Sabah uyandığımda yine yanımda Jimin vardı. Bu sefer onu izlemek yerine kalktım ve gezinerek odasını inceledim. İlgimi çeken bir şey göremeyince yavaşça odadan çıkıp banyoya ilerledim. Yüzümü yıkayıp tekrar Jimin'in odasına gittiğimde onun orada olmadığını fark edip yurtta onu aramaya başladım. Hiçbir yerde bulamayınca RapMon'un odasına yürüdüm. Aniden içeri girmemle sandalyesinden sıçradı ve beni görünce telaşla önündeki günlüğü gizlemeye çalıştı, bense çoktan görmüş ve kahkahalarla gülmeye başlamıştım bile. Sesimi duyan Taehyung ve Jungkook da gelmiş ve birlikte yarım saat tepinerek gülmeye devam etmiştik. Ne için buraya geldiğimi hatırladığımda kendime gelmeye çalıştım ve normal bir şekilde konuşabildiğim zaman sordum.
"Jimin'i gören var mı?"
"Biz görmedik hyung."
Jungkook söyleyince utanmış ve sinirli Namjoon bana öldürücü bir bakışlar atmaya devam edip konuştu.
"Yanında mıydı?"
"En son gördüğümde uyuyordu. Banyoya gidip tekrar baktım ve Jimin ortalıkta yoktu."
Eline telefonu alıp Jimin'i aradı. Telefonun çaldığını duyabiliyorduk. Acaba telefonunu bırakıp çıktı mı diye düşünürken içeri bir adet terlemiş Jimin girdi. Uyanır uyanmaz dışarı çıkıp spor yapmış. Ne kadar da sporcu bir kişiliğe sahip!~ Onu görünce içim rahatladı. Bir an endişeden ve korkudan beynimi yiyeceğimi düşünmüştüm.
Taehyung, Namjoon hyungun günlüğe yazdığını önceden öğrenmiş. Bu da sadece Jimin'le benim haberimizin olmadığı olaylardan biri olsa gerek. Yavaş yavaş ve hiçbir uğraş göstermeden bilmediğimiz olayları öğreniyoruz, o yüzden boşuna havalı olmaya ara verip bunlarla uğraşmama gerek olmadığını fark ettim. Her neyse şimdi gidiyorum, kendine havalı bak günlük! B)