YC-10-

251 28 22
                                    

Multimedya:Alçin

İyi okumalar ♡♡

Bir şarkı vardı dilimde. Anılarımı canlandırmama yardım eden. Karanlığın beni esir ettiği bu acıdan kurtulmak istiyordum.

Zihnimde dönen cümleler vardı. Anlamlandıramadığım ama kelimelerinde yoğun anlam barındıran. Her zamanki gibidir diye düşündüm. Yine bir anı dönüyordur zihnimde. Tanımadığım birinin cümleleridir. Tanrının benden aldığı, hatırlamama müsaade etmediği geçmişimdir.

Gözlerim aralanırken düşüncelerimin oturmasını bekledim. Nerede olduğumu anlamak için kısa bir süre etrafımı inceledim. Karanlık bir odadaydım. Dışardan ayın ışığı içeriyi belli bir miktar aydınlatıyordu. Neden burada olduğumu düşünüyordum, ne zaman geldiğimi. Etrafı daha detaylı incelemek istiyordum ama bu karanlıkta hiçbir şey göremiyordum ve bu imkansız bir hal alıyordu.

"Uyanmışsın." Duyduğum sesle yerimde sıçradım. Sesin sahibinin Elçin olduğunu fark edince sakin ve derin bir nefes aldım. "Beni korkuttun." Elim hızlanan kalbimin üzerinde durdu. Karanlıkta oturuyordu ve pek fazla görünmüyordu. "Kaç gündür uyanmanı bekliyorum." Doğruldum ve onu görmeyi hedefledim ama boş bir çaba oldu. "Kaç gündür mü? Neden ki?"

"Seni kendine getirmek, bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak için buradayım." Kaşlarım çatıldı. "Nasıl?" Düşüncelerim daha rayına oturamamıştı ve ben bunu hala zihnimde dönen bir anı sanıyordum. "Şuan neredeyiz sence?" Etrafımı yeniden dikkatle incelemek istedim. Tanıdığım hiçbir yerde gibi hissetmiyordum. Bildiğim bir hise benzemiyordu. "Bilmiyorum."

"Anlatacağım her şeye hazır değilsin o zaman daha." Dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. "Neredeyiz ki?" Merakıma yenik düşüyordum. "Nerede olduğumuzu söylemem sonraki görüşmemize kaldı." Ayağa kalktı ve bana yaklaştı. Ayın ışığı yüzünü daha çok aydınlatırken gözlerim korkuyla açıldı. Telaşlı sesim dudaklarımdan dökülürken duvarlardan sekip bize ulaşıyordu. "Sana noldu böyle?"

"Bu sefer gördüğün kız geçmişinden bir parçan. Unutmak için çabaladığın, kaybettiğin bir şeyi hala sendeymiş gibi düşünmeye kendini zorladığın bir parçan." Kaşlarım çatılırken duraksadım ve düşünmeye çalıştım. "Lütfen açık konuş biraz." Yatağa doğru yaklaştı ve oturdu. Başını yana yatırdı ve beni inceledi. "Sana anlatacaklarımı asla unutmaman gerekiyor. Bu sayede geçmişinin bir parçasını hatırlayabileceksin. Beni dikkatle dinle olur mu?" Başımı sallayarak karşılık verirken devam etmesini dört gözle bekliyordum. "Biz hepimiz orta son sınıfın başlarındayken Türker ve ben sevgiliydik. Küçüktük evet ama şöyle böyle biliyorsun ki bütün yaşadıklarımız bizim hayatımıza bile çok fazlaydı. Yaşıtlarımıza göre daha hızlı büyüyorduk. Olgun düşünüyorduk. Daha hızlı hayata atılmıştık." Gözlerim onaylarca açılıp kapandı. Derin bir nefes aldı ve sözlerine devam etti.

"Onunla ben herkes gibi değildik. Farklı bir mutluluğumuz vardı. Gençlik aşkı denilip hemen silinebilecek kadar sönük, hayatının aşkı denilip uğruna ölebilecek kadar güçlüydü ilişkimiz. Birbirimizden ayrı duramazdık. Lisede ikimiz bir eve taşınmıştık. Şimdi kaldığın eve yani. Türker ile o eve taşındıktan sonra her gece birlikte uyurduk. Rahattık tabi ki ama bir sıkıntımız vardı. "O bir kez daha derin nefes alırken ben dediğini yapıp dikkatle onu dinliyordum.

"Ben ona yeteri kadar açık değildim. Sevdiğimi onun kadar belli edemiyordum. Bunun yüzünden çok kavga ederdik. Ilişkide trip yiyen taraf hep ben olurdum. Sadece bu sevme konusunda değil. Ben ona çok kapalıydım." Burukça gülümsedi. "Günler ayları, aylar yılları kovaladı böyle böyle. Daha sonra bir gece çok tartışmıştık biz. Ayrıldık tabi tamamen. Babam o sıralarda bir şeyler konuşmak için ikimizi çağırmıştı. Babamla sen odadan ayrıldığınız arka depolarının birine gittim bende. Aldığı uyuşturucuları burada bulunduruyordu. Yapmamam gereken bir şeyi yaptım o an. Bir paketini kendime sakladım ama o bir paket normal birink uzun vadede idare edebilecek kadar fazlaydı. Fark etmiyordum ama ben çok fazla vücuduma enjekte ediyordum." Gözlerime dikkatle baktı. "Yemek yemediğime hayıflanıyorsun ya hani. Sebebi buydu. Bağımlıydım artık. Lise ikinin sonlarına doğru daha fazla çekmeye başlamıştım. Bilmiyordum işin çok daha fazla zorlanacağını. "

YİTİK CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin