"Resim çizmeyi sever misin?" Çocuk bana boş gözlerle bakıyor gibiydi. Normal. Aç mısın, nasılsın, iyi misin, ne yaptın bugün gibisinden sorular yerine direk lafa girmiştim.
Çocuk yine de yüzünde oluşan tebessüm ile kafasını aşağı yukarı sallamıştı.
"Senden sıradan bir resim çizmeni isteyemeyiz. Bize, evde ne olduğunu çizebilir misin?" ~Cheonsa
Çocuğun başını bekleyip, onu baskı altında tutmamak için, yatağa oturmuştuk. Jake'de bizimle gelmişti. Bu yüzden çocuğun başında durmuyorduk. Ben bile tanımadığım birileri ile aynı ortamda iken baskı altında oluyorum.
Tam yatağın ucunda olduğumu fark etmiş, biraz daha geriye doğru gidiyordum ki, sırtımdan itelenmem ile yere düştüm.
"Sırtım... Dizim... Ellerim..." ~Cheonsa
"Jake itti."~Heeseung
"Hyung niye hemen bana suç atıyorsun? Aaa... Hiç yakıştıramadım sana."~Jake
"Sana it mi dedim?"~Heeseung
"Yakındı işte."~Jake
"Ne alakası var? O anlamda mı dedim sana?"~Heeseung
"Var sizde bir şey."~Cheonsa
Söylenerek düştüğüm ellerim ve dizlerimin üstünden kalktım. Çocuğun yanına gittim ve ne çizdiğine baktım.
Evi, kağıda odalar halinde bölmüş, her odayı özenle çiziyordu. Sanırım onu bulduğumuz oda kendi odasıydı ve orayı çizmişti. Kendisi vardı. Kendi gözlerini, saçını, vücudunu çizmişti. Ama ağzı yoktu. Merak etmiştim. Acaba uzun süredir mi konuşamıyordu?
"Ne zamandan beri konuşamıyorsun?" ~Cheonsa
Eli ile, çizmekte olduğu banyoyu işaret etti. Annesi ve katil vardı. Annesini işaret etti. Sonra kendini. Sonra da ağzına fermuar çeker gibi yaptı ve dolabı işaret etti.
Bir anlam vermeye çalışıyordum. Yatakta oturan Heeseung ve Jake'e döndüm. Sadece birbirleri ile didişiyorlardı.
"Didişmeyi keser misiniz?" İkiside bana dönmüş ve ciddi bir hâl almışlardı. Çocuğun gösterdiklerini sırası ile anlatınca, onlarda düşünmeye başlamıştı.
"Katil geldiğinde, annesi ona sessiz olmasını ve saklanmasını söylemiş olabilir." Jake'in dediği şey ile, bende de ampul yanmıştı.
Çocuğa döndüm ama hâlâ çiziyordu.
Jake'de yataktan kalkıp, çocuğun diğer yanına geçti. Onun peşinden Heeseung'da yataktan kalktı ve Jake'in yanına geçti.
"Bahçeyi de mi çiziyor?"~Jake
"Bahçede bir şey olmuş olabilir mi?"~Heeseung
Jake ve Heeseung'ın sıraladığı soruları varken, ben sessiz kalmıştım. Küçücük bir çocuk, her şeye tanıklık etmişti. Bu onun için ağır bir yüktü. Küçük çocukların ölümlere tanıklık etmesi... Cidden ağır bir yüktü.
Resmi çizmeyi bitirdiğini anladığımızda, dikkatle incelemeye başladık. Bahçede, iki adam daha vardı. Siyahlara bürünmüş iki adam. Yani 3 zanlı vardı. Ama yanlızca biri öldürmüştü kadını. Diğerleri yandaşıydı. Katilin kim olduğunu gördüğüm için seviniyordum. Ama 2 gün sonrayı beklemek zorundaydık. Tekrar Sunoo'nun dayısına gidecektik. Misafirleri tekrar gelecekti. Ama bu sefer daha kalabalık. Orada olmalıydık. En azından bir bahanemiz olmalıydı. Ben yardım edebileceğimi söylemiştim. Sunoo'da orada olacaktı. Ama 2 kişinin daha gelmesi gerekiyordu. Ev zaten büyük olduğundan, yardım etmek gibi bir bahane de varsa ortada, düzgünce yapmalıydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfiction❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...