"Cheonsa bizden uzağa gitme." ~Jungwon
"Uzakta... Değilim(!)." ~Cheonsa
Ayağım bir şeye dolandığı için peşlerinden gidemiyordum. Onlar da sadece bana laf yetiştiriyordu.
"Hadi Cheonsa." ~Jay
"Gelebilsem(!)-..." ~Cheonsa
"Beceriksiz..." ~Sunghoon
"Git yardım et Sunghoon." ~Heeseung
"Neden ben?" ~Sunghoon
"Ben öyle istiyorum çünkü." ~Heeseung
"Ondan yardım isteyen olmadı(!)." ~Cheonsa
"İstekli değilim zaten(!)." Göz devirerek yanıma geldi ve ayağıma takılan şeyi benden uzaklaştırdı. Bir an duraksadı ve tekrar ayakkabıma eğildi.
"Sakın sesini çıkarma... Bu bir tuzak. Bekçi sandığımız adamları buradan görüyorum. Biraz arkamızdalar. Elimi tut, bizimkilerin yanına koşuyoruz ve hiç bir şey olmamış gibi davranıyoruz. Sonra da belli etmeden söyleyeceğiz." ~Sunghoon
"Koşmak mı, bu karan-" ~Cheonsa
Konuşmama izin vermeden bileğimden tutup koşmaya başlamıştı.
"Bizi de bekleyin(!)." ~Sunghoon
Merakım yüzünden içimde 'arkanı dön' diyen bir dürtü oluşmuştu. Sunghoon sessizce tuzak olduğunu anlatırken, ben gizliden arka tarafa bakmaya çalışıyordum.
"Kızı alın."
Duyduğum kalın sesle yakınımdaki Heeseung'a yanaşmıştım. O da kolumdan tutarak beni kendine daha çok yanaştırmıştı.
"Geç anladık tuzak olduğunu..." ~Sunoo
"Cheonsa'ya yakın durun." ~Jake
"Jungwon hyung?" ~Niki
"Nereden çıkacağımızı bilmiyorum!" ~Jungwon
"Tellere tırmanacağız. Niki, koşmaya başla, ilk sen tırmanacaksın. Sunoo, Jungwon, siz de peşinden." ~Heeseung
"Sıranın ne önemi var?!" Diye bağırdı Jay, maknae line demirliklere doğru koşarken.
"Var. Anlayacaksınız. Şimdi... Bizde koşuyoruz. Ama düzenlice. Sunghoon, Jake, Cheonsa'nın yanında durun. Jay, sende önde dur. Ben arkadayım." ~Heeseung
Tellere doğru koşmuş, tırmanmaya başlamıştık. Ama ben gerçek bir beceriksizdim. Böyle şeyleri pek denemediğimden olsa gerek, zor ve yavaş tırmanıyordum.
Niki elimden tutup beni yukarıya doğru çekiyordu. Bende olabildiğince tırmanmaya çalışıyordum.
"Yol temiz. Çabuk olun." ~Jungwon
"Gördüm! Hoobin'in annesinin mezarı! Tam orada o adamlar!" ~Sunoo
Tırmanmış ve yola inmiş olan Sunoo ile Jungwon benim heyecanımı daha da yükseltiyordu.
Jake ve Sunghoon'da tırmanıp Niki'ye beni çekmesi için yardım etmişlerdi.
"Hyung, tırmansana!" ~Jay
"Sen tırman! Devam et!" ~Heeseung
Aşağıya atlayınca Jungwon beni tutmuştu. Dediği gibi yolda kimseler yoktu.
"Hyung, ben zaten yarısına geldim! Tırmanmaya başla!" ~Jay
"Sen yola inene kadar tırmanmayacağım!" ~Heeseung
"Cidden-!" ~Jay
Jay ne kadar hızlı davransa da, yola inene kadar adamlar Heeseung'ın etrafını sarmıştı.
"Ne bekliyorsunuz?! Gidin!" ~Heeseung
"Hyung sen-!" ~Sunoo
"Beni boşver Sunoo! Jungwon, size gidin. Abim ve amcamı da çağırın." ~Heeseung
"Ben... Tamam. Gidiyoruz." ~Jungwon
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Jake kolumdan tutup beni çekiştirmeye başlamıştı.
"Ne? Hayır. Hayır! Heeseung!" ~Cheonsa
"Cheonsa git! Lütfen..." ~Heeseung
"Hayır..." ~Cheonsa
Jake'in elinden kolumu kurtarmış ve az önce sürüklenmeye başladığım yere koşuyordum.
"Cheonsa!" ~Jake
"Niki!" ~Jungwon
"Tamam!" ~Niki
"Patrona söyleyin, kız kaçtı. Ama en büyükleri elimizde."
Tellere tutunup Niki'nin beni çekmesine izin vermemiştim.
"Cheonsa, lütfen. Git. Beni merak etme. Tamam mı? İyi olacağım. Ve geri geleceğim." ~Heeseung
Tellerin arasından elimi tuttuğu sırada arkasında ki 5 adama gözüm kaydı. Benim peşimdeydiler. Ama neden? Ve şimdi beni bırakıp, Heeseung'ı alıyorlardı.
"Seni seviyorum. Abinin sözünden çıkma sakın. Niki..." ~Heeseung
"Hızlı ve iyi ol hyung..." ~Niki
"Merak etme. Siz de iyi olun." ~Heeseung
Niki beni son kuvveti ile tellerden çekmiş ve sürüklemeye başlamıştı. Beni sürüklemeye Jay'de katılmıştı. Üst sokağa kadar koşarak sürüklendikten sonra herkes durmuştu.
"Cheonsa, Heeseung hyung iyi-" ~Jay
"Sus! Bana hiç bir şey söyleme! En son iyi olacak dediğinizde babam öldü! Yalan mı söylüyorsunuz, yoksa içinize mi doğuyor? Tahmin edeyim, sürekli kaçıp kurtulursunuz siz, değil mi?!" ~Cheonsa
"Ne deseydik?! 'Baban iyi olmayacak! Ölüyor!' daha mı mutlu olacaktın?! Gözümüzün önünde içli içli ağlıyordun! Hem bana neden bağırıyorsun?! Ben mi dedim o aptal geyiğe bizi kurtar, kendini tehlikeye at diye?!" ~Jay
"Kardeşime bağırma hyung!" ~Jungwon
"O da bana bağırmasın! Bir tek üzülen o sanki! Bir de yalan söyleyip söylemediğimizi soruyor! Yalandan mutlu görünmeye çalışan biri bunu ne yüzle soruyor çok merak ediyorum!" ~Jay
"Birbirinize bağırmayı kesin. Bir an önce Jungwon'lara gitmeliyiz." ~Sunoo
"Ne? Nasıl öylece gidebilirsiniz? O adamları takip etmeliyiz. Heeseung onların elinde, farkında mısınız? Hiç bir şey olmamış gibi eve mi gideceksiniz yani?" ~Cheonsa
"'Gideceğiz' Cheonsa. Sende." ~Jungwon
"Ben eve falan gitmem. O adamların peşinden-" ~Cheonsa
"Cheonsa, peşlerinden gitmek için çok erken. Her an bizi de yakalayabilirler. Ama onları bulacağız. Heeseung hyung ne yapması gerektiğini bilir." ~Sunghoon
"Söyle o zaman Sunghoon, onların nereye gittiğini bilmezsek nasıl Heeseung'ı bulacağız? Siz iyi misiniz? İçip mi geldiniz? Onları takip etmeliyiz. Nereye gittiklerini-" ~Cheonsa
"Fazla uzatıyorsun. Sana abinin sözünden çıkma dedi. Bende peşlerinden gitmek istiyorum. Hyungumu o adamların eline bırakmak güzel bir şey değil. Diyelim ki gittik ve yakalandık. Nasıl kurtulacağız? Öpücük vererek mi? Dünya senin üstüne geliyor resmen ve bunun biz de farkındayız ama bu senin her istediğini yapabileceğin anlamına gelmiyor." ~Niki
Niki'nin konuşması ile biraz kendime gelmiş gibiydim. Benimle ilk kez bu şekilde konuşuyordu ve bu beni germişti. Ama haklıydı. Ne düşünüyordum ki? Peşlerinden gidersek birinden daha oluruz. Ve bunu kimse istemez.
"Gidelim... Eve." ~Cheonsa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Hayran Kurgu❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...