Bölüm#8

5 2 0
                                    

23:10

Melis: İkimiz de uyumayalım. Kart oynar mısın?

Ayık kalmaya çalışmalıydım.

Yüzünde bir gülümseme oluştu. Tam adamını bulduğuma emindim. Üstelik harika bir fikrim vardı.

Arınç: Ne kadar paran var?

Melis: Parasına girmeyeceğiz. Çünkü sana bir sorum var. Kazanırsam cevaplamak zorunda kalacaksın.

Arınç: Bana bir şey mi sormak istiyorsun?

Başımı sallayarak onayladım. O ise dudaklarını bükerek bana bakıyordu.

Arınç: Ben böylesine basit bir şey için girmem. Ben kazanınca ne olacak?

Melis: Senin bir şey sormana gerek yok. Ne istersen..

Yüzü tekrar gülümsüyordu şimdi. Aslında onun kazanabileceğini düşünmüyordum. Çünkü aklımdaki oyunu yıllardır oynuyordum ama o şimdi benden duyacaktı. 

Arınç: Nasıl oynuyoruz?

Melis: Oyunculara 13 kart verilir. Sırası gelen oyuncu rakibin kartına eş değerde bir kart koyarsa turu kazanır.

Arınç: Peki tutturamazsa..

Melis: O kadar uzatmaya gerek yok. Bir kez tutturana kadar oynasak yeter.

Arınç: Bunun için bir şeyim var.

Uzandığı yataktan doğruldu ve kalkıp giyinme dolabına doğru ilerledi. Dolabın en üstündeki tahta döşemeli bölmeden hiç açılmamış bir şişe kırmızı şarap çıkardı.

Arınç: Sana kısmetmiş.

Melis: Bunu nereden buldun?

Arınç: Ohoo, babamı tanısaydın.. Bu şeylerin tiryakisiydi, sabah akşam su gibi götürüyordu.

Arınç: Sonradan bırakmak zorunda kaldı gerçi.

Melis: Bir hastalığa mı yakalandı?

Arınç: Nöbet geçirip öldü.

Melis: Üzgünüm, nasıl hissediyorsun?

Başka ne diyeceğimi bilmiyordum, ciddi konulardı bunlar ve bir insanın babasını kaybetmenin nasıl bir his olduğunu anlayamazdım.

Arınç: Bir süre çok üzülmedim, kısa bir süre, annemi de kaybedene kadar.

Kendimi epey kötü hissediyordum.

Arınç: İkisi de birden gidince bir eksiklik oldu tabi.

Duraksadı. Gözlerini yerdeki kartlardan kaldırıp bana diktiğinde ise devam etti.

Arınç: Sonra toparladım, öyle çok içli dışlı değildik zaten, benim için dramatik bir dönem olmadı. İşte onlardan bana kalanlarla yaşayıp bir gün ben de..

Sustu...Onu dinlemek dışında pek bir şey söylemedim.

Arınç: Daha fazla soru sormana izin vermeyeceğim, eğer son sorunu sormak istiyorsan beni alt etmeye bak.

Yatakta karşılıklı oturmuştuk. Kartları ortaya serip karıştırdım ve desteyi kesmesi için ona uzattım. Sonra kartları tekrar birleştirip ikimize de 13er kart dağıttım. Şimdi ilk o başlayacağı için benim bir kart seçip ortaya koymam gerekiyordu. Seçtiğim kartı kapatıp ortaya koydum. Kupa 7.

Melis: Başarılar.

Çok da düşünme gerektiren bir oyun değildi, hatta düşünmeye gerek yoktu. Tabi ki kendinde olan kartları destedeki diğer kartlardan çıkararak bazı olasılıklar hesaplanabilirdi ama bana göre iş tamamen şansa bırakılınca zevkli oluyordu.

Ortaya sinek valesi attı. Çekmecede bulduğum birkaç pet bardaktan birine az önce açtığım şarabı döktüm ve uzattım.

Arınç: Teşekkürler.

Bardağı dikleyip komedinin üzerine geri bıraktı. O şeyi içmek istemiyordum, çabucak kazanmalıydım. Elindeki kartlara geri döndü. 

Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin