Bölüm#19

4 1 0
                                    

@yorgunezgi bir gönderi paylaştı.

@yorgunezgi:
beni bu hale getirenin anasını sikeyim

@akbulutolga:
👅🍑

@leventakkan:

🔥🔥🔥

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.

@akbulutolga:
🧊🧊🧊

@urazalican0:
ne tür bir taşsınız hanımefendi?

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.

@akbulutolga:
mezar taşı, senin adın yazıyor üstünde

@emrecim:

her halinle yakıyosun farkında mısın??🥵🥵

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.

@akbulutolga:
değil.

@mertkara_taş:
off sıcak bastı

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.

@akbulutolga:
git bir duş al serinle🌬️

@aşkadamı:
İnsan önceden uyarırdı, derdi ki; aşırı parlaklık ve sevimlilikten dolayı gözleriniz zarar görebilir.

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.

@akbulutolga:
mal mısın lan bu nasıl iltifat

@burakhakan98:
benimle olsaydın bu hallere düşmezdin kuzum

@akbulutolga bu mesajı yanıtladı.
@akbulutolga:

Allah korusunnn🙏🏽📿

Ezgi'nin ağzından

Kahvaltıdan sonra Tolga beni yeni öğrendiği bir mekana götüreceğini söyledi. Yapacak daha iyi bir işim olmadığı için klimalı yerde oturmak şartıyla kabul ettim.

Mekana girdik. Etrafta salına salına yürüyen açık saçık kadınlar, kadınlarla ilgili olan adamlar ve köşede mekanın en sakin görünen yeri olduğunu düşündüğüm bir bar vardı.

Beni böyle bir mekana getirip ne amaçlıyordu kim bilir. Normalde gittiklerimizden oldukça fazla erotik bir yerdi.

Ezgi: Lan bu ne amına koyayım? Striptiz clupa mı getirdin sen beni?

Tolga: Direklerde dans eden çıplak kadınlar görüyor musun Ezgi?

Ezgi: Dans etmelerine gerek kalmamış.

Tolga'yla önümüzde duran bir kadın başka bir adamın elini tutmuş kendi vücudunun üstünde gezdiriyordu. Tolga'ya döndüm.

Ezgi: Sen bensiz buralarda mı takılıyorsun?

Tolga: Hahahaha, Ezgi, kıskanıyor musun yoksa?

Yüzümü ekşilterek ona baktım. Pis pis sırıtmasına aldırış etmeden göz devirip bara doğru yürümeye başladım. Peşimden gelerek bana yetişti. Belimi tek eliyle kavrayıp beni kendine yapıştırdı.

Tolga: Ben senden başka kimseye bakmam bilmiyor musun?

Ezgi: Bakabilirsin Tolga, ben öyle toksik bir kocacı değilim. Herkesle yatabilirsin, kalkabilirsin..

Tolga: Sadece sen canım, sadece sen bebeğim.

Belimi tutan elini kavrayıp belimden ayırdım. Bara gidip sandalyeye oturdum. Tolga benimle gelmeyip eğlenceye katılmıştı.

Ezgi: Elinizdeki en sert şeyi içmek istiyorum.

Barmen: Kimliğinizi gördükten sonra.

Gülerek dudağımı ısırdım. Arka cebimden cüzdanımı çıkarıp gösterdim.

Barmen: Sadece bir aydır 18 yaşındasın.

Ezgi: Ağzın iyi laf yapıyor. Şunu ver de gideyim.

Ukala bir barmene denk gelmiştim. Kim karışabilirdi benim yaşıma veya ne içtiğime? İçkimi verdiği zaman kadehi alıp oturduğum yerden kalktım ve mekanın ilerilerine girmeye başladım. Işıklandırma gözlerimi alıyordu.

Yanından geçtiğim masalarda genellikle poker oynanıyordu. Kadınlar da en seksi pozlarıyla kartları dağıtıyordu.

Kazanma naraları, kaybetme öfkesi ve zevk dolu inlemeler geliyordu kulağa bangır bangır çalan müziğe rağmen. İçkimi yudumlayarak etrafta geziyordum. Kadehimi bitirip garsonlardan birinin tepsisine bıraktım.

Kolay sarhoş olan biriydim. Dengemi sağlamakta güçlük çekiyordum.

Adamın biri koluma girdi.

Adam: Düşüp bir yerinizi kıracaksınız.

Ezgi: Sana ne?

Adam: Ben sizin gibi güzel kızların başına kötü şeyler gelmesini istemem.

Ezgi: Çek elini, asıl senin başına kötü bir şey gelmesin.

Adam: Olmaz, bırakırsam düşeceksiniz.

Ezgi: Eeeh! Düşersem düşerim be, sana mı soracağım!

Kendimi sarsıp kollarımı tutan ellerinden kurtuldum. Adamdan uzaklaşıp hızla yoluma devam ettim. Masaların arasından geçerken dengemi bulmak için sandalyelerden destek alıyordum.

Masaların birinin önünden geçerken Tolga'yı duydum.

Tolga: Ezgi, gel yanıma.

Bileğimden yavaşça çekerek beni kucağına aldı. Işıklar gözümde bulanıklaşıyordu. Ağırlaşan başımı Tolganın omuzuna yasladım.

Poker oynuyordu. Karşısında üç diğer oyuncu oturuyordu. Hepsi de beni inceliyordu gözleriyle.

Tolga: Beyler biraz da kartlarınıza bakın. Seri bitirelim şunu.

Adamın biri ortaya 100 çip uzattı, diğerleri de artırdılar ve kartlar açıldı.

________________________________________________________________________________

Taxide Tolga'nın kucağında yarı uyanık halde yığılıp kalmıştım. O da masadayken birkaç bardak vodkayı götürmüştü. Benim kadar dengesiz bir hali yoktu.

Taxi evin yanında durunca Tolga parayı uzatıp üstünü almadan beni kucakladığı gibi arabadan indi. Eve kadar taşıdıktan sonra kapıda indirdi.

Tolga: İyi misin?

Kafamı sallayarak onayladım, gözlerimi açamıyordum. Eve girince midemden ağzıma geleni boşaltmak için lavaboya koştum.

Klozete eğilip üst üste üç kere kustum.

Melis: Ezgi?

Ezgi: İyiyim ben!

Ayağımla uzanıp tuvaletin kapısını iterek kapattım.

Melis: Kapının önüne ilaç koyuyorum.

Çıktığımda yerdeki ilacı alıp susuz yutuverdim. Midem bom boş halde sırtımı duvara yaslayıp oturdum.  O şerefsiz, içkime her ne koyduysa midemde fena bir bulantı vardı. Sarhoşluğum geçmese de şimdi midem rahatlamıştı.

Kendimi kaldırıp tuvaletten çıktığım gibi salonun yolunu tuttum. İçeri girip masanın altından çektiğim sandalyelerden birine oturdum ve kollarımın üstüne kapandım.




Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin