(Hikaye argo kelimeler, özendirici bulunan yetişkin içerikleri, şiddet ve cinsellik dolu sahneler içermekte olup küçük yaşta okuyuculara hitap etmemektedir.)
Tanrı; acı dolu bir gelecek hazırladığı Alçin'in hayat penceresini siyaha boyamış, onu dışa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Iyi okumalar ♡♡
⭐
Ares'ten
Dün geceden beridir hissetiğim öfkeyi damarlarımda hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Alçin olayı anlattığından beridir o piç kurusunun canını acıtacağım anı düşünüyordum. Bir kez daha aynı şeyi yapmaya nasıl cesaret etmişti hala aklım almıyordu. Gözüme bir gram uyku girmemişti ve aynı zamanda sinirden gözlerim kızarmıştı daha fazla. Üstelik Alçin'in kabus görmesi beni daha da delirtmişti.
Arabayı hızlı bir şekilde kapının önüne bıraktım ve inip beni bekleyen Denizler'in yanına gittim. "Içeride mi?" Deniz başını salladı. "Evet de abi ne işimiz var? Bildiğim kadarıyla Emre'nin bir vukuatı yok şu sıra." Gözlerim yüzünü taradı. "Can sıkıntısından geldim bende amına koyayım. Bu piç niye bir şey yapmıyor diye." Deniz ile Cem'in kaşları çatıldı ve şaşkınlıkla bana baktılar. "Içeri bir girelim, mekana geçince anlatacağım. Söylediğim hiçbir şeye tepki vermeyeceksiniz."
"Tamamdır abi." Dedi Cem ve belindeki silahı çıkarıp kontrol etti. "Biz hazırız." Başımı salladım ve kapının önüne gittik. Açık kapıdan içeri girip hızla merdivenleri çıktık. Deniz'in başıyla işaret ettiği kapının önünde durduk. Cem omuzuyla çelik kapıyı kırarken hızla arkasından silahımı doğrultarak içeri girdim.
Emre belindeki havluyla bizi karşılarken önündeki kız korkuyla bize baktı. Kız çığlık atarken Emre ayağa kalkmaya çalıştı. "Yerinde kal." Sinirden hem sert hem yüksek çıkan sesimden dolayı yerine geri oturdu ve başını eğerek ellerini havaya kaldırdı. "Cem şu kızı çıkar." Kız hızla odadan çıkarken Cem peşinden yürüdü.
"Bende seni bekliyordum." Emre gülerek bana baktı. "Ama ne yalan söyleyeyim bu kadar geç değildi." Bir adım atıp tam önünde durdum. "Sesini kesmezsen şimdi öldürürüm seni." Tükürürcesine dudaklarımdan döküldü cümle. "Ölüm sebebim Alçin olurs-" Silahı başına bastırdım ve ittirdim. "Adını ağzına alma."
"Adını boşver. Dün dudakları ağzımdaydı zaten." Parmağım silahın tetiğindeki baskısını arttırıyordu sanki her saniye. Deniz ve Cem şaşkınlıkla bana baktılar ama hiçbir şey demeden izlemeye devam ettiler. Derin bir nefes aldım. "Buradan sağ çıkamayacağını ikimizde biliyoruz."
"Tam tersi buradan siz sağ çıkamayacaksınız." Kaşlarım çatıldı ve silahı sol elime alıp sert bir yumruk indirdim yüzüne. Silahı Deniz'e uzattım ve üst üste yumruklarımı Emre'nin yüzüne sıralamaya başladım. "Sen nasıl ona dokunabilirsin siktiğimin çocuğu? Ona yaklaşmaya nasıl cesaret edebilirsin?"
Yüzü kan içinde kalınca ayağa kalktım ve ona baktım. Ağzındaki kanı tükürdü ve koluna doğru burnunu sildi. Iki kaşı da patlamıştı. "Sana daha neler yapabileceğimi tahmin dahi edemezsin." Güldü ve doğrulup bana baktı. "Onu senden daha güzel severdim beni sevseydi."
