Bölüm#54

3 0 0
                                    

Arınç'ın ağzından

Melis'in benimle görülmesinden ve yakın ilişkimizden kimsenin haberi olmasını istemediğimden Emir'in arabadan inmesiyle denize karışmam bir oldu. Her ne kadar Melis'i yüz üstü bırakmış olsam da bu onu üzecek değildi. Hızla iskeleyi geçip hala ufukta boy gösteren güneşin turunculuğu yüzüme vururken denizin ılık sularında özgürce yüzerek kıyıdan kaçtım.

Yaklaşık yarım saatin ardından hala yüzmeye devam ederken kıyıdan uzaklaştığım sırada  yaklaşan kulaç sesleriyle kafamı çevirdiğimde Melis'i gördüm. Şaşırarak hızlıca ona doğru yüzmeye başladım.

Benim geldiğim kadar uzağa gelmesi onun için alışıldık olmadığından ne kadar youlduğunu tahmin edebiliyordum. Yanına gelip dinlenmesine fırsat vermek için belinden destek olduğumda ıslak saçlarının yüzüne yapışmış olduğunu gördüm.

Arınç: Buraya gelmemeliydin. Şimdi bir de seni taşımam gerekecek.

Melis: Hayır ya Arınç. Bırak beni, ben gayet iyi gidiyordum.

________________________________________________________________________________

Biraz boğuşmanın ardından yakınlık kurmayı gözetletiğim o ana gelince dibinde bittiğimde, nefes alış verişinin heyecandan sıklaştığını fark ettim. Kalbi yerinden çıkacakmışcasına deli gibi atarken ona rahatsızlık vermiş olma duygusuyla incinerek söyledim.

Arınç: Hahaah! Sakin olsana Melis. Kalbinin ritmi kulaklarımda çalıyor. Atak mı geçiriyorsun? İyi misin?

Melis: Boğulmaktan nefes alamadım ondan bu kadar hızlı atıyor kalbim.

Arınç: Ha sana yakınlaştığım için değil yani?

Melis: Arınç Karan kendini çok mu heyecan verici buluyorsun sen?

Arınç: Öyleyim.

Gözleri bakışlarımdan kaçarken etrafı inceler gibi bir hale büründü.

Melis: Sence Emir ve Ferdi'nin arasında ne geçti?

Alakasızca ortaya attığı sorunun üzerine gözlerinden ayırmadığım bakışlarımdan gözlerini kaçırarak cevap bekledi.

Arınç: Niye bana soruyorsun ki?

Melis: Düşünceni merak ediyorum. İkisinde de bir haller var, kavga ettikleri belli ama nedeni ne?

Arınç: Onları bilmiyorum ama senin ne yapmaya çalıştığının farkındayım.

Melis: Ne yapıyormuşum?

Arınç: Gözlerini kaçırıp konuyu değiştiriyorsun işte.

Melis: Hayır tam da gözlerine bakıyorum şuan. Senden korktuğumu mu ima ediyorsun Arınç Karan?

Arınç: Melis...hadi ama. Seni şimdi tutup öpsem kalp krizi geçireceksin.

Aniden beklemediğim bir hızla kafasını eğerek sıcak dudaklarını dudaklarıma yapıştırıp öpmeye başladığında endişeli kalbim rahatladı. Karşılık vererek dilimi diline değdirip ağzında dolandırdım. Bu sırada havasız kalan ciğerlerimi umursamadan boğulana kadar hiç bitmesini istemediğim öpücüğün tadını çıkardım.

Kafasının alçaldığını anladığım an belinden yükselterek desteklerken nefessizlikten kasılan göğsüme aldırmadan devam ettim. Öpücüğün sonuna geldiğimizde istemsizce soluklanan ciğerlerimi önemsemeden yeniden ve sonsuza kadar öpmek istediğim kızı seyretmeyi sürdürdüm.

Melis: Kalp krizi mi geçirdin Arınç nefeslerin hızlandı birden.

Arınç: O kadar uzun öpeceğini tahmin etseydim önceden nefes falan alırdım.

Melis: İlk geldiğimde yaptığın şakanın karşılığını aldın işte.

O sırada bitkin bir şekilde savurduğu bacaklarının yorgunluğunu hissederek artık dinlenmesi için denizden çıkmanın zamanının geldiğini anladım.

Arınç: Hadi seni kumsala götürelim artık.

________________________________________________________________________________

Kıyıya yaklaşırken aradaki mesafeyi açarak kimseyi kuşkulandırmak istemediğimden birkaç metre öteden gitmeye çalıştım. Bu sırada Melis'in çığlığını duyarak hızlıca geri döndüğümde kararan gökyüzünün altında iyice suyun dibine çekilirken vücudunu kollarından kavrayarak çekip sudan çıkardım.

Sırtlayarak kıyıya doğru gittikçe kıyıdan yardıma gelen Emir'i fark ettim. Bizimle ilgili bir şeylerin varlığından şüphe etmemesini umarak sırtımdan Melis'i almasına izin verdim.

Kıyıya çıkıp kendimi yere attığımda uzun zamandır denizde hiç yorulmadığım kadar yorulduğumu hissederek dinlendim.

Emir: Delirdiniz mi lan kaç saat oldu? Biz çıktık kurulandık sizi bekliyoruz mekana geçmek için.

Emir'in mekandan kastettiğinin bir restoran olduğunu farz ederek ne kadar acıktığımı hissetmeye başladım. Öte yandan eğlendiğimi de...

Melis: İyi misin?

Arınç: Bundan daha iyi olamazdım.

Tolga: Arınç! Sana bir sürprizimiz var.

Kafamı kaldırıp arkaya döndüğümde Tolga'nın elinde eski spor çantamı taşıdığını ve içinin dolu olduğunu gördüm. Bu hiç iyi değildi. Bunun için fazla yorgundum bu akşam.


Red CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin