Emir'in ağzından
Gece eve geç saatlerde varırken komşuları rahatsız etmemek için diğerleri gülmemeleri konusunda en az elli kere uyarmıştım. Bisikletleri garaja bırakıp eve geçince herkes odalarına dağılıp kaldı.
Ben de salondan geçerken Arınç'ı televizyon başında bulunca selam vermek için yanına uğradım. Bana döndüğünde pek morali var gibi durmuyordu. Üzerine dikkatli bakınca fark etmiştim.
Emir: Hey bunlar benim pijamalarım mı?
Arınç: Sakın bir şey sorayım deme bana.
Emir: Animedeki favori karakterin mi öldü nedir bu sinir?
Arınç: O kızın odasına girip çıkmak istemiyorum artık.
Emir: Aranız mı bozuk?
Cevap vermedi.
Emir: Aranızdaki şey her neyse hemen bir çözüm yolu bulun, yapacak başka bir şey yok.
Odama çıkıp uyudum.
________________________________________________________________________________
Yeni bir gün başlamıştı, kahvaltıyı hazırlıyordum. Ferdi bana yardım edeceğini söyleyip tabakları masaya dizmeye başlamıştı.
Onunla eskisi gibi olmaya bayılıyordum. Yanımda olması harika vakit geçirmemi sağlıyordu. Ama salatalıkların hepsini yemekten önce götürüyordu. Yeni salatalıklar çıkarıp tabağa doğradım.
Ezgiler ve Ecrin masaya geçmişti. Arınç da tabağına bir şeyler alıp salondaki koltuğa serildi. Melis'i beklerken epey zaman geçtiğini gördüm ve onu kontrol etmek için odasına gittim.
Kapıyı tıkladım ve kapı açıldı. İlk gördüğüm kişi kapıyı açan yabancı biriydi.
Melis'in arkadaşlarından biri olduğunu düşünmüyordum. Daha önce bahsetmediğine göre yakın zamanda tanışmışlardı.
Sarışın, yakışıklı bir çocuktu. Gömleğinin düğmeleri açık altında kemeri kapanmamış pantolonuyla kapıda durup bana bakıyordu. İçeriye doğru baktım, Melis üzerine yeni geçirdiği t-shirtünü düzenliyordu.
Gece takılmışlardı anlaşılan. Sırıtarak baktığım Melis'i arkadaşıyla birlikte yemeğe çağırdım.
Emir: Günaydın. Kahvaltıya katılın hadi, sizi bekliyoruz.
Melis: Levent'i yolcu edip geleceğim.
Emir: O da bizimle yiyebilir.
Melis: Buna gerek yo...
Levent: Çok naziksiniz, ama halletmem gereken işlerim var. Çıkmalıyım.
Emir: Tamam o zaman.
Çocuk içeride gömleğinin düğmelerini kapatırken yanımdan geçen Melis'i bir saniyeliğine durdurdum, kulağına eğilip konuştum.
Emir: Ertesi gün hapı almak istersen Ezgi'ye sorabilirsin.
Bana göz devirerek bakıp merdivenlere yöneldi. Peşinden indim.
Az sonra aşağı inen çocuk mutfağa girdi.
Levent: Ben çıkıyorum Melisciğim.
Herkes Levent'e dönmüş meraklı gözlerle bir ona bir Melis'e bakıyordu. Mutfağa giren bu yabancı çocuğu baştan aşağıya süzüyorlardı. Arınç oturduğu koltuktan kalkıp salondan çıktı. Onda bir sorun vardı dünden beri.
Melis masadan kalkıp Levent'e kapıya kadar eşlik etti.
________________________________________________________________________________
Yemekten sonra bulaşıkları yıkamak için mutfakta kaldım. İşimi bitirince salona girip koltukta yayılan Ferdi'ye katıldım. Konsolun birini bana uzattı.
Ferdi: Seni bekliyordum.
Emir: Hadi aç bir maç başlayalım.