99. Bölüm: Ara Sokak

154 29 70
                                    

Her şeyi hallettik, birlikte yemek yiyeceğiz derken zil çalmıştı. Ben yemek yemeye pek hevesli olmadığımdan hızlıca kapıya koşmuştum. Sunoo'da benim peşimden gelmişti.

Kapıyı açınca erkenden gelmesini beklemediğim, nefes nefese olan Heeseung ile karşılaşmıştım.

"Hyung... Erken gelmedin mi? Ve koştun mu?" ~Sunoo

"Sunoo, bir bahane uydur. Cheonsa, gidiyoruz. Çabuk." ~Heeseung

"Hyung bi nefes-" ~Sunoo

"Vaktimiz yok Sunoo(!)." ~Heeseung

Nefesini düzene sokmak için bile beklemeden yola koyulmuştu. Bende sürükleniyordum her zamanki gibi. Bu sefer ki farklılık, sağ bileğimden sürükleniyordum. Hep sol bileğimden sürükleniyordum. Tek takıldığım nokta bu. Kesik olduğu için galiba.

"Nereye gidiyoruz bu kadar acele ile?" ~Cheonsa

"Babanın yanına." ~Heeseung

Babamın..?

"Uyanmış mı?!" ~Cheonsa

"Üstelik seni yanında istiyormuş! Jungwon'u aramışlar, o da beni aradı. Bir şeyler var..." ~Heeseung

"Bunda bir sebep aramaya ihtiyacımız yok! O benim babam!" ~Cheonsa

"Cheonsa, o seni yanında istemeyen baban!" ~Heeseung

Durdum. Bir adım daha atamadım. Bir anda adım atacak yer kalmamıştı sanki.

"Bunu demek istemezdim. Cidden. Ama doğru olan bu. Şimdi gidiyoruz ve her ne diyorsa dikkatlice dinliyorsun. Düşünsene, biz gittiğimiz gün, baban bıçaklanıyor ve orada o bıçaklanmada yer almayan bir adımın evinin adresini buluyoruz. Üstelik seni bekliyordu o adam. Bana bir sebep aramamamı söyleme. Her şey açıkça ortada. Baban da bu işin içine girmiş." ~Heeseung

Haklı olabilir... Ama bir sebep aramama seçeneği daha mutluydu. Babamın annemin ölümünden sonra beni yanında çıkarsız istemesi seçeneği...

Bileğimi bırakmamışken yine çekiştirmeye başladı. Yakın olan hastaneye hızlıca gidiyorduk. Düşününce, gerçekten bir sebep aramalıydık. Ama istemiyorum işte...

"Sadece 5 dakikanız var. Yeni uyandığı için ani bir şoka girebilir." ~Doktor

"Cheonsa, kendini tut. Tamam mı? Karşındakinin kim olduğunu umursama. Zaten iki seçenek var, ya o seni umursayacak, ya da bütün olanları anlatacak. İkisi de iyi. Sen yeter ki birini duyduğunda, ötekini isteme. Diğerleri de geliyor. Lütfen... Üzülmeden konuş." ~Heeseung

Odaya girince ne yapacağımı bilemedim. Kapıyı kapattım ve odanın ortasına doğru ilerledikten sonra durdum.

"Cheonsa... Kızım, beni dinle. Tamam mı?" ~Babası

Ses tonu uzun zaman üstüne alışılmadık derecede yumuşaktı.

"Git buradan." ~Babası

Biraz daha yanına ilerledim. Hangisini diyecekti? Bu konuşma nerede bitecekti?

"Jeju'ya, büyükbabanın yanına git. Hoobin ile. Hatta Hoobin'in teyzesi ile gidin. Oğlanlardan uzak dur. Onlar tehlikeli. Ve tehlikedeler. Onlardan uzaklaşabildiğin kadar uzaklaş. Jungwon'dan bile uzak dur. Yeonjun'un babasından da uzak dur. Sana yardım edecekler. Eğer... Eğer... E-" ~Babası

Öksürmeye başlamıştı. Ama normal bir öksürük değildi. Boğalacak gibi öksürüyordu. Hızlıca yanına gittim. Henüz dediklerini bile idrak edememiştim.

"Baba! Baba, iyi misin?! Su..." ~Cheonsa

Suya doğru giderken kolumdan tuttu. Öksürüklerinin arasında konuştu.

"Eğer 3 hafta sonra pazar... *Öksürür* Evin ara sokağına gidersen... Yardım edecek- *daha şiddetli öksürür*" ~Babası

Doktor ve hemşireler odaya hızlıca girmiş, beni de babamdan uzaklaştırmışlardı.

Odadan çıkarken öksürüklerinin artık kan kusmaya döndüğünü gördüm. Çıkmak yerine babama doğru bir adım attığım sırada bir kaç el ile geriye doğru çekildim.

"Babam-! İyi olmalı! İyi olacak, değil mi?! Olmalı!" ~Cheonsa

"Sakin ol. İyi olacak. Doktor yanında. Görmüyor musun? Senin hastaneyi bağırarak karıştırman bir şeyi değiştirmez." ~Jungwon

"Ama iyi olmaz-!" ~Cheonsa

"Kes sesini ve sakin ol!" ~Jay

"Sende bağırma." ~Heeseung

İyi olmayacak... İyi olmayacak... Babam iyi olmayacak...

"Cheonsa'yı... Tutun." ~Jake

"Sıkıca Heeseung hyung." ~Jungwon

Odadan duyulan düz makine sesi ile gözlerim büyüdü. Duymamayı, ve hatta karşımdaki camın arkasını görmemeyi diledim. Hepsinin bir kabus olmasını.

"Baba... Hayır, hayır! O da beni bırakamaz! Yapamaz! O da gidemez! Annemden sonra o da gidemez! Hayır..." ~Cheonsa

Hiç durmayacak gibi ağlıyordum, Heeseung'a sarılarak. Babamda gitti... Önce annem, şimdi babam. Görmek yetiyordu özlememek için. Hatta bir yerlerde olduğunu bilmek. Belki bir başkası olsa bu kadar özlemezdim gittikleri için. Ama özlüyorum... En çok anneme sarılmayı özlüyorum.

Ya Jungwon beni artık yanında istemezse? Yeonjun beni gerçekten bir katil olarak görürse? Heeseung en sonunda benden nefret ederse? Diğerleri için arkadaş değil, düşman olursam?

"Sizden uzak durmamı söyledi..." ~Cheonsa

Bir anda konuşmamla hepsi anlamayan sesler çıkarmıştı.

"Tehlikede olduğunuzu söyledi... Ve Hoobin'in bir teyzesi olduğunu..." ~Cheonsa

"Teyzesi mi?" ~Niki

"Bir tek onu aramadığımız kalmıştı." ~Jay

"Şu an bunların sırası değil." ~Heeseung

"Babamın bize anlatacağını biliyorlardı..." ~Cheonsa

"Cheonsa, gerçekten, sonra konuşsak?" ~Jungwon

"Hayır. Buradan gideceğiz ve konuşacağız." ~Sunghoon

"Saçmalama hyung. Kızın babası-" ~Niki

"Sus Niki. Hadi, gidiyoruz." ~Sunghoon

Sunghoon burada olanları unutmak istediğimi anlamıştı. Kafamı dağıtmaya çalıştığımı, az öncenin bir kabustan ibaret olmasını dilediğimi biliyordu.

SPOILER

SPOILER

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Escape Game ⚜ENHYPEN⚜ ✔ (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin