"Fare mi?!"
"Telaş yapmayın, sadece sormak istedik." ~Niki
Niki tek başına her japonla konuşuyor, arada Jay bir iki kişi ile konuşuyor ve bizde bir şey anlamadan dinliyorduk. Arada bir iki kelime anlıyordum şans eseri ama pek bir şey fark etmiyordu.
"2 saattir elimizde hiç bir şey yok." dedi Jake, başka bir kapı daha çalmadan önce.
"Bu konuşma işini hiç sevmedim. Otel çok büyük. Gezdiğimiz evler gibi de değil. Içeriye bakmamız gerek. Ceset arıyoruz, şüpheli kişiler değil." ~Heeseung
"Haklısın hyung... Ama yapabileceğimiz tek şey bu. Zaten insanlar bize garip bir şekilde bakıyor." ~Jungwon
"Şey..." ~Cheonsa
"Hm?" ~Jay
"Benim... Odaya gidip gelmem gerek. 5 dakikacık." ~Cheonsa
"Neden?" ~Jay
"Eee... Gerek işte." ~Cheonsa
SÖYLENECEK BIR ŞEY OLSA SÖYLERIM BE KARIZMA ADAM!
"Hızlı ol." ~Heeseung
"Tamam." ~Cheonsa
Hapşıracağım... Olmaz, bu durumda olmaz... Lütfen!
Yavru kedi gibi hapşırsamda tam burada ağlamak istiyorum... Bu işkenceye 3 gün daha dayanamam...
"Tam vaktiydi... Bu kadar stres, heyecan ve üzüntü, bir de üstüne hava değişimi... Cuma günü olmasa ne olurdu? Daha erken olsa mesela? Tam geziye denk geldi... Karnım... Jungwon bana çikolata almazsa Jay'den isterim, sorun yok... Bu da geçecek. Bizim oda neredeydi? Kayıp mı oldum? Numara kaçtı?" ~Cheonsa
Deli gibi kendi kendime söylenip duruyordum. Kimse yoktu ama bu yine de utanç verici bir andı. Kendi odamı bulamadığıma inanamıyorum...
Telefonumu çıkarıp listeye baktım ve 313. Oda olduğunu görmemle solumda kalan odaya cebimdeki kartı okuttum ve girip kapıyı kapadım. Kartta da numara yazıyormuş...
"Şimdi... Nerede bu çanta? Erkeklerden saklamak için nereye koydular ki? Soracak vakitte yoktu... Lanet olsun..." ~Cheonsa
Koridordan gelen sesle çömelip çekmeceleri ararken korkudan popomun üstüne güzel ve hızlı bir düşüş sergilemiştim. Iyi ki yanlızım...
Tuvalete girdikten ve adeta yüzüme Sunoo'dan çaldığım nemlendirici sabunu boşalttıktan sonra fazla vakit kaybettiğimi bilerek telefonumu elime alıp kartla beraber odadan çıktım.
Merdivenlerin başına gelmeden bir el ağzımı kapamış, sonrada beni hızla geriye doğru çekmişti.
"Selam, Tenshi-kun."
"Japoncası olduğunu sanmıyorum. Ama her şekilde bizi dinlemek zorunda. Değil mi Cheonsa?" ~Kangbin
"Tam bir pisliksin... Senin yüzünden 5 kişi öldü!" ~Cheonsa
"Benim yüzümden mi? Aldığım bilgiyi sana ilettim işte. Bir kaç kısmı atlamışım, mesela söylediklerime inanma kısmı. Ve sevgiline veda et kısmı. Yakışıklı sevgilini bir daha göremeyebilirsin. Seni bıçaklamamış olmam, ona bunu yapamayacağım anlamına gelmiyor. Değil mi?" ~Kangbin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfiction❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...