Bölüm#13

10 2 0
                                    

@fer_disonmez bir gönderi paylaştı.

@fer_disonmez:
gülüşü güneşine nasıl sığdırdım🕶️🎩

@isilsudebozay:
optum canim gunesli hot fotonu🥵🥵

@şşey_3a:
parlıyosun güneşim🔥🔥🔥🔥

@yorgunezgi:
🧯🔥

@aslıyerim:
sığdıramazsın!!💋💋

Ferdi'nin ağzından

Akşam acıdan zor uyumuştum. Ne yapacağımı bilmiyordum ve çareyi youtubedan aramaya çalışmıştım. İşe yarar bir çözüm bulamayınca yorgunluktan sızıp kalmıştım. Sabah acı geçtiği için mutluydum.

Kahvaltıya indiğimde masaya gelen ilk kişi olduğumdan Emir'le mutfakta baş başa kalmıştık ve ben bundan rahatsızlık duyuyordum. O olaydan sonra ona sinirliydim. Nasıl bir acı olduğunu az çok biliyor olmalıydı ama düşüncesizce konuşmaktan geri durmuyordu.

Karşısındaki bir sandalyeye oturup tabağımı doldurdum ve yemeye başladım. Tolga içeri girdi, gözlerini ovuşturuyordu.

Tolga: Günaydın gençler.

Arkasından gelen Ezgi'ye yol verdi ve onlar da masaya geçtiler. Az sonra Melis de masaya oturmuştu. Ben hala kırgın bir surat takınıyordum çünkü hak ediyordu. Sessizce yemek yiyip oturuyordum. Diğerleri hala uykulu hallerindeydi.

Melis: Gündüzleri ne yapıyorsunuz genelde?

________________________________________________________________________________

Normalde olsa masanın kaldırılmasına yardım ederdim ama bugün yedikten sonra kalkıp gitmiştim. Odama çıkıp kapımı örttüm ve masama geçip oyuncu bilgisayarımı çıkardım.

Normalde olsa Emir'le salonda konsola geçip oynayacağım oyunu şimdi bilgisayara karşı oynuyordum. Pek bir olayı yoktu ama vakit geçirmeye birebirdi.

Birkaç saat süren aralıksız oyunun ardından gözlerimi ovuşturarak monitörü aşağı indirip oyundan çıktım. Koltuğuma yaslanıp gerindim ve tavana bakarak birkaç tur olduğum yerde döndüm.

Kapım çalındı.

Ferdi: Kimsin?

Cevap gelmedi.

Kalkıp kapıyı açtım. Emir karşımda dikiliyordu. Ne yapabilirdim ki? Kapıyı yüzüne kapatacak değildim, nazikçe gitmesini istemeyi denedim.

Ferdi: Siktir git burdan.

Kapıyı kapatıp yatağıma atladım ve yüzüstü serildim. Kapı tekrar çaldı.

Ferdi: Git dedim! Bugün kimsenin eline verecek modda değilim!

Kapı açıldı ve Emir içeri girdi. Kapıyı arkasından kapattı.

Ferdi: Laftan anlamıyor musun?

Emir: Bana küsmen hoşuma gitmiyor.

Kafamı pencereye doğru çevirdim. Benim de gitmiyordu. Ama dargınlığımı böyle kısa kesemezdim. Adım sesleri ilerleyerek yatağımdaki bir hareketlilikle son buldu. Bacağıma değdiğini hissediyordum.

Emir: Bir şeyin var mı?

Ferdi: Evet.

Emir: Öpeyim geçsin o zaman.

Ferdi: Yav başımdan def ol git.

Emir: Neren acıyor?

Bir cevap vermedim.

Emir: Ferdi..

Bir şey söylememeyi sürdürdüm.

Belimden yavaşca şortuma ilerleyen bir şey hissediyordum. İzinsizce hareket eden parmaklar kasıklarıma kadar ulaşıyordu.

Ferdi: Ne yapıyorsun?

Parmakları hala ilerliyordu. Titremeye başlamıştım. Ne yapmaya çalışıyordu?

Ferdi: Emir?

Eli erkekliğime dokunduğunda olduğum yerde kalakalmıştım.

Emir: Burası mı?

Şimdi daha da çok dokunuyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Dokunuşları bir noktadan tüm vücuduma dalgalar halinde yayılıyordu. Ürpertici bir histi.

Ferdi: E-mir yapma.

Emir: Hala acıyor mu?

Ferdi: Sana yapma dedim!

Hızlıca kolunu tutup şortumdan çıkardım. Kapıyı işaret ederek dışarı çıkması için bağırdım.

Ferdi: Def ol git!

Emir: Sakin ol kötü bir niyetim yoktu.

Sakin falan değildim. Kendime engel olamıyordum. Onu uyarmıştım ama beni, nasıl hissettiğimi, görmezden gelerek devam etti.

Ferdi: Buradan siktir git seni bir daha görmek istemiyorum pis ibne!

Bunu dedikten sonra içimdeki öfke birden dinmişti. Ama daha kötü bir duyguya kapılmıştım bu kez. Pişmanlık. Emir'in yüz ifadesi ise beterin de beterine dönmüştü. Aceleyle odadan çıktı.

Her şeyin içine sıçtım.

Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin