Lanet

697 76 13
                                    

Gözlerini açtığında, saatlerdir uyuyormuş gibi hissediyordu; bulanık bir rüyadan uyanmış, suyun içinden kuvvetli kollar tarafından zorla çekip alınmış gibi. Başındaki dayanılmaz ağrıyı farketmesi zaman aldı. Gözlerini açık tutamazken, beyni onu suyun derinliklerine tekrar çekmek için mücadele veriyordu sanki.

Ama başındaki her kimse buna izin vermedi. Büyülü sözleri seçebilecek kadar kendine geldiğinde onunla göz göze geldi. Gözleri karanlık bir bakışla ruhunun derinliklerini görüyor gibi bakıyordu. O karanlığın içindeki saklanılan korkuyu hissetmek, kalbini hızlandırdı ve bedenindeki ağrıyı farketti, hemen sonra ise nerede olduklarını sorgulayacak kadar kendine gelmişti.

Adam hâlâ büyülü kelimeleri fısıldıyordu, onu sözlü büyüler yaparken görmek zordu, bu gerçekten, ama gerçekten korktuğunu gösterirdi. Yerde yatıyordu, Tom Riddle yanı başında diz çökmüştü. Etrafta insanlar vardı.
Neredeydiler?

"İyi misin?" Diye fısıldadı adam, kolunu başının altına kaydırıp cevap beklemeden dikleşmesi için yardım ederken. Cevap vermedi bile, kendine gelirken, iğrenç hissediyordu. Tom'un onu ayağa kaldırmasına izin verdi. Bedeni tamamen ona yaslıydı. Etraftaki insanlara bakmamaya çalışırken, aşağılanma ve küçük düşürülmenin öfkesi içinde kaynamaya başlamıştı bile. Ama aklındaki soruların yanında bu bir hiçti.

Binlerce soru tek bir anda tek bir boşluğa toplanırken, bedeni istemsizce kendini daha çok bırakıp Tom Riddle'a yaslanıyordu. Konuşma yetisini uzun bir süre kazanamayacağı sandı. Kelimeler zar zor birleşti. "Ne oldu?"

"Diagon yolunda bu dükkanda düşmüşşün.." diye fısıldadı adam, şüphelice. "Görenler var.. Şimdi kendinde misin?"

Başındaki zonklamayı tekrar hissettiğinde gözlerini yumdu ve Lord hiç beklemeden görmediği maskeli adama emretti. Büyüyle gidemezler miydi, tam olarak ne olmuştu, neden hiç bir şeyin yolunda olmadığını hissederken yıllarca süren rüya sırasında bir kaç dakika geçtiğini öğrenmek midesini bulandırıyordu.

Neden böylece delicesine korkuyu hissediyordu, alnından dökülen soğuk terler nedendi, korktuğu şey bulanık bir rüya mıydı, ya da bir rüyadan ötesi miydi? Bir rüya görmüş müydü ki? Hayır, bir vizyon görse hatırlardı. En son Borgin ve Burkes'e gidiyordu, ne olmuştu?
Fenalaşmış, kara büyüye zavallıca yenilmiş, kendini son anda sıradan belirsiz bir dükkana atmış ve zavallıca düşmüştü.

Gözleri parmağındaki yüzükte takılı kaldı, siyah taş parıl parıl parlıyordu... Gözlerini uzun süre alamadı ve gözlerini açtığı ilk anda bile neden parmağındaki yüzüğe baktığını o da dahil kimse anlamadı, ve bilmedi.

Diriltme taşı ondaydı ve her şey yolundaydı. Önemli olan tek şey buydu.

~~~

Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin