Emir'in ağzından(devam)
Koray: Pardon ya.
Emir: Önemli değil.
Kahvelerimizi tokuşturduk ve kafenin çıkışındaki bankta oturup içtik.
Koray: İbneler sizi...
Emir: Bir şey yaptığımız yok. Zaten benden hoşlandığından da emin değilim.
Koray: NE? Hahahahaha!!
Emir: Ne ne?
Koray: Dostum ben hatunlara yükseliyorum...çünkü vücutları...tapılası adeta. Dokunmaya kıyamıyorum ama dokunmak için yanıp tutuşuyorum. Sizinki nasıl oluyor?
Emir: Bizimki diye bir şey yok, dedim ya sana.
Koray: Tamam tamam.
Kısa süren sessizliğin ardından devam etti.
Koray: Pozisyon olarak seçenek çeşitliliğiniz çok yok sanırım. Sonuçta tek delik...
Emir: Hadi ben kalkıyorum. İyi geceler!
Ayaklanıp kahvemin son yudumunu aldım. Kutuyu bankın önündeki çöpe fırlattıktan sonra el salladım.
Koray: Bekle, Emir.
Dediğini yaptım. Ona doğru dönüp bir kaç saniye bekledim. Ban doğru yaklaştı ve sarıldı. Anlamaz ifademle sarılışına eşlik etmeden ayrıldım ondan.
Emir: Ne oldu? Sarhoş kafası mı?
Koray: Hoşuna gider diye düşündüm.
Emir: Gitmedi, hem de hiç!
Koray: Tamam lan ne abarttın.
Arkamı dönüp uzaklaşmaya karar verdim. Tam ilerleyecekken arabanın önünde boş gözlerle dikili duran Ferdi'yle göz göze gelmiştim. Ne işi vardı orada? Hızlıca yanına gidip sordum.
Emir: Gidelim mi?
Cevaplamadan arabaya döndü. Ben de bindikten sonra camı açarak yola çıktım. Biraz daha ayıktım ama ne olur ne olmaz diye 20'yle gidiyordum.
Arkada bülbül gibi şakıyan ikilinin dışında Ferdi eli çenesinde camdan bakmaktan başka bir şey yapmadı.
Eve gelince garajdan çıkan Ferdi'yi yakalamak için aceleyle kepengi indirme tuşuna bastım. Ferdi kapıdan girerken omuzundan kavrayıp yüzünü bana doğru çevirdim.
Emir: Hey sinirli dostum. Nasıldı?
Ferdi: Emir bırak, yorgunum zaten, yatmaya gidiyorum ben.
Emir: Ferdi!
Çoktan beni atlatıp merdivenlere yönelmişti. Fazla üstelemek istemedim. Ne olduğunu anlamaya çalışacak kafada da değildim.
________________________________________________________________________________
Odama girdiğimde Ecrini masa başında bilgisayarın önünde bulduğumda bu zamana kadar ders çalışmasına şaşıran gözlerle ona baktım.
Ecrin: Bana o sarhoş gözlerini açarak bakma korkuyorum gerçekten.
Emir: Sen? Ne çeşit bir ineksin?
Ecrin: Siktir git ya.
Emir: Çok ayıp! Bir daha duymayayım ağzından öyle laflar. Daha küçüksün.
Ecrin 'e takıldıktan sonra dolaptan pijama altımı alıp lavaboya giyinmeye giderken Melis'in odasına girip selam vereyim diyecektim. Bu saatte büyük ihtimalle eve dönmüştür diye düşünmüştüm. Kapıyı açtım.
Emir: Yok artık!