Düşünseli

5.7K 437 27
                                    

Alanis şölenden önce Dumbledore'un odasına giderken, İksir dersinde, Lilly Potter'dan bahsedince Snape'in yüzünün aldığı ifadeyi düşünüp kıkırdadı.

Snape, zaten o andan sonra dersin bittiğini söyleyip, herkesi sınıftan kovmuştu. Alanis onun sınıftan çıktıktan sonra koşa koşa Dumbledore'un yanına gittiğine emindi.

Dumbledore'un odasına girdiğinde durum tahmin ettiği gibiydi. Dumledore ve Snape onun geldiğini farketmeyip konuşmaya devam etti.

"Ona nasıl herşeyden bahsedersin!"

"Severus, yeter, saatlerdir aynı konuyu konuşup duruyorsun. Daha önce defalarca söylediğim gibi ben Alanis'ten hiçbirşey saklamam." Sesinde ki sakinlik Snape'i çıldırtmaya yetiyordu.

Alanis orada olduğunu belli etmek için hafifçe öksürdü. Dumledore ve Snape aniden ona döndüler. Snape, her an sinir krizi geçirecekmiş gibiydi.

Alanis, yüzünde sinsi bir sırıtışla Snape'e baş selamı verdi. konuşmasına gerek yoktu. Onun o adeta
"ben kazandım" diyen gözleri Snape'i çıldırtmaya yetti.

Snape odadan çıktığında, Alanis babasının yanına gitti. Artık bazı gerçekleri konuşmalarının vakti gelmişti.

Oturduklarında Dumledore azarlar gibi konuştu, "Ona naptın da bu kadar sinirlendi, Lilly'den mi bahsettin?"

"Birazcık yaramazlık yapmış olabilirim." dedi hızlı bir şekilde. Bu sefer de konuşmanın dağılmasına izin vermeyecekti. Dumledore da anlamış olmalı ki sustu, ve onun konuşmasını bekledi.

"Geçmişe bir daha gidemem... Yani.. Sen geçmişi değiştirmedin- değiştiremezsin... Ben her halükârda bu zamana geliyorum bunu değiştiremeyiz... Geçmiş benim buraya gelmemle şekillendi... "

Nefes aldı bunu nasıl anlatacağını bilemiyordu.

"buraya boşu boşuna gelmedim. Ona karşı savaşıcağım." dedi tek nefeste.
Dumbledore'un gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

Alanis onun konuşmasına izin vermeden devam etti
"Görmek istiyorum... O.. onun nasıl.. bir.. c..ca..canavara dönüştüğünü görmek istiyorum. Sesinin titremesine engel olamamıştı.

"Hayır, Alanis bunu yapmayacaksın! Kendini tehlikeye atmana izin vermem!"

"Ne bekliyorsun?! Diğerleri savaşırken benim burada oturup saklanmamı mı?! Sadece beni düşünemezsin! Ne oldu çoğunluğun iyiliğine!"

Dumbledore'un söyleyecek bir şeyi yoktu. Kızın haklı olduğunu biliyordu. Gözlerinde korku vardı. Ona bir zarar gelir diye korkuyordu, ya da karşı tarafa geçerse diye.

"Şölenden sonra Harry'yi ve arkadaşlarını alıp geleceğim. Düşünselini hazırlarsın."

***

Masaya oturduğunda yine bütün bakışlar ona dönmüştü. Ona bir kaç kişiden fazla alışabilen yoktu, ama onlar Alanis'in umrunda bile değildi.
O birkaç kişi bile onun için mucize sayılırdı.

"Vay canına! Alanis gerçekten Snape Gryfindor'a puan mı verdi!" Dedi Weasley ikizleri.

Alanis ise sadece gülmeye çalıştı, aklı hâlâ babasıyla konuştuğu konudaydı. Bu akşam neler olacağını, neler göreceğini düşünüyordu.

"Alanis neden iksir dersinde, annemden bahsettin?
Daha doğrusu Snape duyunca neden bizi sınıftan kovdu!?" Harry dayanamayıp sormuştu.

"Hiiiç, sadece Hermione'den önce çağın en zeki cadısı oydu, yani benden sonraki" dedi umursamazca.

"bu Snape'in neden böyle davrandığını açıklamıyor." dedi Hermione

"Ne biliyorsun!?" diye sordu Harry, bilmeye en hakkı olan kişi oydu, ama Dumledore ona hiç bilgi vermiyordu. Alanis sonunda gözlerini izlemekte olduğu boş tabaktan kaldırdı ve çığırından çıkarak konuştu.

"Sadece bilmem gerekenleri biliyorum Potter!"

Bütün masa ona dönmüştü. Kızdan öyle bir güç yayılıyordu ki, üçlüde dahil herkes, gün boyu unuttukları şeyi hatırladı, onun bir karanlık lordun kızı olduğunu. Alanis onların korktuklarını
Farketmeden devam etti.

"Ve sorun şu ki, sen belki bir yaşından beri bilmen gereken hiçbir şeyi bilmiyorsun!"

Hepsinin gözler şaşkınlıkla açılmıştı, ama sormaya cesaret edemediler. Gryfindor masasında yemek boyunca kimse konuşmadı.

Alanis ise tek birşey düşünüyordu. Bu akşam düşünselinde göreceklerini. Sürekli kendini kandırıyordu.

"O Voldemort! Tom değil! Tom öldü! O Voldemort!"

Şölen bitiminde üçlü tam gidiyordu ki Alanis onları durdurdu.

"Bekleyin, Dumbledore'un odasına gidiyoruz." dedi sanki sıradan bir şey söylemiş gibi.

"N-ne" dedi Harry.

"Sen benimle geliyorsun, onlardan saklayacağını
düşünmediğini için, arkadaşların da gelebilirler."

"Neden Dumbledore'un odasına gidiyoruz?" diye sordu Hermione. Ron ise ona korkuyla bakıyordu.

"Orada öğrenirsiniz."dedi sakinlikle, oysa içinde fırtınalar kopuyordu. Kafasında tek bir ses vardı.
"Sen Tom'a karşı savaşamazsın!"

İçinden sayıklamaya devam etti. "O Tom değil, o Voldemort." Ve bu düşüncesi bu akşam görecekleri ile kanıtlanacaktı

***
Dumbledore'un odasına geldiklerinde Dumbledore onları düşünselinin yanında bekliyordu.

Yanına gittiklerinde, Alanis babasının elindeki bir çift eldiveni gördüğünde yutkundu. Ona özel yapılmışlardı, ve o eldivenler ile pek iyi anıları yoktu.

"T-taksan iyi olur." dedi Dumbledore, onun da bu durumdan hoşnut olduğu söylenemezdi.

Alanis eldivenleri giyerken ellerinin titrediğini farketti. Dumledore da farketmiş olmalı ki, kızın ellerini güven verici bir şekilde sıktı.

"Vazgeçebilirsin, bunu yapmak zorunda değilsin" dedi.

Arkalarındaki üçlü ise hiçbirşey anlamadan onları izliyordu.

Alanis, hayır anlamında kafasını iki yana salladı.
"G-görmek istiyorum."

Dumbledore Harry'ye döndü.
"Harry seninle yarın konuşacağız, bugün sadece..."
Derin bir nefes aldı ve asasıyla onun yanına gitti.
Bunu yapmak istemediği her halinden belliydi.

"Gözlerini kapat ve Voldemort'un geri döndüğü o gece neler olduğunu düşün."

Harry ne olduğunu anlamasa da yaşlı adamın dediğini yaptı.

Alanis Dumbledore'un anıları düşün seline koymasını izledi.

Üçlüye dönüp "Size iyi geceler." dedi Dumledore.
Kovulduklarını anlayan üçlü odadan çıktı.

Alanis derin bir nefes aldı ve hemen ardından yüzü anıların serin yüzeyini geçti.

***

Şimdiii, bu benim kurgum olduğu için normal hikaye ile uyuşmuyor bende bazı tarihleri değiştirdim

Tom- 1926 de doğdu
Alanis- 1927 de doğdu.
Grindelwold 1930 da Yenildi.
1944'te Alanis 1995'e gönderildi

Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin