"Çıkın."
Gözlerini Tom Riddle'ın gözlerinden ayırmadan söylediği şeyler ile ölüm yiyenler şaşkınlıkla Lordlarına baktılar.
Ama şuan Lordları onları pek umursamıyordu. Kafası hafifçe yana eğilmişti, kızı sanki hayal olmadığından emin olmak ister gibi süzüyordu. Dudakları hafifçe aralanmıştı, derin derin nefesler alırken göğsü kalkıp iniyordu. Solgun yüzüne renk gelmiş heyecandan yanakları kızarmıştı.Kızınsa yüzünde içindeki fırtınaya inat tek bir duygu bile gözükmüyordu. Buz mavisi gözleri Tom Riddle'ın yüzünde unutmaktan korkar gibi gezinirken, haksızlık dedi içten içe. O canavar olduğu zaman mantıklıydı, dışı içini yansıtıyordu.. Ama şimdi..
Görmek istediği bu değildi. Buraya Lord Voldemort'u görmeye gelmişti. Tom Riddle'ı gördüğünde içinin rahatlamaması gerekiyordu.. Böyle hissetmemesi gerekiyordu...
Nagini odadaki ölüm yiyenlere tehditkarca tısladığında ölüm yiyenler Lordlarına son bir kez bakıp odayı terk ettiler.
Tom Riddle başını yaptığından bile haberi olmadan hafifçe öne eğdi. Aralanmış dudakları yavaşça kapanırken hafifçe titredi. Kız kafasını biraz daha kaldırırken elinde olmadan iç çekip tebessüm etmişti.
Tom Riddle onun tebessümüne karşılık burukça gülümserken nasıl masum gözüktüğünün farkında mıydı ki acaba?
Kız tebessümünü kesmeden asil ve yavaşça Tom Riddle'a doğru yürüdüğünde adamın heyecanla yutkunduğunu gördü. Aralarında bir adım kaldığında odadaki tek ses olan topuklarının sesi kesildi.
Tom Riddle'ın yüzündeki burukça gülümseme silinmemişti. Elini kıza dokunmak için kaldırdığında tekrar hafifiçe yutkundu. Kız yüzüne değmeden havada öylece duran elin hafifçe seğirdiğini gördü..
Sonrasındaysa zaten Tom Riddle daha fazla beklemeden hızla onu kendine doğru çekmiş, uzun kollarıyla kızı kendine bastırırken ona sımsıkı sarılmıştı. Alanis'in küçük bedeni onun kalıplı bedeninde kaybolurken, Tom Riddle öyle sıkı tutundu ki kıza...
Kafasını kızın boynuna gömerken derin bir nefes aldı, elleri altın sarısı bukleleri okşuyordu. Ondan beklenmeyecek kadar titrek ve boğuk bir sesle fısıldadı.
"Buradasın..."
Alanis sonunda iki yanında değersiz et parçaları gibi duran kollarını kaldırdı. Kolları Tom Riddle'ın sırtındaki yerini bulurken ona aynı fısıltıyla karşılık vermişti.
"Buradayım..."
Bu kelimeyle kızın beline sarılı eli daha da sıkılaşırken, göğsündeki ıslaklığın gayet farkındaydı, Tom Riddle. Uzunca süre birbirlerine sımsıkı tutundular..
Kokuları birbirlerine karışırken, kulaklarında birbirlerinin kalp atışları vardı...Sonunda Alanis yavaşça geri çekildiğinde Tom Riddle'ın eli beline hâlâ sımsıkı sarılıydı. Sanki gitmesinden korkuyor gibi sımsıkı tuttu kızı adam...
"Sonunda geldin... Seni o kadar uzun süre bekledim ki..." eli yüzünü okşarken fısıldadı.
Alanis gözlerinin içine hüzünle bakarken onu inandırmak ister gibi kafa salladı.
"Kimseye inanmadım, herkes senin-""Tom."
Kızın ciddiyetle onun sözünü kesmesiyle durdu.
Alanis onun gözlerinin içine bakarak ona daha da yaklaştı. "Bence sus."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)
FanficGrindelwald'un kızı, Dumbledore'un büyüttüğü ve her şeyden çok sevdiği bir kız. Tek arkadaşı Tom Riddle'a aşık olan bir kız. Karanlığın prensesi olarak doğup aydınlığın prensesi olarak büyüyen bir kız. Tarafları karıştıran bir prenses. Sonunda hangi...