Melis'in ağzından
Ferdi'den sonra bizim ekip de hiç durmadı ve hızlıca kalktıktan sonra çıkışa ilerledik. Dışarı çıktığımızda karanlıktan etrafa saçılan mekanın aydınlatmasıyla az çok seçilen arabaların yanına yürüdük.
Arınç'ın Emir'in kolunu dokunarak ilerideki yol üzerinde taksiye binen Ferdi'yi işaret etti. Emir Arınç'a dönüp "Ben gidiyorum sen diğerlerini halleder misin?" diye fısıldadı. Yakınlarda bunu duyan tek kişiydim.
Arınç: Millet benim arabaya geçiyoruz.
Ezgi: Telefonum Emir'de kaldı. Ben alıp geliyoru...
Hızla gerileyerek ardından U dönüşü ile parktan çıkan Emir'e şaşkınlıkla baktıktan sonra Ezgi de arabaya geçti.
Bu sırada çıkış kapısından gelen diğerleri de arabalarına ilerlemeye başladı. Koray'ın kolunun altında taşıyarak arabaya sürükleyen Yavuz bizi görünce durdu.
Yavuz: Bir şey sorucam, Koray ve sizin şu Ferdi'nin neyi var?
Ezgi: Bilmiyorum ama o üçünde bir şeyler var.
Yavuz: Üçü derken...üçüncü kim?
Ezgi: Emi...
Arınç: Oyun oynadılar işte, heyecan, hırs , şov hepsi. Aralarında bir şey olduğu yok. Hadi sizin kızlar üşütmeden otele dönün.
Yavuz: Tamam, görüşürüz sonra Arınç.
________________________________________________________________________________
Eve dönüş yolunda arkada iki sarhoş bayılmış uyurken Arınç'la ön koltuklarda baş başa kalmıştık. Kolumu üstü açık arabanın kapısının üzerine dayadım ve çenemi avcuma yerleştirdim. Yoldaki sokak lambalarının altından geçtikçe gözüme çarpan ışıkların altında rüzgarın saçlarımı uçuşturmasına izin verdim.
Otoyol sessiz ve tenhayken orta şeritten giden yalnız bir aracın içinden etrafı seyrediyordum.
Melis: Güzel bir geceydi.
Arınç: Gergin bitti sonu biraz.
Melis: Olsun. Seninle kapışmak eğlenceliydi.
Yoldan gözlerini ayırmadan gülümsedi.
Kolumu pencerenin üzerinden çekil koltuğumda doğruldum. Arınç'a doğru dönerek sol kolumu kafamın altına götürüp koltuk başlığının arkasına doğru doladım.
Melis: Eee.
Bir anlığına bana dönüp tekrar yola odaklandı.
Arınç: Ne ee?
Melis: Eve geçince uyuyacak mısın?
Arınç: Sanırım.
Melis: Nerede, peki?
Yola doğru bakan yüzünün yan profilden gördüğüm kadarıyla dudaklarının yanaklarına doğru kaydığını ve gülümsediğini görebilmiştim.
Arınç: Koltukta.
Melis: Hmm. Orası rahatsız değil mi sence de?
Arınç: Yani biraz.
Melis: Bu gece benim yatağımda yatmaya ne dersin?
Ezgi: Siz...Flört mü ediyorsunuz?
Korkuyla kafamı arkama çevirdim.
Melis: E-zgi s-sen a-yık mısın?
Ezgi: Bilmem, belki biraz.
Korkum azalarak rahatlamış bir şekilde önüme dönerken Arınç'ın kısılan gözlerini ve gülümseyen yüzünü gördüm.
Melis: Ne var?
Arınç: O kadar komikti ki. Öyle korktun ki birden. HAHAHA!
Melis: Böyle öğrenmesini istemezdim. Bizi yani.
Arınç: Merak etme,konuştuklarımızı duysa bile sabah uyanınca hiçbir şey hatırlayamazlar.
Kollarımı bağlayıp önüme dönerken sitem dolu bir yüz ifadesine büründüm. Dizimi kaldırıp koltukla torpido arasında katlayıp sıkıştırdıktan sonra iyice koltuğa gömülüp başımı dışarıya dönük pozisyona aldım ve yolun kalan kısmını huzurla rüzgarın kulağımdaki esintisini dinleyerek geçirmeye başladım.