Bölüm#26

14 2 0
                                    

Melis'in ağzından

Ertesi gün sıradan geçmişti, erkekler sokağın ilerisindeki basketbol sahasında maç yapmaya gitmişti, Ecrin bizimle kalmamakta ısrarcı olduğundan yanlarında izleyici olarak onlara katıldı. Ezgi benimle salonda oturup sohbet ediyordu. Öğleden sonra bize noodle hazırladı ve oturup bir film izledik.

Film yarısına gelmişti. Ezgi'nin ilgisini çekmiş olacak ki gözlerini ayırmıyordu ekrandan, ama ben baya sıkılmıştım. Telefonu elime alıp bildirimlerime bakıyordum.

INSTAGRAM[*leventsen*kişisinden 1 yeni mesaj]

@leventsen:
napıyorsun bal??

@melissolar:
evdeyim, arkadaşımla film izliyoruz.

@melissolar:
sen?

@leventsen:
seni düşünüyorum

@melissolar:

hmmm

@melissolar:
iyi mi kötü mü?

@leventsen:
seninle ilgili kötü bir şey olması mümkün değil

@melissolar:

abart (Bu mesaj gönderilemedi.)


@melissolar:

benim de karanlık bir tarafım vardır.

@leventsen:
kimin yok ki

@leventsen:
ama bu hiçbir şeye engel değil

@melissolar:
dün sabah halletmen gereken işlerin olduğunu söylemiştin

@melissolar:
ne gibi bir iş olduğunu sorabilir miyim

@leventsen:
neden soruyorsun?

@melissolar:
merak ettim, seni tanımayan biri olarak, ne işlerle meşgul olduğunu soruyorum sadece

@leventsen:
önemli bir şey değil

@melissolar:
başka bir randevun mu vardı yoksa?

@leventsen:
 bir kıskançlık mı seziyorum?

@melissolar:
hahahahah

@melissolar:
öyle bir tip değilim

@leventsen:
seni her dakika daha çok istiyorum

@melissolar:
😳🤭🙈

@leventsen:
melis

@melissolar:
evet

@leventsen:
yarın akşam benimle yemeğe gelir misin?

Of. Bu çocuk beni bırakmayacak mıydı? Tek gecelik bir takılma olduğunu düşünmüyor muydu? Bu iş biraz daha kısa sürmeliydi, arkadaştan fazlası olmak istemediğim biriyle çıkmak istemiyordum.

@melissolar:
bilmiyorum Levent

@leventsen:
neler yaptığımız hakkında daha detaylı konuşabiliriz

Belki bu yemek onunla daha fazla uzatmak istemediği söylemek için iyi bir zaman olurdu. Kabul etmeye karar verdim.

@melissolar:
saat kaçta peki?

@leventsen:
sana yazacağım, bir şeyi kontrol etmem gerekiyor

@melissolar:
tamam

Telefonu sağdaki tekli koltuğa fırlatıp filme dönerek izlemeye devam ettim.

Az sonra diğerleri de gelmişti ve koltukları doldurup bize eşlik ettiler. Tolga kafasını Ezginin dizlerine koydu ve uzandı.

Tolga: Konu ne?

Melis: Başkalarının hayatlarına girip onlarla yaşadıklarını hikayesinde yazan bir çocuğu anlatıyor.

Tolga: Öğhk, daha kötü bir şey bulamadınız mı?

Ezgi: İzlemeyeceksen siktir git Tolga, leş gibi terli kafanı da bana sürme.

Tolga: Geçen gece öyle demiyordun.

Göz devirip filme devam etti Ezgi. Ferdi ve Emir soldaki koltuğa, Arınç da sağdaki tekli koltuğa geçmişti. Bir noktada filmi beğenmeye başladığımı düşünmüştüm. Çocuk arkadaşının evine gidip geliyor, ailenin bir parçası gibi davranıyordu. Onlardan biriymiş gibiydi.

Bir titreşim duymuştum. İlk başta umursamasam da iki kez daha duyunca sağıma döndüm. Arınç koltuktan kalkmıştı. Telefonumu bana uzattı.

Emir: Nereye?

Arınç: Cehennemin dibine.

Arınç salondan ayrıldı, merdivenlerden çıkan adım seslerini duyuyordum.

Ekrana baktığımda Levent'in mesajlarını okudum.

INSTAGRAM[*leventsen*kişisinden 3 yeni mesaj]

@leventsen:
yarın sekiz buçuk gibi seni almaya gelirim

@leventsen:
teklifimi kabul etmene çok sevindim

@leventsen:
harika bir gece olacak❤️‍🔥❤️‍🔥

________________________________________________________________________________

Akşam Ezgi, Tolga ve Emir'le birlikte okeye oturmuştuk. Bir yandan da sohbet ediyorduk.

Tolga: Seneye artık bir yerlerden tutmaya çalışacağım bakacağız duruma. Aslında babamın şirkette çalışmaya bir başlasam sonrasında işin başına gelir üniversiteyi siktir ederdim.

Melis: Bunu babanla neden konuşmuyorsun?

Tolga: Planlarımdan haberi var, üniversite okumayan adama iş falan vermem diyor. Uyduruk bir bölüm de istemiyormuş herif.

Emir: Haklı adam.

Tolga: Seninkiler de sana buralarda köşede bir tamirhane açıverir, ailelerimiz aynı kafada değiller gerçekten.

Emir: Ben ailemden destek almadan bir şeyleri başarmak istiyorum, biliyorsun.

Melis: Bilgisayar mühendisliği mi düşünüyorsun hala?

Emir: Evet.

Tolga: Kafası çalışıyor.

Melis: Katılıyorum buna, matematiği iyi getiriyor diye her sene sonu müdür ona plaket bastırıyordu.

Emir: Saçma sapan bir şeyd..

Melis: Tokalaşarak okul fotoğrafçısına boy boy fotoğraflar çektirtiyordu.

Emir: Ne oldu çektirdi de?

Melis: Hepsini çerçeveletip okul girişindeki kupa dolabına koydurdu. "Okulumuzun dehası."

Tolga: Akıl küpü.

Melis: Zehirr.

Tolga: Beyni kendisine ağır gelen öğrencimiz.

Melis: Gerçekten de bu muameleyi yapıyorlardı.

Tolga: İyiymiş. Dersler arasında seçim yapmam. Ortalamanın üstünde gidiyorum yeter bana.

Ezgi'ye döndüm.

Melis: Sen neler yapıyorsun?

Ezgi: Ben bir halttan anlamıyorum.

Melis: Bu önemli değil, içinden bir şeyler gelmiyor mu?

Ezgi: Ben..bir konuda becerikli değilim. Dersleri genelde zor verebiliyorum.

Tolga: Ezgi çok güzel resim çiziyor.

Ezgi Tolga'ya uyarıcı bir bakış atsa da Tolga devam etti.

Tolga: Girişteki kocaman tablo varya, okul çıkışı akşama kadar atölyede uğraştı onun için, bir hafta boyunca. Gelecekteki karım çok yetenekli.

Ezgi: Şu taşı at artık, sokucam karına şimdi.


Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin