"Kalk yerden. Sen doğru olanı yaptın. Kendini savundun. Aslında Sunny içindi ama... Her neyse." ~Heeseung
Heeseung'ı duyuyordum ama ona karşı bir tepki veremiyordum. Tek yaptığım şey kendimle boğuşmaktı.
Neden yani, neden? Neden salak gibi hiç bir şey düşünmeden atlıyorsun lafa?! Salak... Aptal... Asıl beyinsiz olan sensin. Becereriksiz olan, gereksiz olan. Hepsi haklı. Her şeyde...
Bir el, dokununca kırılacak gibi olan benim saçımda, bulut dokunuyormuş gibi narince geziniyordu.
"Seni böyle görmeye dayanamıyorum... Beni üzecek misin? Bunu göze alabilir misin? Kaldır kafanı. Kalk yerden. Bir şey yapmadın." ~Heeseung
"Ya yaptıysam?" Dedim kafamı kaldırıp. Doğruca Heeseung'ın gözlerine baktım. Gözleri ile bile "kendini üzme" diyordu. Bu açıkça ortadaydı.
"Yapmadın. Bana güveniyor musun?" ~Heeseung
"Evet..." ~Cheonsa
"Hadi gidelim o zaman. Çünkü sen hiç bir şey yapmadın." ~Heeseung
Elimi tutup beni çömeldiğim yerden kaldırmıştı. Pusulam gibiydi, o gidiyor, ben onu takip ediyordum.
Peki ne zaman neye ihtiyacım olduğunu nereden biliyordu? Nasıl bilebiliyordu?
Ayakkabımın bağacığı açılsada "basmam" diyerek, durup bağlamakla zaman kaybetmek istemedim.
Ve tam bunu düşünürken bağıcığıma basmıştım. Harikayım!
Heeseung bırakmadığı elimi çekerek düşmemi engellemiş ve sarılmıştı.
"Sen düzenli birisin. Cidden dalgın olduğun her şekilde anlaşılıyor." ~Heeseung
Eğilip bağıcığımı bağladı ve yine elimi tutup pusula görevi gördü.
O cidden benim koruyucu meleğim. Düşmüş olsam kafamı falan çarpar, gözümü revirde açardım galiba.
Kütüphaneye girip kitaplıkların arkasındaki camın oraya geçip oturduk.
"Açıkça şunu söylemek istiyorum..." Dedi ve camdan dışarı bakan gözlerini gözlerime kenetledi.
"O beyinsizler için üzülmen çok komikti." ~Heeseung
Ciddi bir şey diyecek sandım...
"Ben de başka bir şey diyeceksin sandım." ~Cheonsa
"Ne dememi bekliyordun? İp ucu bulduğumu falan mı? Seni Disney prensesleri ile görüştürmenin bir yolu olduğunu mu? Ya da seni ne kadar çok sevdiğimi mi? Hangisini söylememi bekliyordun?" ~Heeseung
"Aslında kendim de yapabilirim. Eğer ben seçilirsem yardımcım Mina olacak çünkü." ~Cheonsa
"Bunlardan birini mi bekliyordun? Tamam bak söylüyorum, seni Disneyland'e götüreceğim. Amerika'daki küçük, o yüzden Fransa'dakine gideriz. Olur mu?" ~Heeseung
"Sağol... Ama iyiyim. Cidden. Moralim bozuk falan değil. O az önceydi. Şu an değil." ~Cheonsa
"İşte böyle. Bak, nasıl da itiraf ettiriyorum." ~Heeseung
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfiction❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...