Arınç'ın ağzından
Emir'in kısa mesafe diyerek attığı konum bisikletle yarım saati bulmuştu. Aslında sikimde değildi. Moralimin içine sıçmıştım aptal bir kız için ve şimdi de hayatımın en sikik günlerini yaşıyordum. Bu kız beni alt üst etmişti.
Neyse mekana geldim sonradan. Bisikletle içeri girerken güvenlik gelip beni uyardı.
Polis memuru: Beyefendi burada bisiklet girişi almıyoruz. Çıkışta bırakın lütfen.
Arınç: Günde kaç kez bisiklet girişi oluyor sanki amına koyayım.
Polis memuru: Efendim?
Arınç: Tamam ben bırakıp geliyorum.
________________________________________________________________________________
İçeri girdiğimde Emir'i arayıp hangi katta olduklarını soracaktım. İkinci kata doğru çıkarken Emir'i birkaç kere çaldırmama rağmen açmayınca Tolga'yı aramaya karar verdim.
Tolga: Alo?
Arınç: Neredesiniz mekandayım ben.
Tolga: İçerideyiz.
Arınç: Hadi ya?
Tolga: Evet.
Arınç: Kaçıncı kat amına koyayım?
Tolga: Kaçıncı kat ne demek amına koyayım başka kat mı var?
Arınç: Ne diyorsun amına koyayım Emir'in attığı konuma geldim ben, beş katlı restoran burası.
Tolga: Hangi restoran? Amına koyayım "Fries Time" diye bir cafedeyiz tek katlı küçük bir mekan burası.
Arınç: Konum at bana tekrar!
Tolga: Tama...
Telfonu kapatıp sinirli bir şekilde asansör beklemeye başladım. O sırada Tolga'nın attığı konuma bakarken fark ettim de buranın tam yanındaki bir yermiş. Yani ben hata yapmışım. Sinirim geçince asansör çağırma tuşuna bir kez daha bastım.
Nihayet olduğum katta duran asansör açıldığında içeri geçmek için hareket edecekken içerideki adamların tanıdık yüzlerine şaşkınlıkla bakakalmıştım.
Bunlardan biri bir ay önce kumarda bana oyun oynayan şerefsiz kel adam, diğer ise alakasız bir şekilde, Levent...