Uyarı:
¡Jealousy!
!Romantic¡***
"M-mitsuya senpai? Ben bunu üstümde taşıyacak kadar iyi değilim." Utangaç sesinle Mitsuya elindeki iğneyi bıraktı.
Senin için elbise dikmişti fakat sen utanmıştın ve çıkamıyordun. Tamam elbise mükemmeldi fakat sen çıkamayacak kadar utanmıştın.
"Hadi ama! Sana yakışacağından eminim." Mitsuya iğne ve kumaşı yaslandığı masaya bırakıp güldü.
Elbiseyi düzeltip çıktın. Siyah elbisenin askıları ince, boyu diz üstündeydi. Üst kısmı bedenine yapışırken alt kısmı boldu. "Şey bu çok güzel bir elbise. Benim taşıyabileceğimden daha güzel Mitsuya-kun!"
Mitsuya senin güzelliğin karşısında büyülenmişti. Öyle güzel olmuştun ki sana aşık olmamak elde değildi. Gözleri etrafa kaydı önce. Ardından hırkasını çıkarıp sana giydirdi. "Çok güzel olmuşzsun! Hırkayla daha güzelsin. Böyle kalsın." dedi gülümseyerek.
Utanarak bakışlarını çevirdin. Sevgilinden iltifat duymak kızarmana sebep oluyordu. Gülümseyerek başını eğdin. Mitsuya'nın gömleğinin düğmeleriyle oynadın. "T-teşekkürler Mitsuya-kun."
Çenenden tutup başını kaldırdı Mitsuya. Hafifçe anlından öpüp durdu. Dudakları anlına yaslı yaklaşık yarım dakika kaldı. Seni çok seviyordu buna kesin emindin.
"Artık gidelim mi?" Geri çekildiğinde gülümseyerek konuştu. Sana yakın olmak onu daha iyi hissettirmişti.
Gülümseyerek başını salladın. Mitsuya ne derse evet diyebilirdin...