3 Gün Sonra
"Size sadece evde durmanızı söylüyorum ve siz-... Siz-(!)... Bıktım... Cidden bıktım. Ne yapmam lazım sözümü dinlemeniz için? Niki, seninle istediğin oyunu oynarım. Cheonsa, sana da istediğin süt ve çikolatayı alırım. Lütfen sözümü dinleyin ve burada kalın!" ~Heeseung
Niki'nin aklına uyup evden kaçmaya çalışmak delilikti. Şu sıralar benden pek uzak değildi yani.
"Tamam... Evde kalacağız. O zaman bilgisayarının şifresini söyle. Ve hesabının." ~Niki
"Unut bunu." ~Heeseung
Heeseung hızlıca evden çıkmıştı. Hoobin yanımıza geldiğine Kangdae oppa ve Jihoon oppa'nın eve geldiğini anlamıştım.
"O aptal koşarak nereye gidiyor-... Selam Niki." ~Kangdae
"Selam hyung-nim." ~Niki
"Geyik olmadığına göre güzel kızla konuşabiliriz. Değil mi?" ~Jihoon
"Yanındakini yok mu sayıyorsun?" ~Kangdae
"Keseriz." ~Jihoon
"Kesmek mi?!" ~Niki
"Yani kimseye söylememelisin diyor." ~Cheonsa
"Ben?" ~Hoobin
"Sen zaten söylemezsin yakışıklı." ~Kangdae
Ne konuşacaktık, merak etmiyorum değil. Ama konuşmak istemiyorum.
"Şimdi... Öncelikle, geçmiş olsun. Direk söyleyemeyiz ama her ikisi içinde. Neyse-! Biz konumuza gelelim. Siz bizden bir şey saklıyorsunuz. Hemde ciddi bir şey. Büyük bir şey. Değil mi?" ~Kangdae
Niki ile birbirimize baktık. Yalan söylememiz ne kadar, doğruyu söylememiz ne kadar tehlikeliydi?
Bir şeyler duymuşlardı büyük ihtimal. Doğru söylesek sözümüzü tutmamış oluruz ve bir daha yaptıkları şeylerden haberimiz olmaz. Yalan söylersek bir şeyler ortaya çıkabilir.
"Ne gibi... Bir şey? Yani, evet. Sakladığımız ciddi şeyler var. Ama hangisindem bahsediyorsunuz?" ~Niki
Niki akıllıca davranmış, konu düşünecek bir süre yaratmıştı.
"En ciddisi. Hani şu... Mektuplu olan." ~Jihoon
"Ha o mu... Hoobin, sen bana bir bardak dolusu su getirecek kadar güçlü müsün?" ~Niki
Gerçekten söylemeyecek, değil mi? Söylerse biteriz. Söyleyemez. Zaten Sunoo'nun kuzeni ile başımız dertte.
"Güçlüyüm. Hatta hemen getireceğim." ~Hoobin
Hoobin odadan çıkınca Niki Jihoon oppa ve Kangdae oppaya döndü.
"Onlar Hoobin'in ailesinin mektupları." ~Niki
Doğru ama bir o kadar da yanlış bir cevap...
"Gösterin." ~Jihoon
Bir şeyler seziyorum... İyi olmayan şeyler. Bildikleri başka bir şeyler var.
"Gösteremeyiz. Çünkü nerede olduklarını bilen tek bir kişi var. Ve o kişiyi Jungwon hyung ile Heeseung hyung biliyor." ~Niki
"Yalan söylemediğini nereden bileceğiz?" ~Kangdae
"Niki yalan söylediğinde gerçekten garip davranıyor." ~Cheonsa
Şu an ki gibi...
"Siz mektupları neden merak ediyorsunuz?" ~Niki
İşte mükemmel bir soru! Aferin Niki!
"Biz buraya geldiğimizde elinizde mektuplar vardı. Tabii sen yoktun ama neyse. Sonra bir anda o mektupları saklamaya çalıştınız. Bu da bizden sakladığınızın kanıtı. Heeseung asla cevap vermezdi. Diğerleri de onu satmazdı. Ama siz... Küçükleri kandırmak kolay oluyor." ~Jihoon
Büyükleri kandırmak zor olanı ise biz zor olanı başardık.
"Peki, Heeseung az önce nereye gitti? Ve siz neden buradasınız?" ~Kangdae
"Hyungum arkadaşları ile buluşup ders çalışacakmış. Bende Cheo'm yanlız kalmasın diye geldim. Bilgisayarın ve hesabının şifresini istedim ama vermedi." ~Niki
"Ben abilerim izin vermeden pazartesiye kadar evden çıkamam." ~Cheonsa
"Tek takıldığım nokta Niki'nin 'Cheo'm' demesi. İyi, diğerleri öldürmüyor." ~Jihoon
"Bir de ben ölürsem..." ~Niki
"Şimdi, biz biraz ders çalışacağız da..." ~Cheonsa
"Tabii. Sen iste, biz camdan bile atlarız." ~Kangdae
"Ben atlamam. Ama camdan dışarıya bağırabilirim." ~Jihoon
Hoobin o sırada suyu getirmişti. Niki bir kerede küçük su şişelerine eş değerdeki bardaktaki suyu içmişti.
"Teşekkür ederim." ~Niki
Hoobin'de gidince Niki kapıyı kapadı ve yüzüme iğrendiği belli olan bir yüz ifadesi ile bakmaya başladı.
"Ne dersi? Okuldan yeni çıktım..." ~Niki
"Ders mi? Sınavlar yetmedi mi? Heeseung'ın bilgisayarından oyun oynayacağız." ~Cheonsa
"Nasıl? Şifresini bilmiyoruz ki." ~Niki
"Sen bilmiyorsun... Ben yedek hesabının şifresini bile biliyorum." ~Cheonsa
"Şifreyi başka kimseye söylememen için seninle çıkma ihtimali ne?" ~Niki
"Imm... Sıfır. Ne oynamak istersin?" ~Cheonsa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor)
Fanfic❗𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝑠𝑎𝑦ı𝑠ı 𝑠𝑖𝑧𝑖 𝑘𝑜𝑟𝑘𝑢𝑡𝑚𝑎𝑠ı𝑛, 𝑏𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚𝑙𝑒𝑟 𝑘ı𝑠𝑎. Hadi sizinle bir oyun oynayalım, yerinde acılı, yerinde duygusal, yerinde kötü, yerinde eğlenceli. Ama her oyun gibi, bu oyunun da kuralları var. Kurallar şunlar; a...