Melis'in ağzından
Akşam gözüme bir süre uyku girmedi. Yaşadığım şeyi kısa sürede unutacağımı sanmıyordum. Aklım Arınç'a gidiyordu. Yeni tanışsak da ona karşı bir samimiyet duymaya başlamıştım. Diğerlerinden farklı bir havası vardı.
Geçen gece de bana, odasını aldığım için bir şaka yapmış olmalıydı. Aklımdan çıkaramadığım başka bir şey de buydu. Bizi içeride kapalı tutmak istemesi.
Kendi kendime söyleniyordum işte. Mecbur kaldığı için beni o adamların elinden gelip almıştı. Mecbur kaldığı için parayı ödemişti. Sonuçta ben onun arkadaşının misafiriydim ve başıma onun yüzünden kötü bir şey gelmesi sorumluluğunu almak istememişti. Bunun dışında bir sebep yoktu.
Her şey basit bir şekilde açıklanabiliyordu, boşu boşuna gelin güvey olmanın alemi yoktu. "Uyu artık", dedim kendi kendime. "UYU!"
________________________________________________________________________________
Gecenin bir yarısıydı ve su içmek için mutfağa inmiştim. Dolaptan sürahiyi aldım ve bardağa doldurdum. Dönüp tezgaha yaslandım ve suyumu yudumladım.
Koltukta uzanan Arınç'ı gördüm. Yine buradaydı. Gidecek başka bir yeri yoktu sonuçta.
Bardağımı tezgaha bıraktım. Koltukların rahat olup olmadığını merak ediyordum. Salonda yavaşça yürüyerek L koltuklardan birine uzandım. Oturmak için yeterince rahattı ama sırt üstü uzun süre yatacak kadar değildi.
Arınç: Neyi konrol ediyorsun?
Hala uyanık olduğuna inanamıyordum. Kısık sesle konuşuyordum.
Melis: Üzgünüm uyandırdıysam.
Arınç: Uyuyamıyor musun?
Melis: Birazdan uykuya dalarım, önemli değil.
Arınç: Birazdan sabah olacak.
Saat o kadar geçti demek. Bir gram uyku girmemişti gözüme. Hemen uyumalıydım.
Melis: Uyumak istiyorum ama kafam çok dolu.
Arınç: Dünkü olaydan dolayı mı?
Melis: O da var evet.
Arınç: Uyuyamıyorsan yardımcı olabilirim.
Melis: Uyku ilacı falan mı vereceksin?
Arınç: Başka bir şey. Göstereyim mi?
Melis: Evet.
Ayağa kalkıp yanıma geldi.
Arınç: Hadi.
Ben de kalkıp karşısında durdum. Yaklaştı ve kafasını omzuma gömerek kollarını belime sardı. Katılmak için ben de kollarımı onun boynuna doladım.
Yavaş yavaş sağa sola sallandık bir süre. İyi bir histi, sıcak bir sarılma. Ne kadar sürerdi bilmiyordum, ama bitmesini istemiyordum çünkü hiç olmadığım kadar rahat hissediyordum.
________________________________________________________________________________
Sabah gözlerimi açtığımda yatağımda yatıyordum. Bu yaz gördüğüm ikinci gerçekçi rüyaydı. Bilinçaltım benimle oyun oynamaya bayılıyordu bu sıralar.
Kahvaltıya indim. Emir ve Ferdi yan yana oturuyorlardı tekrar. Mutlu görünüyorlardı. Arınç sağımdaki sandalyeye geçmişti. Ona göz ucuyla bakarken onun da bana baktığını fark edip hemen gözlerimi kaçırdım. Ezgi içeri yeni girmişti.
Melis: Ezgi dolaptan bir bardak uzatabilir misin?
Ezgi bardak rafını kontrol etti.
Ezgi: Temiz bardak kalmamış.
Arınç: Tezgahtaki bardağı verebilirsin. Onu Melis kullandı.
Gece su içmeye kalktığım aklıma geldi. Hatırladığım şey bir rüya değil miydi yani? Onunla sarılırken uyuya mı kalmıştım? Arınç'tan gözlerimi alamıyordum. Çok tuhaf bir geceydi.