Multimedya:Alçinİyi okumalarr ♡♡
Rüyalarımızın en derin noktasını yaşarken hissettiğimiz duyguların en karanlık anında zemheri soğuğunu ya da cehennemin o en sıcak ateşini gerçek hayatta bedenimizde hissettiğimiz anları yaşıyordum. Koşarak kaçtığım bir girdaba girmek üzereydim.
Yanımda benimle birlikte kaçan, elleri ellerime kenetli bir karanlık pusu vardı. Bir anda durduk ve bana döndü. Beni sarsmaya başlarken telefon sesiyle gözlerimi açtım. Derin bir nefes aldım ve zorda olsa telefonu buldum. Uyku sersemi doğruldum ve kimin aradığına baktım. Annem olduğunu görünce gözlerimi kapattım ve telefonu açıp yatış pozisyonumu geri aldım."Efendim anne?"
"Günaydın kızım.." dedi çok önceden uyanmış olduğu belliydi. "Günaydın anne." Iğneleyen sesim uyku halimde bile benimleydi. "Ne yapıyorsun? "Gözlerimi kırpıştırdım. "Aramadan önce mükemmel bir şekilde uyuyordum." Dedim derin bir solukla. "Anladım tatlım ama saat öğleni buldu bile bence artık kalkmalısın."
"İlaçlar çok uyku yapıyor ya. "Dedim esnerken. "Biri geldi mi?" Kaşlarım çatıldı. "Uyuyordum anne telefondan önce. Hani sanırım bu yüzden bilemeyebilirim." Derin bir nefes aldım. "Ne bileyim kızım? Sordum işte öylesine..."
"Neyse başka bir şey var mı? Çünkü devam etmek istiyorum uykuma da." Dedim mırıldanarak. "Yok yavrum. Sen uyumaya devam et."
"Görüşürüz. "Dedim hızla. "Öpüyorum." Telefonu kapattım ve diğer tarafa doğru döndüm. Kaç gündür böyle uyumuyordum sanki. Bu gece fazlasıyla rahat uyumuştum uzun zamandan sonra. Kolumdaki ayıyı fark ettim ve daha düzgün sarılıp gözlerimi kapattım. Uyku ile uyanıklık arasındaki çizgide gidip gelirken kapı yavaşça açıldı.
Adım sesleri yatağıma doğru yaklaştı ve birkaç saniyelik sessizlikten sonra kim diye bakmak için gözümü açmaya yeltendim ama o an ki çığlık ve üzerimden ağırlıkla nefesim kesildi ki gözlerim olduğundan da fazla açıldı.
"Günaydın uykucuuuuu. Artık uyanmalısın." Elçin kulağımın dibinde bağırırken ben nefes almak için kaçacak yer arıyordum ama o hala bağırarak şarkıya uyarlıyordu kurduğu cümlelerini. "Çünkü ben uyandımmmm...."
"El-Elçin nefes, nefeeeessss..." Elçin üzerimden çekilirken derin bi nefes aldım. Nefesimi toparlayınca ona döndüm gülerek sakince "Günaydın uykucu. Uyandım da ben." Dedi. Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım sinirle.
"Hadi canım. Oysa ki sen bağırarak uykumun içine sıçmamışsın da üstüme zıplamamışsın gibi bir hava var odada." Güldü ve kolumdaki sol kolumun altında ezilen ayıyı aldı. "Bulmuşsun ayını."
"Neyimi?"dedim kaşlarım çatılırken. "Ayın bu senin. Pırkık. Sarılıp uyuyorsun sen buna hep. "şaşırmış gibi yaptım. "Hadi canım. Haberim yok. Nedendir sence?"
"Yani elbet tabi de..." dedi elinden bırakırken. "Hep bununla uyurdun. Ya buna sarılıp uyumak isterdin ya da-" durdu o an. Kaşlarını çattı. Doğruldum ve benimde kaşlarım çatıldı."Ya da?"
"Tek uyumayı sevmezdin yani." Tek kaşım yukarı kalktı ve onu inceledim. Böyle demeyeceğini seziyordum. Yüzünde yakalancağına dair bir ifade vardı. Gözlerini kaçırdı.
Sustum bir şey diyemedim ya da bulamadım bu ana uygun bir cümle. O an belki de bir şeyleri kurcalayasım gelmemişti. Sanki zorlasam bana gerçekleri mi anlatacaktı ki..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİTİK CENNET
ChickLit(Hikaye argo kelimeler, özendirici bulunan yetişkin içerikleri, şiddet ve cinsellik dolu sahneler içermekte olup küçük yaşta okuyuculara hitap etmemektedir.) Tanrı; acı dolu bir gelecek hazırladığı Alçin'in hayat penceresini siyaha boyamış, onu dışa...