(Hikaye argo kelimeler, özendirici bulunan yetişkin içerikleri, şiddet ve cinsellik dolu sahneler içermekte olup küçük yaşta okuyuculara hitap etmemektedir.)
Tanrı; acı dolu bir gelecek hazırladığı Alçin'in hayat penceresini siyaha boyamış, onu dışa...
Herkese merhabaa... Yine ben geldim ve mahkeme bölümüyle beraber geldim. Onların her şeyin son bulduğuna inandığı bir olayın son aşamasıyla...
Multimedya: Ares ve Whiskey ♡♡♡ Ve ardından bölüm şarkımız ♡
Ve son olarak editimiz;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Iyi okumalaaarrr ❤
🌙
Bir urgan.
Bir can.
Son bir nefes.
Boğazıma takılmış urganı, bedenimin her yerine bağlanmış gibi hissediyordum. Son bir nefes almak için çırpınan bedenim titriyordu. Ruhum ayrılıyor ve bedenim sadece bir et torbası olarak kalıyor gibiydi.
Kanayan yüzlerce yaram ruhumla beraber bedenimden ayrılıyor ve bedenim sadece unutulmaya yüz tutmuş acılarıyla kalıyordu.
Ruhumdaki tüm benliğim bir mezara kapatılmıştı seneler önce. Aynı mezarda bir başka ruhla birlikte ölü toprakların altında kalmıştı. Ama bize atılan her toprak bizi öldürmemiş, aksine ikimizi daha fazla bir arada tutup yaşatmıştı.
Gözlerim bir ölümü gözler gibi babam ve Adnan arasında gezdi. Karşı masalarda oturmuş, kaşlarını çatmış, başlarını yere eğmişlerdi. Hakim tanık masasındaki Deniz'in babası, Demir'e döndü. "Yani söylediğinize göre Adnan Sonder, bitirdiği bölümle hiçbir alakası olmayan işlerle ilgilendi."
"Evet. Yıllardır beraber çalışırız. Bir kez bile olsa bir usulsüzlük yaptığını görmedim." Deniz gözlerini devirdi ve Ares'le ikimize doğru yaklaştı. "Benim babam kör amına koyayim." Gülmemek için yanağımı dişledim ve gergin bir nefes aldım. "Sessizlik lütfen." Deniz dudaklarını birbirine bastırıp geri çekildi. Babamların sağ kolları teker teker kürsüye çıktılar. "Alçin Süveyda. Kürsüye lütfen."
Gergince ayağa kalktım ve nefesimi tutup olduğum yerden çıktım. Yürüdüğüm o kısa koridorda topuklarımın çıkardığı tok sesler bir kalp atışı misali damarlarımda yankılandı.
"Alçin Süveyda. Verdiğiniz ifadeye göre Ayhan Süveyda'nın hiçbir usülsüzlük veya belirtilen diğer suçlarda bulunduğundan haberiniz olmadığını, üstündeki bütün her şeyi size devretmesinin bir sebebinin olup olmadığını bilmediğinizi belirtmişsiniz."
Yutkunup başımı salladım. "Evet, Hakim Bey." Onündeki dosyalara baktı. "Butün her şey sizin üstünüze alındıktan sonra herhangi bir olayla karşılaştınız mı?"
"Hayır. Işleri yasalara uygun yönetmeye çalıştım her zaman. Hiçbir suçlamayla karşılaşacak duruma gelmedim." Hakim başını salladı. "Eklemek istediğiniz bir şey var mı?" Başımı iki yana salladım. "Yerinize geçebilirsiniz."
