6. Bölüm: Katil

899 123 82
                                    

"Buradan bir şekilde çıkmalıyız." -Jay

"Haklısın, çıkalım ve yakalanalım. Babanı takip ettik, o bile bizden şüphelenir." -Yeonjun

"Çıkabiliriz." -Jungwon

"Jungwon, saçmalamasan?"-Yeonjun

"Haklı. Çıkabiliriz." -Cheonsa

"Bu kız neden sizinleydi ki?"-Yeonjun

Yeonjun'un beni istemeyen tavrı ile konuşması, sanki kalbime bir hançer gibi saplanmıştı.

"Cheonsa, yakala."

Jungwon elime, büyük ihtimalle patlamada saçımdan düşen tokamı atmıştı.

"Toka mı o? Filmlerdeki gibi toka ile mi açacağız kapıyı?" ~Niki

"Niki, kapıyı açmayacağız. Başka bir şeyi açacağız ki, kapı açılsın." ~Jungwon

Jungwon'un aklından geçen şeyi herkesin anlaması zaman almıştı.

Burası atık, kullanılamayacak derecede kirli olan petrolün toplandığı bir depo. Artık teknoloji de geliştiği için, kapı elektronik.

Hâlâ ne yapacağımızı anlamayanlar vardı. Azrail'e kafa tutan, koruyucu melek gibi olan çocuk, oturduğu yerden elini kaldırmış ve kilitli şartel kutusunu işaret etmişti.

Hepsi anladıklarını belirten mırıltılar çıkarıyordu. Açıkçası bu... Sadece 3 kişinin anladığını, diğerlerinin jetonunun köşeli olduğunu gösteriyor.

"İlk kez Sara unnie bana cidden kızacak." ~Cheonsa

"Kurallar çiğnenmek için vardır." ~Jay

"Mantıklı ol Jay, her kural değil." ~Yeonjun

"Belki." ~Jay

Toka ile bir şekilde kutuyu açtım. Bir sürü şartel vardı. Hangisini kaldırıp indiricem?

"Ne oldu?" ~Jungwon

"Hangisini... İndireceğiz?" ~Cheonsa

"Şu... Kırmızı olanı indir." Jungwon rengi tek farklı şarteli indirmemi söyleyince, açıkçası tereddüt etmiştim.

"Sakın! Kimsenin ölmeye niyeti yok."

Bir anda bağırması ile korkmuştum. Şartellere yetişmek için çıktığım kutudan sırt üstü düşecekken beni tek eli ile ileriye itmiş, diğer eli ile de uzanıp kırmızı şartelin altında ki şarteli indirmişti.

Kapı açılınca, etrafa bakmış ve "gidiyoruz" Demişti.

"Benim Sara unnie'yi bulmam lazım." ~Cheonsa

"Telefon çoktan icat edildi. Güvenli bir yerde ararsın." ~Jungwon

Jungwon, kolunu omzuma atmıştı ve beni yönlendiriyordu. İçimdeki garip his yüzünden Jungwon'u durdurmuş, etrafa bakmaya başlamıştım.

"İçeride biri var..." ~Cheonsa

"Fazla korktun sanırım. Saçmalama, patlama yüzünden herkes dışarıda." ~Jungwon

"Hayır... Herkes değil..." ~Cheonsa

Jake'in benim baktığım tarafa baktığını görünce, tekrar o tarafa bakmıştım.

"Siz... Katilden söz etmiştiniz değil mi?" ~Jake

"Evet." ~Jungwon

Jungwon, Jake'in sorularını cevaplarken, ben parlayan üç şeye doğru yol almıştım.

Bir çift göz vardı... Ya da öyle bir şey. Ama başka bir şey daha vardı... Yere yakın olan bir şey.

"Cheonsa... Oraya gidiyor." ~Jay

Jay'i duymuştum. Arkamdan gelen adım seslerini de duyuyordum. Endişeli fısıldaşmalar vardı. Ayak sesleri hızlanmış, sonunda koşmaya dönüştüğü belli olan sesler geliyordu.

"Cheonsa!"

Beni çekip, kurtarmıştı; üstüme bıçakla atlayan bir katilden. Hepimiz geri çekilmiş, katille bakışıyorduk.

Ve o yine Azrail'e kafa tutmuştu. Cidden, o bir insan olamaz. İnsan şekline bürünmüş bir melek olmalı. Beni hâlâ omuzlarımdan tutarken, katilin arkasında birinin olduğunu fark etmiştim. Ya ben delirmiştim, ya da diğerleri kördü.

Fısıldayarak beni tutan o koruyıcu meleğe;

"Arkasında biri var..." ~Cheonsa

"Sanırım... Bizi buraya getiren kız."

Aynı şekilde fısıldayarak söylediğinde, Sara unnie'nin cesaretine bir kez daha hayran kalmıştım.

Sara unnie tek bir hamle yapmış, hem katilin elindeki bıçağı düşürmüş, hem de onu etkisiz hale getirmişti. Vay be... Biri bana da böyle havalı hareketler yapmayı öğretsin.

"Sizden hakiki aptal olur. Çıkmayın demiştim. Bir şey biliyorum da konuşuyorum." ~Sara

"Biz... Gidelim mi o zaman?" ~Cheonsa

"Gidin Cheonsa. Gidin. Peşinizden atlı koşturuyor sanki... Gidin. Ben polislere bir şeyler söylerim. Sizi ele vermem." ~Sara

Herkese lazım bu kızdan.

Fabrikadan dikkatlice çıktık ve deli gibi koşmaya başladık.

Direğe kafa göz dalıyordum ama Niki sayesinde kurtulmuştum. Bir kaç saniye daha koştuktan sonra, diğerlerinin arkasında kalmak dez avantaj olmuştu. Hem Niki, hem de ben birilerine çarpmıştık.

"Dikkat edin!"

"Özür dileriz! Acelimiz var!" ~Jungwon

Jungwon hızlıca buraya gelip, yere yapışmış olan beni kaldırmış, Jay'de Niki'yi itelemişti. Yeniden koşmaya devam etmiştik.

"Daha... 15 dakikalık... Mesafe koştuk... Polisler için... 5 dakika..." ~Yeonjun

Yeonjun koşarken nefes nefese dediği şeyde haklıydı aslında. Hızlı olmamıza rağmen, dönemeçli sokaklardan geçtiğimiz için henüz fabrikadan çok uzaklaşamamıştık.

"Dayanın! İleri de bir market var... Orada dinlenebiliriz."

İleride? Ben... Sanki bu yolları biliyorum gibi ama... Neyse ne işte! Koş, okul varmış gibi koş! Bir yere ya da birine çarpıp, takılmadan koş! Şimdiye kadar yanlızca birine çarpmış olmam mucize!

Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin