"Oops, biri berbat halde. Yine ceset mi gördün?" ~Kangbin
Yüzü yara bere içindeyken diyordu bunu. Kendine bak diyecek halim yoktu tabii. Sadece ona elimi uzattım.
O da bana yardım edebilmek için önce uzattığım elimi tuttu, sonra da boştaki elini diğer omzuma koydu. Ona tutunup merdivenlere kadar gittim ve yardımı ile oraya oturdum.
"Artık her şeyi biliyorsunuz... Değil mi?" ~Kangbin
"Her şey ya-yalan değilse..." dedim titreyerek. Cidden hiç iyi değildim.
"Bu sefer değil... Yaptıklarım için özür dilerim. Bu hiç birşeyi değiştirmeyecek, biliyorum. Ama sana daha önce sizin tarafınızda olduğumu söylemiştim. Sana söylediğim her şey gerçekti. Şu stajyer olayı... Çaylak diyelim. Bu ilk görevim. Tek Kol her yerde aranan bir seri katil. Hatta mafya. Adama ne desen az kalıyor. Kimse onu yakalayamadı. Gören bir daha sağ çıkamadı zaten... Şans bizden yana, ne dersin? Onu bir kaç kere görmemize rağmen yaşıyoruz. Ve... Yaşamanıza yardım edeceğim. Kötü biriymiş gibi rol yapmak, size kötü davranmak ne kadar zormuş! Mesleğin getirisi nihayetinde... Ee, artık ortak mıyız?" ~Kangbin
"Güvenmekten başka çarem yo-yok." ~Cheonsa
"Kim seni titreşim moduna soktu, tanrı aşkına..." ~Kangbin
"Jungwon... O-onu çağır." ~Cheonsa
"Dersten nasıl çıkartayım çocuğu?" ~Kangbin
"Başkanım be-ben..." ~Cheonsa
O kadar çok titriyorumki, hareket ettiğimi bile hissedemiyorum. Bu yüzden adım atmaya kalkarsam düşerim diye korkuyorum. Jungwon'un bana nasıl bir yardımı olabilir onu da bilmiyorum. Sadece onu yanımda istiyorum.
Bir kaç dakika içinde merdiven boşluğundaki hızlı ve gıcırtılı ayak sesini duymaya başlamıştım.
Sonra ben farkında olmadan Jungwon yanıma gelip bana sarılmıştı. Gözlerimi fazla mı kapadım?
"Ne oldu? Neden böylesin?" ~Jungwon
"Jerome... O-onunla konuşurken... Fazla korktum sanırım... Bilmiyorum..." ~Cheonsa
"Ne konuştuğunuzu sonra söylersin. Şimdi... Ne yapmalıyız bilmiyorum... Revire gitsek hiç bir şey yapamayacağını biliyorum. Ne yapacağız? Ne yapmalıyım? Cheonsa'm söyle, ne yapmalıyım?" ~Jungwon
"Önce sen sakin ol, sonra da kardeşine iyice sarıl. Biraz bekleyelim. Bir şey değişmezse revire gideceğiz. Yapacak bir şey yok." ~Kangbin
Kangbin aklımı okumuşçasına konuşunca rahatladığımı hissettim. Konuşmak bile zordu şu an.
Yaklaşık 20 dakika sonra sadece ellerim ve bacaklarım biraz titriyordu. Abartılacak bir şey kalmamıştı. Bir tür panik atak mıydı bu acaba?
"Belki de, panik atak falan geçirdim. Şu an iyiyim." ~Cheonsa
"İyi olmasan Yeonjun hyungu çağırmak zorunda kalacaktım. Ne yapacağımı bilemedim. Titreyen bir ruh gibiydin!" ~Jungwon
"Ama şimdi iyiyim. Sadece dersin sonuna kadar dinlensem iyi olur. Zaten 10 dakika falan kaldı. Sonra toplantı var. Orada da oturup konuşulanları dinleyeceğim. Sen yine de beni bekle kapıda, olur mu?" ~Cheonsa
"İstesen de, istemesen de bekleyecektim zaten." ~Jungwon
"Yerim sizi, ne şeker şeysiniz öyle." ~Kangbin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfiction❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...