YC-26-

206 20 87
                                    

Selamlarrr... Birkaç gün sonra ben geldim.

Multimedya:Alçin

Iyi okumalaarr ♡♡

🌑

Kapısı açılan arabamdan dışarı çıktım ve çantamı düzeltip soğuktan kaçarcasına hızla şirkete girdim. Topuklarım tok sesleri yankılanırken selam verenlere başımı salladım ve asansöre ilerledim. Gelen asansöre bindim ve en üst katın düğmesine basıp bekledim.

Asansor yukarı çıkarken aynada kendime baktım. Dalgalandırdığım kızıl saçlarımı düzelttim biraz ve derin bir nefes alıp yeniden yoğun tempoma donmek adına asansörden büyük bir adım atıp odama yürümeye başladım.

Arkamdan koşan birini hissedince yavaşça arkamı döndüm. "Günaydın efendim." Gözlerim sekreterimin yüzünde oyalandı. Başımla selam verdim ve durdum. "Bugünün programı." Elindeki kağıdı bana uzattı. "Yılmaz Holding ile toplantımız bugün müydü?"

"Evet efendim. 2 saat sonra başlayacak. Iptal etmemi isterseniz edebilirim." Başımı iki yana salladım. "Hayır gerek yok. Zaten oyaladık yeteri kadar onları. Dosyaları nerede?" Eliyle odamı işaret etti. "Masanıza bıraktım. Ali Bey içeride onlarla ilgileniyor. Birkaç sıkıntı çıkarmaya çalıştılar teslimatla ilgili." Kaşlarım çatıldı.

"Tamam. Sen bu haftanın bütün programını çıkar ve herkese haber ver. Akşam toplantı var şirket çalışanlarına, mesaiye kalacaklar. Yılbaşından önce toparlamamız gereken işler var."

"Hemen ayarlıyorum, efendim." Başımı salladım ve kağıdı inceleyerek odama girdim. Ali kafasını kaldırıp bana baktı ve toparlanıp ayağa kalktı. "Günaydın." Dedim soğuk sesimle. "Günaydın." Dedi mahçup sesiyle. Hastanede yalnızca 1 kere görmüştüm Ali'yi. Ares'in evinde kalırken zaten hiç görmemiştim durumları bilmediği için. "Nasıl oldun?"

"Iyiyim. Işleri yeniden yakalamamız lazım. Yılmazlar'ın kağıtları buralardaymış." Dedim ve koltuğuma oturdum. "Işlerden önce konuşmak istediğin hiçbir şey yok mu benimle?" Tek kaşım yavaşça kalkarken arkama yaslandım. "Benim yok. Senin var mı?"

"Elbette var." Dedi otururken. Dudaklarımı öne ittim ve başımı salladım. "Dinliyorum o halde." Gözleri yavaşça yere eğildi ve bakakaldı. "Ben kaza gününde söylediklerim için özür dilemek istiyorum senden. Dediklerim söylenmesi gereken şeyler değildi."

"Benim sizi yanımda tutabilmemin en büyük sebebi bana karşı olan tutumunuz ve dürüstlüğünüzdü. Ama sen o gün dürüstlüğü bir kenara atıp yargıladın." Başını salladı. "Sadece korktum aslında. Ayhan'a daha da fazla benzemenden, eski Alçin'in bir daha hiç gelmeyeceğini hissettirmenden."

"Yersiz bir korku değil mi?" Kaşları çatıldı ve bana baktı. "Hangisi?"

"Babama benzememden korkacak olman. Zaten hedefiniz bu değil miydi?" Başını iki yana salladı. "Biz yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık sadece. Bunları sana açıklayamamak çok zor aslında. Keşke sana her şeyi tüm çıplaklığıyla anlatabilsem."

"Anlatırsan neler olur?" Dedim bir sigara yakarken. Ares kızdığı için içemiyordum ama 4 gün olmuştu hastaneden çıkalı.

"Seni değiştiririz. Ayhan bunu anlar falan filan." Dedi sonlara doğru sesi kısılırken. "Bir gün Alya ile ayrılmak zorunda kalsan ne yapardın?" Dediğimde kaşları daha fazla çatıldı. "Neden?"

"Buna zorunlu tutulsan. Yeniden bazı şeyleri değiştirip geri dönmeye çalışır mıydın?" Duraksadı. "Elbette. Ona dönmek için her şeyi yapardım. Ama konunun Alya ile ne ilgisi var?"

YİTİK CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin