Alanis gözden kaybolduğu an Karanlık Sanatlara Karşı Savunma sınıfından çıkan biri görüldü. Adam, şok içinde hala kızın gittiği yere bakan üçlünün arkasında durdu. Derin bir nefes alarak asasını kaldırdı.
"Obliviate."
***
Alanis ancak Dumbledore'un odasının kapısına vardığında anladı ne yaptığını. Kapı açıldığında onu çalışma masasında oturan Dumledore karşıladı.
"Nasıl gitti? "
"İyi" dedi sakinlikle. Dumbledore'un karşındaki koltuğa oturdu. "Tabii herkesin Lord Voldemort'un arkadaşı olduğumu, mugglelardan nefret ettiğimi ve kara büyü bildiğim gibi şeyleri öğrendiğini saymazsak. "
Dumbledore ayağa kalktı. Yüzündeki endişe çok uzaktan bile seçilebilirdi. "Ne yaptın Alanis!"
"Nasıl olsa herkes öğrenicekti." dedi dalgınlıkla.
Bir anlık sinirle dediği şeyleri düşünüyordu."Hayır!" dedi Dumledore. "Kimse hiçbir şey öğrenmiyecekti!"
Alanis'in ağzı şaşkınlıkla açıldı ve hemen Dumledore'a döndü. Dumledore onun konuşmasına izin vermeden devam etti.
"Anlamıyorsun!" endişelendiğinde yaptığı gibi, yani konu Alanis olduğunda yaptığı gibi masanın önünde volta atmaya başladı.
"Yoldaşlığı toplamaya çalışıyorum ama bakanlık Voldemort'un döndüğünü kabul etmiyor! Beni lekelemeye çalışıyorlar! Hogwarts'tan kovulabilirim! Azkaban'a atılabilirim! Bütün ünvanlarımı alabilirler!"
Durdu, bunu söylemenin ona çok acı verdiği belliydi. "Seni alabilirler Alanis!"
Alanis, anın şokuyla cümleyi kavrayamadan masanın önüne gitti ve bir çekmeciyi açtı. Eline aldığı parıl parıl parlayan Zaman döndürücüye bakıp konuştu. "Kimse hiçbir şey öğrenmeyecek..."
Her şey bir anda oldu. Alanis, Dumbledore'un kolyeyi boynuna takıp çevirdiğini son anda gördü.
O şok içinde Dumbledore'un kaybolduğu yere bakarken, kapı açıldı ve içeri diğer Dumbledore girdi. Alanis hemen yerinden kalktı. Neler olduğunu çoktan anlamıştı. "Seni alabilirler ne demek?!"
Dumbledore onun sorduğu soruyu görmezden geldi. Ve ona bakmadan konuştu. "Hiçkimse hiçbir şey öğrenmedi. Voldemort'tan hiç bahsetmedin, derste rahatsızlandın ve çıktın, odana git ve bugün çıkma. "
Alanis onu kolundan tutarak kendine bakmasını sağladı. "Seni alabilirler ne demek?! "
Dumledore kolunu kurtardı ve arkasına bile bakmadan Alanis'i çıldırtmaya yetecek bir sakinlikle konuştu. "Odana git Alanis."
***
Alanis duştan çıkarken hâlâ düşünmeye devam ediyordu. O andan sonra Dumledore'un odasını hızla terk etmiş, ve düşünceli olduğunda yaptığı gibi soğuk bir duş almıştı.
Üzerinde sadece beyaz askılı bir elbise vardı, Altın sarısı dalgalı saçları ıslaktı ve ondan beklenmeyen bir şekilde açıktı. Onu o karanlık pelerinleri ve vücudunu sımsıkı saran elbiseleri olmadan görebileceğiniz nadir anlardan biriydi.
Aslında Albus Dumbledore'un büyüttüğü bir kızdan olması beklenildiği gibiydi. İnsanlar onun sert ve ciddi görünümünü gördüklerinde onu Albus Dumbledore'un büyüttüğüne inanmakta zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Prenses (Grindelwald'un Kızı)
FanfictionGrindelwald'un kızı, Dumbledore'un büyüttüğü ve her şeyden çok sevdiği bir kız. Tek arkadaşı Tom Riddle'a aşık olan bir kız. Karanlığın prensesi olarak doğup aydınlığın prensesi olarak büyüyen bir kız. Tarafları karıştıran bir prenses. Sonunda hangi...