***Keisuke Baji'nin ölmünden sonra günler kız kardeşi yani sen ve anneniz için acılı geçiyordu. Evde artık birbirinizi bile görmüyordunhz. Abin öldüğünden beri tek yaptığın televizyonun karşısında oturmak. Zar zor iki üç lokma yediğin ramenlerin önündeki masanın üstünde, uyumamaktan kızaran gözlerin televizyondaydı.
Kapının çalmasıyla kalktın. Üstündeki siyah kapşonlunun başı kapalıydı. Umursamadın. Neden umursayaydın ki? Kapıyı açtığında karşında gördüğün kişiyle duraksadın.
Manjiro Sano. Toman'ın lideri. Abin gibi sende ona çok saygı duyuyordun. Ellerini yanlarında birleştirip eğildin. "Mikey-sama?" Sesin yorgundu.
Mikey iç çekip omuzlarından tutarak kaldırdı seni. "Önümde eğilmeni istemiyorum." Elindeki poşeti uzattı. "Bu Baji'nin Toman üniformasıydı. Sende kalması gerektiğini düşündüm."
Elin poşete uzanırken titrediğini fark etti Mikey. Elini tutup biraz kendine çekti. Evin karanlığından çıkıp ışığa girdiğinde fark etti ne kadar kötü olduğunu.
Göz altlarını okşayan parmaklarıyla konuştu. "Sen iyi misin?! Buda soru mu ki? Değilsin tabiki!" Ardından seni içeri itip girdi.
Kapıyı kapatıp etrafa baktı. "Evin perdelerini açman gerekiyor. Böyle sürekli uykun gelir." Sen boş boş durmuş onu izlerken o pencereleri açmış, perdeleri çekmişti. Ev şimdi daha iyiydi.
Sana dönüp elini tuttu. Koltuğa çekiştirip oturttu. Senin uzanmanı sağlayıp başını kendi dizine koydu. "Eğer Baji seni böyle görseydi hepimizin evini yakardı."
Zorlukla güldün. Göz yaşların dolmuştu. Yapardı evet. Chifuyu'da ona yanlış yaptıkları için hepsini çıplak soyar döverdi. "Onu özledim. Onsuz savunmasız hissediyorum."
Titreyen sesine karşı Mikey elini tuttu. "Biz varız! Asla savunmasız olmayacaksın! Gerekirse bütün Tokyo'yu ele geçiririz. Seni güvende tutacağız!"
Bir şey söylemedin. Elini okşayan elle uykuya daldın. Abin öldüğünden beri ilk defa güvende hissediyordun.
Senin uyumandan sonra Mikey üstünü örttü. İç çekip gözlerini pencereden cama çevirdi. "Ona iyi bakacağım Baji-san merak etme."
***
Ağlayalım mı birlikte?