Aslında tepki yazıyordum sonra fotoğraf ararken Draken ölürken Emmayı görmesi çıktı önüme oturdum ağladım. Şimdi bende onlara yazmaya karar verdim.***
"Draken-kun! Lütfen! Mikey benimle gelmiyor! Yanlız mı gideyim?" Emma yavru kedi bakışlarını önünde kolunu çekiştirdiği Draken'e çevirdiğinde Draken göz devirdi.
Gözleri Mikey'i ararken Emma'ya laf yetiştiriyordu. "Benim ne işim olur okul balosunda?" Bezgin nefes aldı. "Git işte sen."
Emma hayal kırıklığıyla baktı çocuğa. "Peki..." Kolunu bırakıp gözlerini kaçırdı. "Ben gidiyorum. Sonra görüşürüz."
Draken bir şey demeden kafasını salladı sadece. Genç kızın arkasından bile bakmadı. Tek derdi Mikey'nin artık gelmesiydi...
***
Balo günü Emma üstündeki tatlı elbisesiyle ve açık saçlarıyla hazırlanıyordu. Saat yediydi ve yedi buçukta balo başlayacaktı. Hala bir partneri yoktu. Gitmek istemese de arkadaşlarına söz vermişti.
Güzelce elbisesini giyinip evden çıktı. Okula ulaşmak için çok bir mesafesi yoktu bu yüzden yavaş yürüdü. Ayakları gitmek istemiyordu ama gidiyordu işte.
İçeri girmek için adım attığında kulağına bazı konuşmalar doldu. "Ben erkek arkadaşımla geldim!"
"Gerçekten baloya tek gelecek kadar ezik olan birisi var mı merak ediyorum?"
"Yani yabani değilse bir erkekle gelmemesi mümkün mü?"
Emma'nın gözleri hafifçe dolarken arkasını dönmek için hareketlendiğinde belinden itilmesiyle durdu. "Hey!"
Kafasını çevirip sinirle bağıracağı sırada Draken'i fark etti. "Draken-kun?" Şaşkınlığı sesine yansımıştı.
"Bunun için kavgadan feda ettim. Güzel olsa iyi olur." Homurdanmasıyla Emma gülümsedi.
Hazırlandığı belliydi. Saçı her zamankinden daha özenli hazırlanmıştı. Üstünde takım elbise bile vardı. Draken'le birlikte içeri girerken gözlerinin içi gülüyordu.
Draken ise şimdiden sıkılmıştı fakat kız için duruyordu. Gözleri etrafta gezerken bir kaç piçin Emma'yı süzdüğünü fark ettiğinde kızı inceledi.
Gerçekten güzeldi. Giydiği elbise biraz kısa ve açıktı ama ona çok güzel olmuştu. Boğazını temizleyip çalan slow müzikle Mikey'nin dediğini yaparak Emma'ya elini uzattı. "Şarkıda dans etmemiz gerekiyormuş."
Emma şok üstüne şok geçirirken yanakları hafifçe pembeleşti. Elini tutup çocuğun onu götürmesine izin verdi. Beline dolanan kollarla o da çocuğun boynuna doladı. "Teşekkürler Draken-kun."
Draken stresten kasılmış bedeniyle başını salladı. "Hn." Bir şey diyememişti. Birlikte saatlerce dans ettiler...
***
Ben ağladım. Sizde ağlayın.