Önceki Mikey bölümünün kitabını yazmaya başladım. 😎
***
Peh-yan senin kahramanın. Kesinlikle kahramanın. Dört kişi tarafından sıkıştırıldığın ara sokakta hepsini bayıltana kadar dövdü.
Şey aslında senin için değildi. Bu piçler Peh-yan'ı daha önce sinir etmişlerdi. Hepsini dövdükten sonra ilk kez seni fark etti.
Yere eğilip yerde oturan sana baktı. "Orda ne yapıyorsun?"
Sulu gözlerini silip boynuna atladın. Hala senin için onları dövdüğünü sanıyordun. "Teşekkür ederim! Teşekkür ederim! Sen olmasaydın onlar bana-" gerisini getiremeyip hıçkırdın.
Peh-yan kızarırken sırtını pat patladı. "E-eh! So-sorun değil. Eve gitsen iyi olur." Kıpkırmızı yüzüyle başka yere döndü. Utanmıştı.
Geri çekilip gözlerini sildin. Ayağa kalkıp eğildin. "Teşekkür ederim! Sana teşekkür için bir şeyler yapacağımdan emin olabilirsin."
Ardından gülümseyerek uzaklaştın. Peh-yan ise arkandan bakmaya devam etti. "Ben mi kurtardım?"
***
Ertesi gün yanakların kızarık şekilde dün seni kurtaran çocuğu izliyordun pencereden. Onun için bir şeyler hazırlamıştın fakat vermeye utanıyordun.
En yakın arkadaşın bayıkça göz devirdi. "Gerçekten mi?! Geçen yıl okulun bahar güzeli seçildin! O tipsiz seni kesinlikle red ederse salaktır."
Kaşlarını çatıp kınarcasına arkadaşına baktın. "İşte bu yüzden sevgilin yok. İnsanların iyi yanlarını değil, gösterişli yanlarını arıyorsun. Böyle devam edersen de asla olmayacak."
Sinirle çantandan kutuyu alıp çıktın sınıftan. Böyle insanlardan nefret ediyordun. Yüzü iyi, kalbi kirli olsa ne yarardı sanki? Böyle kalbi iyi olan insanlar senin için melekti. Peh-yan ise cesur hareketleriyle kalbini çalmıştı.
Arkadaşları yanında olduğu için çekinsen de yine de anlık gazla yanın ilerledin. "Um, hey!" Ona seslendiğinde hepsi sana döndü. Utanarak sadece Peh-yan'a baktın. "Şey dün beni kurtardığın için tekrar teşekkür ederim." kutuyu uzatıp devam ettin. "Teşekkür için kurabiye yaptım."
Peh-yan kızardı. "Sağol ama gerek yoktu." Arkadaşlarının olayı anlamaya çalıştığını fark ettin.
Ellerini arkanda birleştirip gülümsedin. "Eğer bir şeye ihtiyacın olursa her şekilde yardım etmek isterim. Elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin. Mankenlik sınıfındayım. 3-D"
Son bir gülümseme sunduktan sonra kızaran yanaklarınla okula ilerledin.
Peh-yan'ın yanındaki Baji kocaman gözleriyle çocuğun omzuna kolunu attı. "Hadi be! Okulun bahar güzellik kraliçesini mi kendine aşık ettin?! Siktir! Hangi büyü lan bu?!"
Mitsuya şaşkınca baktı. "Geleceğin en mükemmel mankenlerinden birisini çaldın resmen."
Peh-yan elindeki kutuyu açtı. İçindeki kalpli ve ayıcık suratlı kurabiyelere bakıp gülümsedi. "O çok kibar."
Kendi kendine mırıldanmasını duyan Baji kocaman gözleriyle kafasına vurdu. "Oğlum bırak kibarlığını! Kız geleceğin mankeni! Şimdi bile yüzlerce yerden teklif aldığını duydum!"
Mitsuya kafasını sallayıp nefes verdi. "Ne kadar bir kadının vücudu hakkında konuşmak bana yakışmasa da Baji haklı. Peh-yan bütün şansını kullandın dostum."
Pah-chin iç çekip arkasına yaslandı. "O kızla çıkmak için herşeyimi verirdim."
Diğerlerinin vücudun veya kariyerin hakkında yorum yapması Peh-yan'ın umrunda değildi. Onun gözünde sen çok kibar ve naziktin.
Lanet olsun kalbi ağrıyordu seni düşününce...
***
Peh-yan'ı seviyorum. <333