"Jungwon. Abi. Abicim. Canım benim. Büyüğüm. Ne diyeyim? Suratıma bakar mısın? Kendimi çok yorgun hissediyorum, galiba ateşim de var." ~Cheonsa
"Bir şey mi dedin?" ~Jungwon
Diye sorarak izlediği diziden gözlerini ayırdı.
"Şey... Dedim. " ~Cheonsa
"Ne dedin?" ~Jungwon
"Su... Susamadın mı? Yemekten beri içmedin. İster misin?" ~Cheonsa
"Ah, evet. İçsem iyi olacak." ~Jungwon
Bağdaş kurup oturduğumuz yataktan kalkarken onu durdurmuştum.
"Ben getiririm. Sende o sırada başka bir film açsan? Bu diziyi pek sevmedim de... Tabii sen sevdiysen başka!" ~Cheonsa
"Sadece aptallıkları çok dikkat çekiyor. Bende izliyorsun sanmıştım. Tabii ki değiştiririm." ~Jungwon
Jungwon için su almaya gitmeden, banyoya girmiş ve soğuk su ile yüzümü yıkamıştım. Sanki yüzüme kışın soğuğunda buz sürüyor gibiydim. Ellerim de aynı şekilde üşümüştü.
Acaba ateşim mi var? Çünkü bu her şeyi berbat eder! Olsa bile, sanki yokmuş gibi davranabilirim. Kimseyi telaşa sokmaya gerek yok.
Banyodan çıktım ve mutfaktan Jungwon için su aldıktan sonra, odasına geri döndüm.
"Cheonsa, dinle. Çok şaşıracasın. Okulun 3 sokak üstünde mezarlık varya hani," ~Jungwon
"Evet? " ~Cheonsa
Suyu ona uzatmıştım. O da hızlıca içip yarım kalan cümlesine devam etmişti.
"Aslında o mezarlık okulun olduğu yerdeymiş. Ama çok büyükmüş ve o kadar çok mezar yokmuş. Bu yüzden 3 sokak üste taşımışlar. Sonra bizim okulu yapmışlar. Ama okulun alonda hâlâ mezarlar varmış ve bu yüzden geceleri hayaletler okulun içinde geziyor ve duvarlara vuruyorlarmış." ~Jungwon
"Neden duvarlara vuruyorlarmış ki?" ~Cheonsa
"Yıkılması için. Eğer okul yıkılırsa, mezarları nefes alacak ve hayaketler rahatlayacakmış. Burada öyle yazıyor." ~Jungwon
"Ve sende bu yaşından sonra hayaletlere inandığın için, bir daha okula gitmeyeceksin." ~Cheonsa
"Güzel fikir." ~Jungwon
Gülüşmelerimiz çalan zil ile azalmıştı. İki ihtimal vardı. Ya Jungwon'un abisi, ya da Heeseung.
Ama Heeseung'ın şu an gelmesini istemiyordum. En azından yirmi dakika bile sonra gelse kabul ederdim.
Gelince beni alacak ve gidecektik. Burada kalmayacaktım çünkü sabah çıkmadan Jay ile konuşmuş, Heeseung'dan zoraki kalmak için kopardığım izni ondan koparamamıştım. Ve hali ile Heeseung'ın da fikri değişmişti.
İkisi de Jungwon'un abisi dolayısı ile izin vermemişti. Peki, onlara neydi de izin vermiyorlardı?
"Sence kim geldi?" dedi Jungwon. "Bence abim seni görmek için, Heeseung hyung da seni o gelmeden götürmek için aynı anda geldiler." diye devam etti konuşmasına.
"Olabilir. Ama tartışma sesi duymuyorum." dedim seslere kulak vererek.
Daha çok şey sesi vardı... Ses yoktu ki.
"Hiç bir şey duymuyorum." ~Jungwon
"Bende." ~Cheonsa
"CHEONSA MI BURADA?! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfic❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...