Bölüm#57

3 0 0
                                    

Arınç'ın ağzından

Emir'in önünde yere bırakıp bu işe karışmayacağımı belirten sözlerimi yineledim.

Arınç: Beni eve bırakın, gitmek isteyene engel olduğum yok.

Öne geçip koltuğa yaslandığımda kafamı geriye yaslayıp gözlerimi dinlendirmeye çalıştım. Az sonra herkes içeri geçti ve Emir'in arabayı çalıştırmasıyla birkaç dakikalık eve dönüş yolunda sessizce hareket aldık.

Villanın girişindeki kapılar açıldığında Emir garaja doğru ilerleyip kapının önünde durdu. Kapıyı açıp yorgun gözlerimi kısarak sokak lambaları ışığı altında aşağı indim. Diğerlerinin eve doğru yönelmesinden fırsat bulup Melis'i kolundan yakaladım.

Arınç: Pişt. Bekler misin?

Melis: Yeter ki sen iste.

Hala yorgun argın bakan gözlerimi üzerine doğrultup köşeye çektiğim bileğini bıraktım. Benim için ciddi bir konu olduğundan şakalaşmayı bir kenara bırakıp mevzuya girdim.

Arınç: Melis, gitmeni istemiyorum oraya.

Bana bakan gözleri etrafa ani bir bakış atıp bana geri döndüğünde son bir nefes alarak tepki verdi.

Melis: Arınç, bunu diyeceğini biliyordum ama, gerçekten sorun değil. Gitmek istiyorum.

Arınç: Tamam zaten bu senin kararın. Ama yine de gözüm arkada kalacak. Anlıyor musun?

Melis: Kalmasın.

Arınç: Gitmiyor musun yani?

Melis: Hayır, sen de gel bizimle.

Bir anlık umutlarım da boşa gidip yarı yolda bırakılmışlık hissini vücudumda yayılmaya başlarken hissettiğimde kendi haline bıraktım.

Arınç: Size iyi eğlenceler.

Melis: Of Arınç ya.

Peşimden somurtarak gelmeye devam ederken elimden geleni yaptığıma ikna olup olabilecekleri kafama takmamaya çalışarak eve girdim.

________________________________________________________________________________

Yaklaşık yarım saati bulmuştu Emir'in banyoya girişi ve bu sırada Tolga'yla merdivenin bitiminde koridorda dikilip bekliyorduk. Duvara yasladığım omzumu diğer elimle desteklerken sohbet açma girişiminde bile bulunmadan öylece duruyordum.

Tolga: Arınç bana kızgın mısın?

Arınç: Yoo.

Tolga: Hmm.

Gözlerini kaçıran bir halde elinde tuttuğu havluyu savurarak ayaklarına dikmişti bakışlarını. Uzun süren bekleyişin ardından kapının açılmasıyla içerden çıkan buhar kütlesinin yüzüme değmesi bir oldu. Elimi yelpaze yaparak buharı uzaklaştırmaya çalışırken içeride hava alınamayacak kadar sıcak bir sauna oluşturmuştu Emir.

Emir: Elinizi çabuk tutun, 5 dakikanız var. Arabaya koşarak yetişmek istemiyorsanız yani...

Tolga: Çok güzel kokuyorsun prenses, yeni duş jelin mi?

Arınç: Banyoda oksijen kaldı mı yoksa 2.5 dakika nefes mi tutalım?

Ardından birkaç dakikalık duşunun bitmesini beklediğim Tolga'yı da uğurlayarak sıramın gelmesiyle içeri daldım.

________________________________________________________________________________

Kabini aralayarak içinden çıkıp belime askıdan aldığım havluyu bağladıktan sonra saçlarımı ellerimle geriye tarayarak banyodan çıktım. Melis'e verilen odama girip hala boşaltmadığım kıyafet rafının bana ait olan kısmından üzerime şortlarımdan ve tişörtlerimden birer tanesini geçirdim. Kafamı kurulayarak odadan çıktığımda aşağıya inerek salona geçmeye karar verdim.

Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin