Gözlerimi açtım demek isterdim ama o kadar parlak ki, açamıyorum.
Sonunda zorla açtığımda, yanımda Enhypen, TXT ve kendi kız arkadaşlarım vardı. Öylece bana bakıyorlardı.
"Son dersden kaytardık... Yani şey, iyi misin noona-nim?" ~Niki
"Yok canım, bisikletten düştü. Bayılmadı. " ~Mina (Cheonsa'nın arkadaşı)
Süper zekalı arkadaşım Mina ve Niki, birbirlerine sanki savaşta ki düşmanlarmış gibi bakıyorlardı.
"Su falan ister misin noona-nim?" ~Niki
"Yastığını düzelteyim mi? " ~Mina
Savaştalar mı?
Niki ve Mina'yı iterek yanıma gelen Heeseung, bana kızgınca bakıyordu. Neden ki?
"Gece baktığımda mışıl mışıl uyuyordun. Ama doktorlar yorgunluk ve stres yüzünden bayıldığını söylediler." ~Heeseung
"Gitme mevzusu ne?" ~Jungwon
"O stres mevzusu Jungwon. " ~Heeseung
"Ne gecesi ya? Ne bakması? " ~Yeonjun
"O da stres şeysi hyung. " ~Soobin
"Ya bunlar ne konuşuyor? " ~Mina
"Sen bi sussana." ~Niki
"Niki, kız arkadaşıma nazik davran. Yoksa kimseyi dinlemez, bebek falan da demez çakar sana bir tane. " ~Hueningkai
"Ne zaman sevgili oldunuz ya? " ~Cheonsa
"Senin haberin yok mu?" ~Soojin (Cheonsa'nın arkadaşı)
"Benim hiç bir şeyden haberim olmuyor ki. " ~Cheonsa
"Safsın, o yüzdendir." ~Heeseung
"Hyung..." ~Jungwon
"Heeseung... " ~Yeonjun
Abilerim garip bir gerginlik başlattığına göre, artık olan biteni sorabilirim.
"İlk şunu söyleyeceğim; okul revirlerine yatak değil, taş koyuyorlar. " ~Cheonsa
"Her okulu bilemezsin. " ~Sunghoon
"Okul hayatım başladığından beri, bu benim 7. Okulum. " ~Cheonsa
"Revir yataklarını nereden biliyorsun ki? " ~Jake
"O kadar çok düştüm ki... " ~Cheonsa
Herkes, Yeonjun'a soru soran bakışlar atıyordu. Neydi, ben anlayamamıştım tabii.
"Benimle alakalı bir gen meselesi değil, bana bakmayın. " ~Yeonjun
Herkes başını Jungwon'a çevirmişti.
"Bana hiç gözlerinizi dikmeyin, genlerle hiç bir alakası yok." ~Jungwon
"Ne abarttınız sizde... " ~Cheonsa
"Kim bilir bütün gün ne kadar çok düştün de yoruldun. Ne kadar endişelendik haberin var mı? Senin yüzünden Jungwon ile birbirimize sarılıp ağladık 2 dakika boyunca... " ~Heeseung
"Çok ağlamışsınız... " ~Cheonsa
"Noona-nim, gece uyuyamadın mı? " ~Niki
"Uyudum. Gayette güzel... Uyudum... " ~Cheonsa
~Gece~
"Cidden... Samchun ile mi yatacaksın? Emin misin? " ~Heesueng
Çocuk kafasını yüzünde ki gülümsemeyle olumlu anlamda salladı.
"Hadi Heeseung, yemem ya çocuğu. " ~Jihoon
"Yani herkese de güvenmez gibi ama... " ~Heeseung
"Biz yokken iyi anlaşıyor olabilirler." ~Cheonsa
"Çok iyi anlaşıyorlar. Çok nazik bir çocuk. Annesi ve babasını merak ediyorum... " ~Heeseung'ın annesi
"Bir gelişme var mı?"
Heeseung'ın babası, gelişme sorunca, Heeseung ile birbirimize bakmış, annesi ve babasına her şeyi anlatmamıza rağmen
-sevgili olmamamıza kadar- çocuğun yanında bazı şeyleri açıkça konuşuyorlardı.Üstelik, Enhypen, ben, çocuk ve Heeseung'ın annesi ile babası dışında kimse bir şey bilmiyordu. Polise falan söylememiştik. Çünkü... Kaçtığımız kısmı anlatmayı Heeseung istememişti. Yani polislerden haberleri yoktu.
"Henüz... Yok. Cheonsa, bence biz yatağı hazırlayalım, araya yastık yorgan ne varsa doluşturup uyuyalım hadi. Yarın senin sınavın var. Benim de ezberim aklımdan çıkmasın. İyi geceler herkese. " ~Heeseung
"İyi ge-" ~Cheonsa
"Hadisene." ~Heeseung
Diyerek, merdivenlerden yukarı beni sürüklemeye başlamıştı.
"İyi de, benim yarın sınavım yok ki. Asıl ezber yapan benim. Sen ise geldiğimizden beri bilgisayarda Jay ile online oyun oynuyorsun. " ~Cheonsa
Odaya girer girmez, kapıyı kapatmıştı.
"Ee? Uykun var sonuç olarak. Benim de var." ~Heeseung
"Yastıklar nerede?" ~Cheonsa
"Yastıklar... Güzel soru. Yastıklar... Yok. Yorgan da yok. Pike haricinde hiç bir şey yok. " ~Heeseung
"Bu anlamayacağım bir üst sınıf şakası falan mı? " ~Cheonsa
"Üzgünüm. Hem, bu işine gelecek. Sadece bir kaç saniye bekle. " ~Heeseung
Diyerek, aramızda bir adım kalıncaya kadar yanıma geldi.
Gök yarılır gibi gürleyince, ufak bir çığlık atarak, Heeseung'a sarıldım.
"Bence, sarılarak uyumalıyız." ~Heeseung
"Korkuyorum... " ~Cheonsa
"Sonunda... En az bir tane hayalim gerçek- dur... Boşver. Sesli söyledim. Hadi uyuyalım."~Heeseung
Bir kere daha gök gürlemeden tabii ki de sarılamazdım, bu yanlıştı. Ama, öyle bir gürledi ki, gürlemek midir, bir yerini mi koparıyorlar göğün belli olmadığı için, hemen sarılmıştım.
"Dikkatinin dağılması için, şarkı söylememi ister misin? " ~Heeseung
"Gerek yok... " ~Cheonsa
"Sevdiğin bir şarkıyı biliyorsam, iyi olur. " ~Heeseung
"Bir kere söylediğini duymuştum... I'm So Tired, o şarkıyı seviyorum. " ~Cheonsa
"Peki... O zaman ilk, iyi geceler. " ~Heeseung
"İyi geceler. " ~Cheonsa
Sesi o kadar rahatlatıcıydı ki, gök gürlemesine aldırmadan, korkmadan, Heeseung şarkıyı söylemeyi bitirmeden uyumuştum.
~Şimdi~
"Evet, çok iyi uyudu, dedim ya, mışıl mışıl uyuyordu. " ~Heeseung
"Gidebilirim değil mi? Yoksa hastaneye falan giderdim. Okul doktoru baktığına göre gitmemde bir sakınca yok. " ~Cheonsa
"Git... " ~Beomgyu
Ayağa kalkarken kendi ayağıma takılıp yeri boyladığım için, gidememiştim.
"Çok güzel gittin..." ~Jay
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfiction❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...