"Sonra ne oldu?" Diye sordu çocuk merakla.
"Bilmiyorum ki. Kimse bilmiyor. O andan sonra onu gören kimse olmadı. Son göründüğü yer Harry Potter ve Voldemort'un düellosunda diriltme taşını yani son hortkuluğu yok ederkendi. Diyorlar ki hemen ölmemiş ve sevinçli kalabalığın arasından ayrılabilecek kadar da yaşamış. Onu hayatta tutan taş ve hortkuluktu. Kendi bedeni ve ruhu zaten hasta, lanetliydi ve belkide çok önceden ölmeliydi, Dumbledore olmasaydı ölürdü de. Sadece o can çekişirken farketmeden kutlama yapan insanların arasından ormana yürüyebilecek bir kaç dakika yaşamış olmalı."
"Cesedini gördüğünü iddia edenler vardı. Ama bir mezarı yok, ve de bir ceset. Bulamadılar. Hâlâ zamanın ona ait olanı geri aldığı ve Alanis Grindelwald'un geçmişte gerçekten öldüğüne inanılır.
"Saçmalama." Dedi küçük çocuk bilmişçe, yatakta kaydı ve derin bir nefes vererek annesinin yanına yattı tekrar. Son onu tatmin etmemişti.
"Öldü mü, ölmedi mi?""Bilmiyorum dedim ya Albert. Nerden bileyim."
Asil görünümlü kadın, yataktan kalktı ve oğluna baktı. Ellerini kendininkinin aynı olan simsiyah saçlarından geçirdi. "Hadi uyu, artık."
"Bekle!" Dedi çocuk, hemen doğrularak, "Anlamadığım şeyler var ama,"
"Neyi anlamadın?" Diye sordu kadın, sıkılmış görünüyordu.
"Alanis, neden bunu seçti? Yaşamak istediğini söylemiştin? Hem, eğer Voldemort ile yaşasaydı güçlü bir hayatı olacaktı. Neden ölmeyi seçti ki? Saçma."
Kadın derin bir nefes alarak, arkasına yaslandı, yatakta kayarken başını, başlığa yasladı. "Alanis zaten güçlü bir kadındı." Dedi, dudak bükerek, "Hayatı boyunca oradan oraya sürüklenmiş küçük bir kızı anlatıyordu hikayesi unuttun mu? Herkes ondan kaçarken büyümüştü. Kendini buna alıştırmıştı. Nefret edilmeye... Bir noktada o küçük kız, diğer insanlara hak verdi... Gerçekten nefret edilecek biri olduğunu sandı..."
"Derken o geldi, tabi, Tom Riddle." Derin, bir nefes aldı, zümrüt yeşili gözleri çocuğun yüzüne kaydı, " Onu farketmeden iyileştirdi, gücünü öğretti, diğerleri gibi ondan kaçmadı, ondan korkmadı, içindeki karanlığa eşti... Öyle diyorlardı onlar için."
"En acıklı kısmı da onun içini görüp seven tek kişinin Tom Riddle olmasının doğru olmasıydı. Grindelwald da Dumbledore da ondaki bir şeyden rahatsız olup, başka bir yola yönlendirmek, dolaylı yoldan değiştirmek istiyorlardı. Ama Tom Riddle ne kadar onu öfkelendiren ve nefret ettiği yanları ve huyları olsada içten içe onu öyle biliyordu ve seviyordu. Yani o yapamazdı, başka türlüsünü bilmiyordu zaten."
Göz kapakları düştü, hikaye içini karartmış gibiydi. "İnsanlar değişmekten hoşlanmaz, Albert. Öyleymiş gibi yaparlar ve bunun için uğraşırlar da ama kimse gerçekten değişmek zorunda kalmaktan hoşlanmaz. Gryffindor yada değil, kimse kendinden isteyerek vazgeçmez."
"Sonrasını biliyorsun zaten... Bir yığın kaos ve olay.." Birden kaşlarını çattı, "Aslında bu pek gece yatmadan anlatılacak bir hikaye değildi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)
FanfictionGrindelwald'un kızı, Dumbledore'un büyüttüğü ve her şeyden çok sevdiği bir kız. Tek arkadaşı Tom Riddle'a aşık olan bir kız. Karanlığın prensesi olarak doğup aydınlığın prensesi olarak büyüyen bir kız. Tarafları karıştıran bir prenses. Sonunda hangi...