10. Bölüm: Çocuk

687 102 62
                                    

"Ne oldu?" ~Sunoo

"Sanki bir ses duydum..." ~Cheonsa

"Noona-nim, sende korkuyorsun." ~Niki

"Ciddiyim."~Cheonsa

"Kedidir o."~Sunghoon

Dalganı geç sen Sunghoon...

Döndüğüm tarafa ilerledim. Merdivenler vardı. Yavaşça, korku ve tereddüt eşliğinde çıktım. Çıkıp, etrafa baktığım anda, en sonda ki kapının kapandığını gördüm. Tabii ki de cesur olmadığım için, arkamdan atlı koşturuyormuşcasına merdivenlerden aşağı indim.

"Evde biri var." Bunu dememle, herkesin dönüp bana bakması bir oldu.

"Nereden vardın bu sonuca?"~Sunoo

"Sunoo, ciddiyim. Yukarıya çıktım ve kapının kapandığını gördüm."~Cheonsa

"Korkudan hayal görmeye başlamış. Biri onu çıkarsın."~Jay

"Ne? Hayal görmüyorum! Jay, inanmıyorsan, kendin çıkıp bakmaya ne dersin?"~Cheonsa

"Peki."~Jay

O önde, diğerleri ve ben arkada, merdivenlerden çıktık.

"Şu, sonda ki kapı." ~Cheonsa

Jay, tereddüt etmeden, oraya doğru yürümeye başladı. Aralarında ki en cesur o olabilir. Pardon, aramızda ki.

Kapıyı açtı ve içeri baktı. Sonra da bize döndü ve; "Birisi şu kızı, sağlığı için dışarı çıkarsın." dedi.

"Ne?! Ya, cidden gördüm!"~Cheonsa

"Hadi, hadi. Bak, bizde gördük. Hiç bir şey yok."~Jake

Gıcırtı sesi ile, beni dışarıya çıkarmak için itekleyen Jake'de durmuştu.

"Arkamda, bir şey ya da birisi... Var mı?"~Jay

"Şu an yok... Ben olsam, buraya gelirdim Jay."~Heeseung

Jay, hızlıca Heeseung'ı dinleyip, merdivenlere gelmişti. Bizde Jake ile tekrar aynı yerimize geçmiştik merdivende.

Jay'in kapattığı kapı, dışarıya çıkan bir el ile açılmıştı. Bizde korkudan birbirimize yapışmıştık. Jungwon, kolunu bana verdiğin için teşekkürler.

Kapının arasından bize bakan bir göz ile hepimizin gözleri açılmıştı. Ama bu sefer, ben Jungwon'un kolunu ona geri vermiş, Jake'den de kendi kolumu alarak, yanlarından geçmiş, bize bakan kişinin yanına gitmiştim.

"Korkuyor musun?" ~Cheonsa

Cevap vermemişti. Kesinlikle korkuyordu.

"Hiç bir şey yapmayız sana. Bize güvenebilirsin." ~Cheonsa

Biraz daha kapının arkasına saklanmıştı.

"Hepimizden mi korkuyorsun?" ~Cheonsa

Kafasını iki yana sallamıştı. Yani... Kimden korkuyordu?

"Benden mi korkuyorsun?" ~Cheonsa

Yeniden kafasını iki yana sallamıştı. Yoksa, merdivenlerdeki 7 korkaktan mı korkuyordu?

"Onlardan mı?" ~Cheonss

Hiç bir cevap alamamıştım. Büyük ihtimal merdivenlerdeki 7 korkaktan korkuyordu. Bende küçük bir çocuk olsam, merdivenlere yapışmış ve bana canavarmışım gibi bakan 7 kişiden korkardım.

"Tamam. Korkmana gerek yok. Onlar benim arkadaşım. Evde yanlız mısın?" ~Cheonsa

Kafasını iki yana sallayınca, merdivenlerde, kafaları sorularla bir anda dolduğu için düzgün bir pozisyon alan Enhypen'a bakmıştım.

"Onca sese rağmen, ondan başka kimse karşımıza çıkmadı."~Jungwon

"Küçük bir çocuğa güvenebileceğimizi sanmıyorum."~Sunghoon

"Gösterir misin? Nerede?"~Niki

Çocuk, kapıyı tamamen açmış ve yanımdan geçerek, bu odaya kıyasla, merdivenlerin diğer tarafındaki son kapının önüne gitmişti. Bende peşinden gittim.

Enhypen'da hemen merdivenlerden, yanımıza gelmişti.

Çocuk kapıyı açtı ve içeride, tam da gözlerimizin önüne serilen korkunç manzarayı, küçük parmağı ile işaret etti.

Hiç birimizden ses çıkmıyordu. Ne diyebilirdik ki bu manzara karşısında?

"Cheonsa, çocuğu al ve aşağı in. Araba sesi duydum."~Heeseung

"Ne? Neden çocuk ve ben?"~Cheonsa

"Ya polis geldiyse?!"~Jungwon

"Siz neden kalıyorsunuz o zaman?!"~Cheonsa

"Noona-nim, biz hep bu durumlardan kurtuluruz. Merak etme. Sen sadece kaç. Bizi düşünme."~Niki

Heeseung ve Jungwon'un kızgın bakışları ile, kendimi buna zorunlu hissetmiştim.

Çocuğa elimi uzattım ve gelmesini söyledim. Çocuk düşünmeden küçük eli ile elimi tuttu. Hızlıca aşağı indik ve evin arka kapısı olduğunu tahmin ettiğim kapıdan çıktık. Heeseung araba sesi duyduğunu söylemişti. Haklıydı. Jungwon'da polis olabileceğini söylemişti. O da haklıydı.

"Onlara yakalanmadan, nereden çıkabiliriz? Biliyor musun?" ~Cheonsa

Çocuk boşta olan eli ile evin çitlerini işaret etmişti. İşaret ettiği çitlerin oraya gittiğimizde, elimi bıraktı ve çitleri iterek, altından geçti. Bende hızlıca onu takip ettim. Diğer evin bahçesinde bulmuştum kendimi. Ama Enhypen'ın orada olması... Sanki buradan gitmemeliydim gibi geliyordu.

Çocuk elimi tutarak, beni çekmek istedi. Gücü yetmemişti çekmeye belki, ama gitmemiz gerektiğini anlamıştım.

Hızlıca bahçeden çıkmış, polislerin arkasında kalmıştım. Sanki buradan geçiyormuş süsü veriyordum.

Bir polis'in konuşmalarına kulak verdim;
"Evet, şu an ihbar edilen yerdeyiz. Bir kadın öldürülmüş. Zanlı 1 veya 2 kişi değil. Tam 7 kişi ihbara göre. Bana saçma geldi. Ama evde birileri var galiba. Birazdan ekipler içeri girecek. Şu an hazırlıklar yapılıyor."

Birisi ihbar mı etti yani? Ama 7 kişi olarak. Yani Enhypen'ın buraya geleceğini biliyordu. Ama beni bilmiyormuş demek ki... Üstelik burada birinin intihar ettiğini, yani öldüğünü de biliyor olmalı.

Yanımdaki çocuk, eli ile elimi çekiştiriyordu. Bir şey mi anlatmak istiyordu? Konuşmadan bir şey anlatması onun için zor, benim için de anlaması zor olacaktı. Ona baktığımda, boştaki eli ile tıpkı benim gibi, durup eve bakan bir adamı gösterdi. Adam gülüyor muydu? Yoksa şizofren miydim?

"Onu tanıyor musun? Diye sordum.

Çocuk kafasını aşağı yukarı sallamış, sonra da evini gösterip, diğer elini de elimden çekip, ellerini boğazına götürmüş ve boğuluyor gibi yapmıştı. Sonra tekrar adamı göstermişti. Yani annesi, ya da o kadın her kimse, intihar etmemiş miydi?

"O adam... O kadını mı öldürdü? Boğarak mı?"

Kafasını az önce ki gibi aşağı yukarı salladı. Ben düşüncelere dalmışken, biri de benim boştaki elimi tutmuş ve sürüklemeye başlamıştı. Çocuk da diğer elimi tutuyordu. Polislerden uzaklaştıkça hızlanıyorduk. Ve sonunda, yine kendimizi kaçarken bulmuştuk. İyi de... Onlar evden nasıl çıktı?

Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin