boş yürüyordu.
Ta ki seni görene kadar ya da sen onun kucağına düşene kadar. Nereden geldiğini anlayamamıştı. Başını kaldırıp baktığında düşmek üzere olan bir çamaşır ipini gördü. Muhtemelen oradan düştün.
Sana bakıp kapıya ilerledi. Saygılı bir şekilde seni indirdi. "Dikkat et. İnsanlar yanış anlayabilir." Mırıldanmasıyla başını eğdin.
Hafifçe eğilip konuştun. "Özür dilerim üstünüze düşmek istememiştim ve beni tuttuğunuz için teşekkür ederim."
Izana o an ilk kez seni inceledi. Kalbinin çarptığını fark edince yutkundu. Ellerini ceplerine atıp etrafı inceledi hızlıca. "Evet, evet. Herneyse." arkasını dönüp ilerlerken aklına evini kazımıştı bile...
***
Rindou:
Rindou elindeki gözlüklerini silerek ilerliyordu. Yağmurdan dolayı biraz ıslanmışları ve bu yüzden etraf bulanıklamıştı. Rindou ise buna tahammül edemeyeceği için siliyordu.
Sen ise ailenden ceza olarak odaya kilitlenme almıştın ve şimdi kaçacaktın. Herşeyin hazırdı. Balkona sessizce girip ayakkabılarını giydin. Ailenin sesini duyduğunda panikle atladın.
Tam da Rindou'nun kucağına düştün. Rindou şaşkın şekilde sana bakarken panikle balkona baktığını gördü. Bir sorun olduğunu hissedip koşmaya başladı.
Uzaklaştığınızda seni yere indirip soluklandı. Hala elinde olan gözüklerini takıp sana üstten bir bakış attı. Hoş kızdın ve seni beğenmişti.
Gözleriyle sana üstten bir bakış atıp burnunu kaldırdı. "Bana borçlusun." Ardından hiçbir şey yapmadan gittin. Arkasında şaşkın bir sen bırakarak...