YC-17-

252 20 29
                                    

Multimedya:Bölümden bir sahne ve bölüm şarkısı

Iyi okumalar ♡♡♡

🌙

Takvim yapraklarının geçmişimden koparılan yerleri, yokluğunu aratacak kadar sızlatırken bedenimi içimdeki karanlıkta kaybolmuş gibi hissediyordum.

Bu zamana kadar küçük bir çocuk gibi atacağım bir sonraki adımımı hep bilirdim ama şimdi önümdeki boşluğu görmemiş ve boşluğa düşmüştüm.

Boğuluyordum.

Görebildiğim tek şey gök yüzüyken veyahut gözleriyken hissettiğim şeyler beni boğuyordu.

Dudaklarımızı ayırırken irislerinde her duyguyu azda olsa barındıran yük omuzlarımdaydı. "Sen.." Gözlerimi açıp kapattım. "Ben geldim, sana son kez." Gözlerini kırpıştırdı. Elim elinin içine doğru kaydı ve onu çekip uçurumun kenarına oturttum. Gözlerindeki hayranlık beni gülümsetmişti.

"Neredeydin?" Omuzuna doğru yaslandım. "Bunları sana sonra açıklayacağım. Şimdi konuşmak istediğim çok daha farklı şeyler var." Diğer eli omuzuma kondu ve beni kendine çekti. Güneşin yaydığı son kızıllığa bakarken gözlerimdeki yanma hissiyle ona döndüm. "Dinliyorum."

"Ben artık her şeyi hatırlıyorum. Geçmişimi, yaşadıklarımı, yaşattıklarımı, iyi kötü her anımı, seni, aşkımızı ve en önemlisi kaybettiğimiz bebeğimizi." Gözlerini gözlerimden kaçırdı. Elimi çenesine götürüp bana bakması için zorladım. "Senin bir suçun yok. Hepsinin kimin yüzünden olduğunu biliyorum. Neler döndüğünü biliyorum artık. Bütün parçalar yerinde. Bundan sonra odaklanacağım 2 şey var hayatımda. Ikisini de en iyi şekilde yerine getireceğim. Seni çok uzun süre yalnız bıraktım biliyorum ama yemin ederim buna değecek. Yeniden istediğimiz gibi yaşayacağız. Biraz zaman alacak ama buna değecek."

Eli yüzüme doğru geldi ve gözümden dökülen yaşları sildi. "Seni yeniden bulmak bana çok uzun zamana patladı ama buna değdi. Her şeyi mükemmelleştirmek için gerekli olan zamanın bitmesine çok az kaldı. Sana olan sözlerimin hepsini yerine getirmeme çok az kaldı."

"Neden bana hiçbir şey söylemedin?" Başımı iki yana salladım. "Anlaşılırdı ne yapmaya çalıştığım. Güven bana, böylesi en doğrusuydu." Avucuna doğru başımı yatırdım. "Ne zaman oldu?" Hangisi der gibi kaşlarım çatıldı. "Hafızan." Gözlerimi kırpıştırdım. "Son görüştüğümüz gün." Tek kaşı havalandı. "Nasıl?"

"Bileğindeki dövme. Daha önce dikkatimi o kadar çekmemişti. Sanki karartıydı. O sabah gördüm. Sonra gelen belgede fark ettim ki benim bileğimdeki senin imzan. Orada yalnızca emin oldum güzel şeylerin olduğuna, birbirimize kazdıklarımızla. O akşam gittiğim yerde..." derin ve titrek bir nefes aldım. Yutkundum ve devam etmek için gerekli olan gücü kendime aradım. "Zaten sürekli yakaladığım cümleler vardı. Bana geçmişimi geri kazandıran bebeğimiz oldu. Onun hakkında konuştuğumuz şeylerden yakaladım her şeyi." Parmakları hareketlendi ve dökülen yaşları bir kez daha sildi.

"Kötü bir karardı belki de aldırmaya çalışmamız. Her ne kadar doğru olanın bu olduğunu düşünsekte. Bana seni geri verdi." Dudaklarını dişlerin arasına aldı ve gözlerini kapattı. Kısa bir süre sustum. "Bütün bu olanların tek iyi yanı neydi biliyor musun?" Gözlerini açıp bana odaklandı. Başını iki yana salladı. "Sana yeniden aşık olmak, yeniden keşfetmek, aynı heyecanı yeniden yeniden yaşamak, fark etmeden yeniden sana karışmak ve sonra yeniden seni bulmak. Hayatımı tekrardan katlanılabilir bir hale getirmiştin."

Gülümsedi ve ruhum yeşerdi o an. "Sen benim hayatımdaki en kıymetli varlığım. Seni kaybettiğimi düşünmek bile beni ölümden beter bir hale sürükledi, Alçin. Beni, bizi bir daha bırakma." Yüzünü yüzüme yasladı ve derin nefesler alarak minik buseler kondurdu yüzüme. "Seni seviyorum." Dudaklarından dökülen cümle her busesinden sonra tekrarlanmaya başladı. Elleriyle yüzümü kavradı. Dudağımın kenarına kondurduğu buseden sonra durdu. Beni biraz geriye yönlerdi ve gözlerime bakarken ellerim ellerinin üzerinde durdu. Dudaklarımı ıslattım. "Seni seviyorum, bir daha asla unutamayacak kadar." Gülümsedi ve dudaklarımızı birleştirdi.

YİTİK CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin