Melis'in ağzından
Sabah uyandığımda Arınç'ın yapılı kolunu üzerimden kaldırıp arkaya attım. Saate bakmak için komodinin üzerinden aldığım telefonu açınca beynime kan sıçradı. Yataktan fırlayarak kalktım ve üzerime hızlıca giyecek bi şeyler bakmaya başladım.
Bu sırada yüksek sesle fısıldayarak Arınça'a seslendim.
Melis: Arınç! Saat çok geç olmuş! Kimse fark etmeden kalkman lazım!
Arınç: Ha?
Melis: Kapıdan çıkamazsın! Birileri görebilir.
Arınç: Hı hı.
Melis: Kalk hadii.
Ebeveyn banyosuna girerek üzerime dolaptan aldığım şortumu ve atletimi geçirdim. Banyodan çıktığımda hala yatakta olduğunu gördüğüm Arınç'ı uyandırmak için seslendim.
Melis: Arınç, acele etmemiz lazım.
Kafasını kaldırıp uykulu bir halde bana baktı. Sonra yataktan ağır ağır kalkıp esneyerek birkaç adım attı. Odanın italyan balkonuna doğru sendeleyerek ilerleyip perdeyi kaldırırken ne yapacağını anlamıştım.
Melis: Arınç bir şey soracağım.
Bana döndü ve sorumu bekleyen ifadesini kurdu.
Melis: Yakınlarda bir eczane var mı?
Arınç: Bilmiyorum. Neden?
Melis: Ertesi gün hapı almam gerek.
Balkon kapısını bırakarak yanıma geldi. Farkındalıkla bakan bakışlarını üzerimde tutarak elleriyle belimin iki yanından kavradı. Başını hafif eğerek boyunu boyuma yaklaştırdı.
Arınç: Eczaneye gerek yok, Ezgi'nin zulasından alabilirsin.
Bir elini yüzüme yaklaştırıp çenemi okşarken bir an için fazla dramatikleştiğini fark ettim.
Melis: Hangi hap olduğunu nereden anlayacağım ki?
Arınç: Üstünde yazar bence. Daha önce hiç içmedim.
Bayık gözleriyle sırıtarak bakıp son bir öpücükle veda ederek belimi bıraktı. Balkon camını açtı.
Melis: Arınç! Bekle biraz daha düşünseydik. Çok yüksek değil mi sence de?
Arınç: Merak etme. Daha önce de yaptım.
Bir adımlık genişlikteki balkonda yan yan yürüyerek korkulukların öbür yanına geçti ve iki kat aşağıdaki havuza yarı çıplak bir şekilde bıraktı kendini.
Gülmemek için kendime zor engel olurken iyi olup olmadığını kontrol etmek için aşağı baktım. Havuzdan çıkıp sırılsıklam bir şekilde yürüyerek alt katın arka kapısından eve girdiğini gördükten sonra balkon camını örterek içeri döndüm.
Odamdan çıkmak için kilitlenen kapıyı birkaç kere açmaya çalıştım. Sonra aklıma bu kapının kilidinin bozuk olduğu ve Arınç'ın nasıl açılacağını önceden öğrettiği gelmişti.
Kapının kulpunu yukarı doğru çekip kapı kolunu çevirdiğimde gerçekten de açıldığı için sevinmiştim. Odamdan çıkarken merdivende Ezgi'yle karşılaştım.
Melis: Günaydın.
Ezgi: Günaydın Melis naber?
Melis: İyiyim sen nasılsın? Gece nasıl geçti?
Ezgi: Güzel uyudum valla, ne yalan söyleyeyim.
İlacı ona fark ettirmeden almanın bir yolunu bulmalıydım.
Melis: Nereye gidiyorsun?
Ezgi: Banyo dolabından ağzı kesici alacağım ya. Başım deli gibi çatlıyor.
Melis: Şansa bak benimki de çok fena. Ben de bir tane alabilir miyim?
Ezgi: Olur gel.
Peşinden gittiğim banyoya girdikten sonra dolabı açışını izledim. Raflarda bir sürü çeşit çeşit ilaç kutusu vardı.
En alt raftan aldığı bir ilaç kutusunu açıp bir tablet kırıp ağzına attı. Benim da almam için bana uzattı. İlacı paketinden çıkarmaya çalıştığım sırada sordum.
Melis: Şey, bu diğer ilaçlar ne için?
Ezgi: En alt rafta ağzı kesiciler var. Normalde belli bir düzende dizili oluyorlar hafiften yoğuna doğru ama bizimkiler her fırsatta dağıtıp bırakıyor. Orta raf mide ilacı ve soğuk algınlığı için. En üstte de doğum kontrol hapı falan var. Ağrı kesici sanıp içmesinler diye en üst rafa koydum.
Melis: Hahaha! Çok teşekkür ederim Ezgi.
Ezgi: Ne demek. İhtiyacın olursa buradan alabilirsin yine.
Melis: Tamamdır.
Bu sırada önden Arınç, arkasından Tolga'nın merdivenlerden çıktığını gördük. Arınç yarı çıplak, sırılsıklam ve her adımında yerleri ıslata ıslata basamakları tırmanıp hiçbirimizle göz teması kurmadan terasa çıkan koridora dönerek uzaklaştı.
Ezgi: Bu mal da sabah sabah havuza mı girmiş yine? Havlu niye almamış?
Melis: Hiç bilmiyorum.
Tolga arkasından çıkarak Arınç'ın bıraktığı ıslak izlere basmamaya gayretli bir edayla koridorda ondan ayrılıp bize döndü. Gelip konuşmaya katıldı.
Tolga: EE nabıyonuz?
Ezgi: Konuşuyoruz.
________________________________________________________________________________
Melis ve Tolga odaya geçtikten sonra banyoya geri döndüm. Kapıyı kapattıktan sonra Ezgi'nin söylediği gibi en üst raftan bir kutu ilaç alıp içinden bir tablet çıkardım.
Ağzıma atıp musluktan birkaç yudum su içerek ilacı yuttum. Paketi yerine koyduktan sonra banyodan çıktım.
O sırada kapı açılma sesi duydum ve koridora çıkan Emir'i gördüm. Uykulu gözlerini ovuştururken bana selam verip aşağı indi. Ben de peşinden giderek kahvaltı hazırlığına yardım etmek istedim. Dün geceye dair olan biten her şey bulanıktı ama Emir er ya da geç benimle bu konuyu konuşacaktı, emindim bundan.
Mutfağa girdiğimizde Emir dolaptan kahvaltılıkları çıkarıp masanın üstüne dizmeye başlamıştı. Ben de geçip terekten tabakları sayarak çıkardım.
Emir: Peynir kalmamış
Melis: Boşver bugün yemeyiz.
Emir: Olmaz ya Ferdi peynirli omleti çok sever. Ben gidip alırım.
Emir aceleyle evden çıktıktan sonra ben de salona geçip biraz yaylanmaya baktım o gelene kadar. Az sonra kapı çaldı. Emir bu kadar erken gelmiş olamazdı.
Ayaklanıp bakacağım sırada kapının çoktan evdekilerden biri tarafından açıldığını duyup koltuğuma geri uzandım.