Multimedya:Ares
İyı okumalar ♡
⭐
Zaman kavramı doktorun dudaklarından dökülen cümleyle donmuş ve saliseler içinde yaşar hâle gelmiştik.
"Anlamadım?" Diye konuştum kendime gelebildiğimde. Doktor önce bana daha sonra Ares'e kısa bir bakış attı. "Ben sizi yalnız bıraksam daha iyi olur. Serum bittiğinde hemşireyi çağırırsınız. Eğer hamilelikle ilgili bir sorunuz olursa odamda bekliyorum sizi." Doktor odadan çıktıktan sonra başımı ellerimin arasına alarak gözlerimi kapattım. Bütün düşüncelerim donmuştu, hiçbir şey düşünemiyordum.
"Ne söylemeliyim hiç bilmiyorum." Yutkunarak gözlerimi araladım ve yorgun bakışlarımı Ares'e çevirdim. "Ben de." Diye mırıldandım onunla aynı duyguları paylaşarak. Rahmimde ikimizden bir şey taşıyordum ve ne hissedeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Şaşkındım, korkuyordum ve anlam veremediğim bir his beni alaşağı etmişti. Elim istemsizce karnıma gittiğinde Ares'in eli beni takip etti ve ellerimiz aynı anda karnımın üstünde buluştu."Bu çok güzel." Ares şaşırdı. "Bu bebeği istiyor musun?"
"Bilmiyorum." Sesim düşüncelerime eşlik ediyordu. "Böyle bir şey için hazır olduğumuzu sanmıyorum, yirmi yaşında sayılırız. Hangi işlerle uğraştığımızı biliyorsun. Babamı işin içine katmıyorum bile." Umutsuzluğun kanı, rahmimdeki bebeğin katili olmamıza neden olacaktı.
"Ikimizin bebeği olması..." elleri saçlarımı okşarken derin bir iç çekti. Gözyaşlarım gözlerimi izinsiz terk ederken hayallerim zihnimde canlanmaya başlıyordu. "Çok güzel. Ikimizden bir parça var." Ağlamaya devam ederken sessiz bir şekilde başımı salladım.
Ares'in gözleri yavaş yavaş kızarırken tekrar konuştu. "Ama haklısın. Bizim böyle bir hayatı sürmeye imkanımız yok."
Dişlerim birbirine kenetlenirken, "Sanırım kararımızı verdik." Diye konuştum. "Bunu yapmayı istemiyor olsak bile doğru olan bu." Ares elini yavaşca karnımdan çektiğinde gözünden süzülen yaş, göz yaşlarımı katmerledi. Ona uzanarak göz yaşının avucuma düşmesini ve onlarca yükün omuzlarımıza devrilmesine izin verdim.
"Sana söz veriyorum ki, zamanı geldiğinde bu sonsuz sevgimizin bebeğini bir gün kucağına alacaksın. Seni dünyanın en güzel annesi yapacağım." O an bir hıçkırık dudaklarımdan çıktı. Ares yanıma oturup bana sarılırken daha fazla direnemedim ve başımı onun omuzuna yasladım. Göz yaşlarım Ares'in gömleğine birer birer düşerken Ares sakince saçlarımı okumaya başladı.
Ona bakma cesaretini kazanamadığım için sessizce konuştum. "Ben de söz veriyorum ki, seni dünyanın en mükemmel babası yapacağım." Ares parmaklarını çeneme yaslayarak başımı omuzundan kaldırdı ve alnını alnıma yasladı. "Seni seviyorum." Diye mırıldandım bir yemini dudaklarımdan dökerken.
Ares dudaklarını dudaklarıma örtmeden önce konuştu. "Sana aşığım." Yumuşak, dolgun dudakları dudaklarımı talan ederken tuzlu göz yaşlarım onun tadını bastırmıştı. Acı içerisinde inleyerek ondan ayrıldım ve ondan uzaklaştım. "Biraz dinlensem iyi olur." Ares başını sallayarak hafif geri çekildiğinde yatağa uzandım ve bacaklarımı kendime çekerek gözlerimi kapattım.
Küçülmek ve bunca hayalin katledildiği bu dünyada yok olmak istiyordum.
Bu bebeğin doğması için birbirimizi sevmemiz yeterli değildi. Yirmi yaşındaydık, hâlâ lise sondaydık ve daha kendine bile bakamayan iki gençten ibarettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİTİK CENNET
ChickLit(Hikaye argo kelimeler, özendirici bulunan yetişkin içerikleri, şiddet ve cinsellik dolu sahneler içermekte olup küçük yaşta okuyuculara hitap etmemektedir.) Tanrı; acı dolu bir gelecek hazırladığı Alçin'in hayat penceresini siyaha boyamış, onu dışa...