Arınç'ın ağzından
Sabah sabah erkenden uyandığım koltuğu terk edip üst kattaki banyoya girdim. Geçen gece gördüğüm manzarayı unutamıyordum. Kötü hissediyordum ve bu hiç normal değildi... Beni böyle hissettirenin birilerinin gözümün önünde sevişmesi değil de Melis'in o çocukla sevişmesi gerçeği hiç de normal değildi...
Ellerimi lavabonun kenarlarından destek alırken aynaya bakarken bulduğumda gerçeklikten ayrılıp bu tarz düşüncelere boğulmanın ne kadar baş döndürücü olduğunu hissettim. Yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Emir odasından çıkıyordu.
Emir: Günaydın. Erken değil mi?
Arınç: İsteyerek uyanmış gibi mi duruyorum?
Emir: Gerçekten Melis'le kavga falan mı ettiniz? Bu halin ne böyle?
Arınç: Bir şeyim yok, Melis deyip durma bana, ne geçecek aramızda, odamı ona verdin ne yapmamı bekliyorsun?
Emir: Bu evde sürekli bağırılan kişi olmanın ne kadar yorucu olduğunu bilemezsin.
Yanımdan geçip lavaboya girdi. "Sikicem kafamı artık."
Ortada bir suçlu olmamasına rağmen etrafta suçlu arıyor gibi dolanıp insanların moralini bozamam. Ama benim de moralim bozuk ve ne yapacağımı bilmiyorum. Neden moralimin bozuk olduğunu da bilmiyorum.
Salona inip Lupin'in kaldığım yerdeki bölümünü, ezbere bilmeme rağmen tekrardan başlattım.
Emir mutfağa girip pankek pişirmeye başlamıştı. Diğer bölüme geçerken Ferdi'nin mutfağa girdiğini gördüm. Emir'le konuşuyorlardı.
Ferdi: Günaydın.
Emir: Günaydın.
Ferdi: Aşağıdaki basketbol sahasında maç yapalım mı beyler?
Emir: Kahvaltıdan sonra, olabilir.
________________________________________________________________________________
Tolga, Ferdi ve Emir'le çıkacakken Emir'in kuzeni de bize katılmak istediğini söyledi. Sahaya indiğimizde hava bulutlu ve serindi ki güneşli olmasından daha iyi olmuştu bu.
Bizden öncekilerin maçının bitmesini bekledik ve saha boşalınca içeri girdik.
Emir: Ben Ferdi siz ikiniz olur mu?
Tolga: En iyileri aynı gruba koymak biraz adaletsiz olur sanki.
Emir: Siz de fena değilsiniz Tolgacığım.
Tolga: Ben en iyiler derken bizi kastediyordum.
Arınç: Hadi boş muhabbeti bırakın, kaça anlaşalım?
Tolga: Kişi başı 250 derim ben.
Emir: Var mı arttıran?
Arınç: Tamam hadi ilk başlayanı seçelim. Biz yazı diyoruz.
Ferdi cebinden çıkardığı madeni parayı havaya fırlatıp yakaladı ve ters çevirdi. Dikkatle eline baktığımda yazı geldiğini fark edip topu elime aldım. Kendi potamızın önüne geçip oyunu başlattım.
________________________________________________________________________________
Tolga: Hay sikeyim!
Ferdi yedinci basketini atarak oyunu bitirmişti. Skorda gözle görülür bir eşitsizlik söz konusuydu. Kendimi oyuna veremediğimden kaynaklandığını düşünüyordum. Basket atma şansım varken hepsini kaçırmıştım.