YC-19-

215 19 26
                                    

Multimedya:Alçin

İyi okumalar ♡♡♡♡

Gözlerim karşımdaki kişiyi dikkatle incelerken soğukkanlılığımı korumaya çalışıyordum. Dudaklarımdan dökülen küfüre karşı dudakları tiksinç bir şekilde gülme halini alırken kaşlarım çatıldı. "Sana da merhaba, güzelim."

"Burada ne işin var?" Kapıyı kapattım ve koltuğuma doğru ilerledim. "Sen misafirlerini böyle mi karşılıyorsun?" Oturduktan sonra dikkatle onu izledim. "Genelde senin gibilerini misafir olarak kabul etmiyorum." Tek kaşı havalandı ve karşıma oturup sağ bacağını sol dizinin üstüne koydu. Yayılırken tiksinir bir ifadeyle onu izlemeye devam ettim. "Şaka yaptığını bilmesem alınacağım."

"Belanı mı arıyorsun, Emre?" Adı dudaklarımdan dökülürken çarpık bir şekilde gülümsedi. "Kulübün yakınlarındaydım. Uğrayıp eski dostuma bir selam vermek istedim." Boş bir ifadeyle ona baktım. "Bütün yaşananlardan sonra nasıl hala karşıma çıkma cesaretini gösterebiliyorsun?"

"Ama hayatım sen çok soru soruyorsun." Masanın üstünden kendi kadehimi doldurdum ve dudaklarıma götürüp büyük bir yudum aldım. "Seni şurada vurup öldürmemem için bana tek bir sebep söyle." Birkaç saniye düşünür gibi yaptı. "Mazimizi bir düşün. O birlikte geçirdiğimiz güzel günleri." Güldüm boş bir duyguyla. "Güzel günler mi? Beni kaçırıp 2 hafta yanında zorla tutmandan mı bahsediyorsun?"

"Zorla mı? Biraz izin versem üzerime atlayacaktın." Yüzümde tiksinir bir ifade oluştu. "Rezil bir insansın." Gülümsedi. "Sana hayran olmanın bir kusuru da bu." Kadehimdeki son yudumu aldım ve masaya sertçe bıraktım. "Selamını verdiysen siktir git mekanımdan."

"Senin gibi sert ve gizemli kızların hastasıyım." Boş boş baktım. "Sana zaten çok hastayım." Bacağını indirip öne doğru geldi. "Sen sadece ruh hastasısın." Gülerek başını iki yana salladı. "Bir gün yanımda uyandığında böyle demeyeceksin." Yüzümü buruşturdum. "Yanında anca cesetimi bulursun." Tek kaşı havalandı. "Nereye kayboldun bu kadar zaman sen?" Duraksadım. "Seni ilgilendirmez. Hem sen yakın zamanda Ares'ten uyarı almadın mı sen?"

"Sana ulaşmak için Ares'i piyasadan kaldırmam gerekiyorsa onu da yaparım merak etme." Bir kez daha duraksadım. "Ares ile benim bir ilgim yok." Tek kaşı havaya kalktı ve dudakları sağa doğru kıvrıldı. "Ne zamandan beri?" Yüzüme bilmiş bir ifade takındım. "Iki seneyi geçti. Babamlar zaten işleri ayırdılar. Biz de bittik. O yüzden ona dokunmana gerek yok."

"Peki geçen gün onların şirketinde ne işin vardı? Ne güzel ortadan kaldırtacaktım onu. Sen hemen, her zaman olduğu gibi kahramanlığını yapmışsın." Ottan boktan haberi var bununda. "Kurşun adres sormuyor. Adamlarını iyi seçseydin bana değil ona ateş ederlerdi." Kaşları çatıldı. "Zaten hepsi ortadan kalkmıştı. Yine iyi nişancılığını göstermişsin. Burada olduğu gibi." Elleri köprücük kemiğindeki yara izini gösterdi.

Iki hafta orada kaldıktan sonra Ares beni bulunca ilk hedefim Emre olmuştu ve o iki haftaya karşılık onu öldüreceğimi söylemiştim. Yapamamıştım orası ayrı. Ellerim o zamanlar daha masumdu ve bir kişinin daha kanına bulansın istememiştim o an. Ama çektirdiği acılara karşılık onu bırakmaktansa sakat bırakmıştım. Sağ kolunu çok iyi kullanamıyordu. Solaktı orası ayrı. Her ne olursa olsun o gün babasına ilk defa karşı gelmiş ve bizim kaçmamıza yardım etmişti.

"Sana yaptığım az bile. O an seni orada öldürmeliydim." Kaşları havalandı ve sakince gözleri açılıp kapandı. "Sensiz yaşamaktansa öldürseydin keşke güzelim." Derin bir nefes aldım sabır dilenirce. "Artık git." Cık cıkladı. "Bir şeyler içeriz diye umuyordum." Tek kaşım havalandı. "Şu şişeyi kafanda parçalamamı istemiyorsan git." Başını iki yana salladı. "Tabi seninde fantezilerin karışık."

YİTİK CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin