***Pekala şu an bu duruma nasıl geldiğini bilmiyorsun. Sen shifting yapmayı denerken bu nasıl olmuştu? Sadece gece normal bir şekilde son iki haftadır demediğin gibi Shifting yapmayı deniyordun. Nerde yanlış yapmıştın? Nasıl yanlışlıkla Keisuke Baji'yi kendi evrenine getirmiştin?
Şu an karşındaki bilgisayar sandalye nde oturan senden yaklaşık 10-12 santim uzun olan vampir dişli herif nasıl gelmişti buraya? Tek bildiğin sabah uyandığında sana sarılı olduğu.
Derin bir nefes alıp yataktan kalktın. Yutkunup camdan dışarıyı izledin biraz. Keisuke sessizdi, seni inceliyordu. Derin bir nefes alıp arkanı döndün. "Se-"
Daha cümlenin tamamlayamadan seni kendine çekip sarıldı. Beline kollarını doladığında onu hissetmenin verdiği mutlulukla gülümsedin. "Siktir kadın! Sen beni nasıl bu sikik evren için bırakırsın? Madem sen benim yanıma gelmiyorsun ben senin yanına geleyim dedim."
Geri çekilip kaşlarını çattın. "İyi de sana hiç shiftingden bahsetmedim nasıl geldin?" Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordun.
Baji piç gülümsemesini sana sundu. "Takemichi'ye o kadar çok zaman sıçraması yaptırdım ki en sonunda paradoks yırtığı açıldı. Yani ismi buymuş. Sana götürdüğü sürece neyin ne olduğu önemsiz." Şakağına öpücük kon durduğunda kalbin heyecanla çarptı.
Senin için gelmişti gerçekten. Sadece senin için. Şoka girdin, gerçekten şoka girdin. Aniden bayıldığında Keisuke şoka girdi. Ve ne tuhaf ki evde o ve senden başka kimse olmadığı için seni kucağına alıp yatağına yatırdı.
Evinde gezmenin yanlış olduğunu biliyordu ama saatlerdir aynı kıyafetlerle dolaştığı için çok rahatsız hissediyordu. Üstündeki tişörtü çıkarıp evi gezerek banyoyu buldu. Tişörtünü kirli sepetine atıp etrafta boş boş gezindi.
Sıkıldığında sürahiye su doldurup gelerek yüzüne döktü. "Oi! Uyan kadın! Evrenleri sen bayıl diye bozmadım!" Sinirle bağırdığında gözlerini tekrar araladın.
Keisuke'nin o güzel gözleriyle tekrar karşı karşıya geldiğinde çığlık atıp yataktan düştün. Keisuke ise gülüşünü tutamayarak anırarak gülmeye başladı. "Siktir! Bu çok komikti!"
Öfkeyle ayağa kalkıp omuzlarından tutarak yatağa bastırdın. Üstüne çıkıp karnına tutarak ellerini başının üstüne sabitledin. "Yarramın Baji."
Kaşlarını çattığında ona meydan okuyan gözlerle baktın. "Sakın bana karşı çıkma Baji yoksa babama eve bir sapığın girdiğini söylerim ve o seni satırla kovalar."
Seni ani bir hareketle altına aldığında kıpkırmızı kesildin. Şerefsiz herifin tekiydi. "Ulan sen bunu yapabileceğini mi sanıyorsun kadın?"
"Keisuke kalk üstümden..." Suratın ateş gibi yandığında Keisuke'nin yüzünü buruşturup eğildi.
Dişlerini göstererek sırıttığında dudaklarına çok yaklaştırdı yüzünü. "Öpücük verirsen olur."
İçin titrerken gözlerini gözlerine sabitledin. Keisuke bunu evet olarak algılayıp dudaklarına yapıştığında irkilip vücudunun kontrolünü kaybettin. Bu senin ilk öpücüğündü ve Keisuke bunu çalmıştı, shifting evreninde değil senin evreninde.
Gözlerini kapatıp seni öpmesine izin verdiğinde Keisuke parmaklarını senin parmaklarına geçirdi. Öpüşmeniz onun yönlendirmesiyle oluyordu. Alt dudağını emdiğinde sende üst dudağını emdin. Biraz sonra geri çekildiğinde ikinizin de kalbi çok hızlı atıyordu. Keisuke dudağına küçük bir öpücük kondurup üstünden kalktı. "Bok gibi öpüşüyorsun."
Öfkeyle başının altındaki yastığı üstüne attın. Kahkahası evde yankılanırken sen hala Keisuke'nin senin evreninde olduğuna inanamıyordun. Senin için burdaydı.