Önceki bölüm: Arınç'ın ağzından
Kapıyı kapatıp gitmekten vazgeçtiği an mutluluktan havalara uçacak gibi olmuştum. Ne kadar belli etmemeye çalışsam da kararı için ona epey teşekkür etmiştim.
Arınç: Melis, bunu yaptığına pişman olmayacaksın. Söz veriyorum her şeyi anlatacağım. Çok teşekkür ederim sana.
Melis: Kes sesini ve odama geç.
Arınç: Sen ne yapacaksın?
Mutfağa girip dolaptan iki şişe bira aldı ve merdivenden çıkmaya başladı. Aceleyle peşinden gittim. İçeri girmesinin ardından ben de onu takip edecektim ki Emir'in odasından çıktığını fark ettim. Gözlerini ovuşturuyordu.
Emir: N'apıyon?
Arınç: Odaya giriyorum.
Emir: Melis yok herhalde, geçen günkü çocukla dışarı çıkacağını söylemişti bir ara.
Bunu duyduğuma sevinmiştim. Öte yandan Melis'le evde tek kalmak istediğim için onlarla içmeye gitmeyeceğimi söyleseydim yanlış anlaşılabilirdi durum. Bu ufak yalanı sürdürmek için onayladım.
Arınç: Evet demin çıktı. Fırsat kolluyordum odaya girebilmek için.
Emir: Dostum gerçekten üzgünüm. Eğer istersen sana bir şişme yatak alır Ferdi'nin odasına atarız bir ara. Rahat edemezsen yani, koltuklarda.
Arınç: Yok ya sıkıntı yok iyiyim ben. Kaçak maçak yarı zamanlı kullanıyorum burayı zaten. Pek çok hayvanın da benim gibi gündüzleri uyuyup geceleri uyanık kaldığını biliyor muydun? (İyice saçmalamıştım.)
Emir: Bu saatte içtin mi yine?
Arınç: Kim? Ben mi? Evet.
Emir: Eee...Hazırlanmıyor musun? Buluşuyoruz ya bizimkilerle.
Arınç: Ben gelmeyeceğim ya, karnım ağrıyor.
Emir: Sabah sabah alkol çarptı seni tabi. Akşam da doğru düzgün bir şeyler yemeden yattın zaten. İlaç falan lazımsa gidip alayım mı?
Arınç: Hayır siz bensiz gidin ben biraz uzanacağım o kadar.
Emir: Peki.
Fazla ısrar etmeden kabul etmesi çok hoş olmuştu. Anlayışlı davranmasını seviyordum.
Emir: Neyse geçmiş olsun, biz çıkıyoruz 5-10 dakikaya, Ecrin zaten gelmiyor oturup ders çalışacak odasında.
Arınç: Hıhı.(Ne çeşit bir inek bu kız?)
Benden ayrılıp lavaboya girdiğinde içeri girip kapıyı kilitledim. Yatağında otururken telefonda mesajlaştığını gördüğüm Melis'in yanına yaklaştım ve yanında yüzüstü uzandım.
Arınç: Seni dışarıda sanıyorlar.
Melis: Sansınlar boş ver, eve geldiklerinde hatırlamayacaklardır zaten. Levent'e bahane uyduruyordum ben de. Artık başlayabilir miyiz?
Heyecanlıydım. Ama işleri bu noktaya getirdiğim için ona bu kadarını borçluydum.
Arınç: Sor. Hazırım.
Melis: Soruyorum...
Arınç: Bekle.
Biranın birini yandaki komodinin kenarına dayadım ve kapağa doğru uygun bir pozisyonda hafifçe vurdum. Kapak havaya sıçrarken biranın birazı köpürüp elime taşmıştı. Aldırmadan kafama dikledim ve koca bir yudum aldım.