***Keisuke'ye kendi tişörtlerinden verdin ve kendin de giyinmek için bir şeyler seçtin. Büzgülü siyah kısa kollu elbise, üstüne yine siyah üstünde japon sokak deseni olan bir sweatshirt ve converslerinle mükemmel hazırdın. (Benim milletin deyimiyle 'koreli' kombinim bu.)
Çantanı ihtiyaçlarınla doldurup Keisuke'yle tam çıkıyordu ki amcani gördün. Keisuke'yi evin içine itip sessiz olmasını işaret ederek kapıyı kapattın. "Aa nasılsın amca?" dedin sevecen bir ifadeyle.
Amcan elindeki poşetler üst kata ilerlerken sana baktı. "İyi mikrop sen?"
Omuz silkip boynunu kaşıdın. "Benden de iyi. Arkadaşlarımla sahile gidecektim. Senin de vaktini almayayım."
Amcan durup poşetleri bıraktı. Cebinden 200'lük çıkarıp avucuna bıraktı. "Yemeği ben ısmarladım sayarsın."
"Teşekkürler amca." diyip gitmesini bekledin. Kapısının kapandığını duyunca evin kapısını sessizce açıp Keisuke'yi dışarı çektin. Kimsenin etrafta olmadığından emin olarak dışarı çıkıp koşarak otobüs durağına götürdün. "Allah'ım az daha kalbime iniyordu."
Keisuke sana anlamazca bakıp kollarını göğsünde doladı. "O kimdi?"
Doğrulup başını etrafa çevirdin. "Amcam, yakalansaydık seni jopla döverdi."
Keisuke kaşlarını çattı. "Amcan demem bende onu döverdim."
Gülüp yüzünü avuçladın. "Aşkım bizim aile çok fena, senin cesedin zor çıkardı. Şimdilik görüşmeyelim gözüne." Dudağına hızlı bir öpücük kondurup gelen otobüse ittirdin. "Neyse bin de gidelim."
Keisuke ve kendin için kart basıp boş bir yere oturdunuz yan yana. Gideceğiniz yere on dört durak olduğu için başını onun omzuna yaslayıp gülümsedin.
"İyi ki buradasın." Keisuke nefesini tuttu. Kalbi deli gibi çarpmaya başlamıştı bunu duyunca. Evet iyi ki gelmişti.
Gözlerini kapatıp senin başının üstüne yasladı. İkinizin de içi içine sığmıyordu. Yan yana,el ele, kokularınız birbirine karışıyorsun nasıl kalbiniz buna dayandırdı ki? Keisuke'nin parmakları yavaş yavaş elinin üstünü okşarken titrek bir nefes aldın.
Her şeyin bir rüya olması, uyandığında bir daha gözlerini göremeyecek olman seni korkutsa da o gerçek hissettiriyordu. Dokunuşu, sevmeleri, sesi, gözleri, bakışları her şeyiyle Keisuke Baji gerçekti.
Gözlerini açıp güneşin size vurduğu camdan dışarıya baktın. Muhtemelen uyuya kalmıştın çünkü tanıdık bir çevredeydiniz. Otobüs durağınıza yaklaşırken indiniz. Hala elin Baji'nin elini tutarken onu meydana sürüklendin. "Bu yolun aşağısında sahil var, bir şeyler alıp oraya gidebiliriz." dedin Keisuke'ye bakarak.
Gözleri aşk doluydu. "Çok güzelsin, benim evrenime gelmek için kullandığın yüzden daha güzelsin. Olduğun gibi seviyorum seni. Kendini değiştirmeni istemiyorum, olmadığın birisi gibi davranmanı istemiyorum çünkü sen sen iken güzelsin."
Normalde bu sözlerle mutlu olman gerekirken içini bir huzursuzluk kapladı. Kaşlarını çatıp konuşmak için ağzını açmışken Keisuke'nin dudakları kelimeleri boğazına dizdi. İşte o an kalbin inanılmaz bir heyecanla çırpındı, gözlerin sanki dünyanın en güvenli yerinde gibi hemen kapandı, yüzündeki elleri üstüne ellerini koydun.
Aşık olmak birisini sevdiğine değiştirmek değildir, aşk olduğu gibi sevmektir. Belki o sadece bir anime karakteri olabilir ama asla sizi değiştirmeden sevecektir.
Kendini başkası için değiştiren veya değiştirmeyi düşünen herkes için bu sözlerim;
Önemli olan birisi için değişmeniz değil, önemli olan değişmeden sevilmeniz. Aynanın karşısına geçip kendinizle yapayalnız kaldığınızda unutmayın ki o aynadaki kişi sizi sonsuz bir sevgiyle saracaktır.
Aynanın karşısındaki kişiyi tatlı buluyorsanız, diğer insanların düşüncesi önemsizdir. İnsanlar gider ama olduğunuz kişi kalır. Maske takmak zorunda değilsiniz, ben dahil sizi olduğunuz gibi kucaklayacak ve sonsuz sevgiyle sarmalayacak insanlar hep vardır.
Yaptığınız iş, dış görünüşünüz veya okuduğunuz okulla sizi yargılayan insanlar aynaya baktıkları zaman aynadaki gerçekleri kabullenemeyen, sevemeyen ve sizin de onlar gibi olmanızı isteyen insanlar.
Bu bölümü çok uzun bir süre sonra yayınladım. Bu süre içinde kendimi sevmeyi, olduğum kişiyi kabullenmeyi öğrendim.
Yaralarımı seviyorum çünkü yaşadığım zorlukları anlatıyorlar.
Sivilce izlerimi seviyorum çünkü onları ben yaptım, benim hayatımın bir dönemini anlatıyorlar.
Kilolarımı seviyorum çünkü vücudum daha yumuşak duruyor.
Kör gözümü de seviyorum çünkü onu almamın sebebi sevdiğim birisini korumaktı.
Eskiden filtre makyajsız fotoğraf atamazdım çünkü aynaya bakamazdım. Şimdi aynaya baktığımda gördüğüm tek şey ömrüm boyunca yanımda olan ve olacak tek kişi.
Aynadaki o kişiyi sevin çünkü o sizi seviyor, bende sizi seviyorum. Yaralarınızı, kilolarınızı, her şeyinizi sevin çünkü vücudunuz bir tablo ve onlar sizin tablonuzun manzarasını oluşturan renkler.
Her zaman kendiniz olmayı unutmayın, olduğunuz kişi için sevilmiyorsanız bu fazla iyi olduğunuzdan veya sizin sahip olduklarınızı kıskandıklarındandır.
Hepinize bol öpücükler ve bol sevgilerimi sunuyorum. Manzararınızı süsleyen renkleri sevgimle sarmalıyorum. 🩷🩵