Bölüm#41

3 1 0
                                    

Tolga'nın ağzından

Ezgi'ye bir pislik gibi davranmıştım tüm gün. Aslında bir yerden sonra kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım, en başından beri diyelim.

Kahvaltıda gözüm hep ondaydı ama. Tülay, Selin ve sonuncunun adını unuttum şimdi...kızlar beni çok özlemişler diye Ezgi'me kavuşmamı ertelememe sebep olmuşları.

Ezgi hayatımdaki en önemli kişiydi benim için. EN ÖNEMLİ KİŞİ. Onu hep çok sevdim, çevresindekilerin tersine, ben ondaki ışığı görebiliyordum.

Dışarıdan zor görülen bir tipti. Hiçbir şeyi takmıyor, rahat davranıyor, boş yaşayıp gidiyor sanıyordu herkes.

Ben onun iyi kötü her anında yanında kalmayı tercih etmiştim. Normalde sadece ilgimi çeken kişilerle muhatap olurdum. Ezgi'yi fark edince bu tamamen değişti.

Artık sadece onunla muhatap olmak istiyordum. O zamana kadar onun gibi inatla hayallerinin peşinden gidebilen ve başarmak için her şeyi göze alanını görmemiştim.

Kendime engel olmak çok zordu onun yanında olup ona dokunamadığım her an.

Sadece son zamanlarda benden uzaklaştığını görmek canımı sıkmıştı. Eskiden yapmadığı şey değildi. Beni pek çok kez aldatmaya çalışmıştı, benden ayrılıp birden başkasına tutulduğunu düşünmemi istemesini, zoraki birlikteliklerini gözüme sokma çabasını görünce öylesine eğleniyordum ki bu ona karşı olan hislerimi tavan yaptırıyordu.

Ama sorun onun kendi kurduğuyla ilgiliydi tamamen. Aptal bir anti sempatisi vardı kendisine karşı, ona karşı endişelendiğim nokta da buydu.

Bana sinirli olduğunu biliyordum. Sevilemeyecek biri olduğuna inandırmıştı kendini, bu yüzden beni suçluyordu. Ona umut verip bir gün bırakıp gideceğimi falan düşünüyor bile olabilirdi.

Yetersiz hissediyordu kendini. Benden kurtulmaya çalışmıyordu, tek istediği, gerçekleşeceğinden emin olduğu o terk ediliş sahnesinin bir an önce yaşanıp geçmesiydi.

Halbuki ben onunla zincirlenip sonsuz bir okyanusa bırakılmaktan başka bir dünyadan ayrılış hayal edemiyordum.

________________________________________________________________________________

Arabada kucağımda otururken tavırlarımın bilincindeyim imajı vermek için ona dönmemeye özen göstersem de tek yaptığım kokusuyla sarhoş olmaktı. Saçlarının tenime deyişini, bacaklarının bacaklarımda, dizlerinin dizlerimde oluşunu hissettiğim için cennette gibi hissediyordum.

________________________________________________________________________________

Eve gelir gelmez yüzüstü yatağa uzandı. Kapıya yaslanıp onu izlerken gitmemi istedi benden.

Ezgi: Gider misin? Yalnız kalmak istiyorum.

Tolga: Ezgi...

Yataktan kalktı ve moralsiz bakışları beni bulunca üzerime yürüyüşünü izledim. Kapıyı örtmeye çalıştığını fark edince geri çekildim. Kapı örtüldüğünde yüreğimi kaplayan siyah bir korku tüm bedenime yayılmaya başlamıştı. Ezgi'yle ben ayrılamayız, değil mi? Ciddi anlamda yani.

________________________________________________________________________________

Ferdi: Noldu lan?

Tolga: Hiçbir şey.

İçeri girdiğimde masasında oturup oyun oynayan Ferdi'nin boş yatağına attım kendimi. Mırıldandım.

Tolga: Çıkmadan önce beni kaldır.

Ferdi: Tamam.

________________________________________________________________________________

Ferdi: Tolga çıkacağız birazdan.

Tolga: N..ne??

Baş parmağını ağzına götürür gibi işaret etti ve cevapladı.

Ferdi: İçmeye, kalk hadi.

Tolga: Tamam geliyorum.

________________________________________________________________________________

Arabaya bindiğimde arkada Ezgi'yle oturuyorduk. Karanlığı aydınlatan tepe lambasına bastım.

Tolga: Bu kadar mıyız?

Emir dikiz aynasını ayarlarken cevapladı.

Emir: Arınç gelmiyormuş. Melis de sanırım şu geçen günkü elemanla çıkıyor. Epey belalı bir tipe benziyordu aslında.  Neyse, durum bu.

Tepe lambasına basıp kapattı. Tekrar basıp açtım.

Tolga: Emir(kulağına yakınlaşıp sesimi alçalttım), Ezgi'yle konuşurken nasıl hissettiğini falan sorsana bugün piçlik ettim biraz. Fark ettirme...

Emir: (Bağırarak)NASILSIN EZGİ?? SESİN HİÇ ÇIKMIYOR. BU PİÇ Mİ ÜZDÜ SENİ YOKSA? YOLDA AYAĞINA PALANGA BAĞLAYIP DENİZE ATALIM İSTER MİSİN?

Bağır mı dedim orospu çocuğu?!

Ezgi'ye baktım göz ucuyla, kolları bağlı camdan bakıyordu, dudağının köşesi kıvrıldı gülümserken. Düştüm off.

Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin